Toplumun din anlayışında ve dindarlık eğilimlerinde yaşanan değişim ve dönüşümün incelendiği ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ raporuna göre, yüzde 66,5 düzenli olarak oruç tutuyor.
Ankara Enstitüsü ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından 22-25 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda hazırlanan ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ raporunda toplumun din anlayışında ve dindarlık eğilimlerinde yaşanan değişim ve dönüşüm incelendi.
Rapor Bülteni‘nin 94. sayısında rapordan yaptığı derlemeye göre öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Araştırmaya katılanların yüzde 92,3’ü Müslüman, yüzde 3,2’si deist, yüzde 2,7’si ise kendini ateist olarak tanımlarken; katılımcıların yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini belirtti.
“Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiç şüphe duymadığını” ifade edenlerin oranı yüzde 86 olurken, “Bazı şüphelerim olsa da Allah’ın varlığına inanıyorum” diyenlerin oranı yüzde 7 oldu. Allah’ın varlığına inanmayanların oranı ise yüzde 3 olarak tespit edildi.
Katılımcıların yüzde 46’sı “Ahlaklı olduğum sürece, neye nasıl inandığım o kadar önemli değildir” önermesine katılmadığını belirtti.
DEİZM VE ATEİZMİN SON YILLARDA YÜKSELİŞTE
Raporda, Türk toplumunda geçerli ve hakim dinin İslam olduğu, deizm ve ateizmin son yıllarda yükseliş kaydettiği belirtildi.
İnsanların büyük bir çoğunluğunun sıkıntılı hissettiği zamanlarda Allah’a dua ettiği, bir tanrının varlığını büyük ölçüde kabul ettiği ve görece olarak çoğunluğun ise ahlak ile dini inanç arasında olumlu ilişki kurduğu belirlendi.
Katılımcılara göre, Allah’a inanmaktan sonra dindarlığın en önemli kriteri kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmak oldu.
25-34 YAŞ GRUBUNDAKİ BİREYLER KENDİLERİNİ ÇOK DİNDAR OLARAK TANIMLIYOR
Araştırmada, yaş ve siyasi eğilimin dindarlık seviyesi ile olan ilişkisinin de oldukça yüksek olduğu belirtilirken, 25-34 yaş grubundaki bireylerin kendilerini çok dindar olarak tanımladığı aktarıldı.
Siyasi eğilimlerin dindarlık üzerindeki etkisi ile ilgili ise; Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve İYİ Partili katılımcıların çoğunluğu kendilerini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tanımladığı bildirildi.
TOPLUMUN YÜZDE 73’Ü TÜRKİYE’DE DİNDARLIĞIN AZALDIĞI GÖRÜŞÜNDE
Çocuklarının dindar olmasını isteyenlerin oranı yüzde 76 olurken, çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenlerin oranı yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenlerin oranı ise yüzde 9 olarak gerçekleşti.
Temel dini bilgilerini ailelerinden öğrendiğini söyleyenlerin oranı yüzde 50,8, kendi kendine araştırarak öğrenenlerin oranı yüzde 20, camilerden öğrenenlerin oranı yüzde 14,7, cemaatlerden öğrenenlerin oranı yüzde 3,3 oldu. Katılımcıların yüzde 9,7’si ise “diğer yöntemlerle” dini bilgileri öğrendiğini aktardı.
Ayrıca rapora göre; toplumun yüzde 73’ü Türkiye’de dindarlığın azaldığı görüşünde.


DÜZENLİ NAMAZ KILMA EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE AZALIYOR
Araştırmaya göre en yüksek düzenli ibadet oranı 65 yaş ve üzeri bireyler arasında olup bu yaş grubunun yüzde 52,3’ü günlük ibadetlere katılırken, kadınların erkeklere kıyasla daha düzenli bir şekilde namaz kıldığı belirlendi.
