Türkiye’de, medyaya yansıyan hayvan hakkı ihlallerinin yer aldığı ve HAKİM tarafından hazırlanan İlk 6 Ay Medya İhlâl Raporu yayımlandı. Rapora göre, 2025 yılının ilk altı ayında en az 477 bin hayvanın yaşam hakkı ihlal edildi.
Hayva Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), 2025 yılının “İlk 6 Ay Medya İhlâl Raporu”nu yayımladı. Raporda sadece haber sitelerinde yer bulan hayvan hakkı ihlalleri yer aldı.
Söz konusu rapora göre, Türkiye’de yılın ilk altı ayında 477 bin 952 birey, 94 bin kilogram (kg) deniz canlısı ve 194 kovan arının yaşam hakkı ihlal edildi. Kapatılma nedeniyle medyana gelen ihlaller ise 362 bin 