Düzenli namaz kılma oranının yaşla birlikte arttığı belirtilen araştırmada, bu oranın eğitim seviyesi yükseldikçe azaldığına dikkat çekildi. Ayrıca, daha düşük eğitim seviyesine sahip bireyler, daha yüksek eğitim seviyesine sahip olanlara kıyasla daha fazla düzenli dua ettiğini belirtti.
RAMAZAN AYINDA YÜZDE 66,5 DÜZENLİ OLARAK ORUÇ TUTUYOR
Katılımcıların yüzde 66,5’i düzenli olarak, yüzde 9,4’ü ise ara sıra Ramazan ayında oruç tutuğunu belirtirken, düzenli oruç tutma oranının kadınlarda erkeklere göre ve genç yaş gruplarında yaşlılara göre daha yüksek olduğu belirlendi.
Düzenli oruç tutma oranının da eğitim seviyesi yükseldikçe azaldığı tespit edildi.
ERKEKLERİN YARISI CUMA NAMAZINA DÜZENLİ OLARAK GİDİYOR
Erkeklerin yaklaşık yarısı cuma namazlarına düzenli olarak, yüzde 20’si ara sıra ve yüzde 17’si ise hiç gitmediğini ifade ederken, katılımcıların yüzde 12’si eskiden cuma namazlarına katıldıklarını ancak dini veya siyasi nedenlerden dolayı katılmayı bıraktıklarını belirtti.
Katılımcılardan “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir” ifadesine katılmayanların oranı yüzde 74 olurken, bu ifadeye katılanların oranı yüzde 14,6 olarak gerçekleşti.
YÜZDE 72 EVLİLİK ÖNCESİ CİNSEL İLİŞKİYE KARŞI
Katılımcıların yüzde 72’si evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı olduğunu belirtirken, evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı olmayanların oranı ise yüzde 15 oldu.
Araştırmada; “Farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru buluyorum” ifadesine katılanların oranı yüzde 19 oldu.
DİNDAR KİŞİLERİN DEVLET YÖNETİMİNDE YER ALMASINI İSTEYENLER YÜZDE 41
“Dindar kişilerin devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici buluyorum” ifadesine katılanların oranı yüzde 41 olurken, bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 37 olarak gerçekleşti.
Raporda, AK Parti ve MHP seçmenlerinin çoğunluğunun dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını olumlu bulduğunu, muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin çoğunluğunun ise tam tersi bir görüşe sahip olduğu ifade edildi.


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NA GÜVENMEYENLERİN ORANI YÜZDE 41
Diyanet İşleri Başkanlığı’na güvenmeyenlerin oranı yüzde 41 olurken, güvenenlerin oranı yüzde 35,4 oldu. Dini tarikat ve cemaatlere güvenmeyenlerin oranı yüzde 59,5, güvenenlerin oranı ise yüzde 13,9 olarak gerçekleşti. Dini kanaat önderlerine güvenmeyenlerin oranı ise yüzde 44,5 iken, güvenenlerin oranı yüzde 23,1 oldu.
EĞİTİM SEVİYESİ ARTTIKÇA TARİKATLARA VE KANAAT ÖNDERLERİNE DUYULAN GÜVEN AZALIYOR
Raporda genç yetişkinler (18-34) dini gruplara en yüksek güven düzeyine sahipken 55 yaş ve üzeri kişiler en düşük güven düzeyine sahip kişiler oldu.
Raporda, eğitim seviyesi arttıkça dini kurumlara, tarikatlara ve kanaat önderlerine duyulan güven azaldığı belirtildi.
22-25 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya rassal olarak seçilmiş bin 358 kişiye cep telefonları aracılığıyla ulaşıldığı belirtildi.
Araştırmanın örneklemi ise, 18 yaş ve üzeri nüfusa ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayınlanan 24 Haziran 2018 tarihli genel seçim resmi sonuçları kullanılarak oluşturulduğu aktarıldı.











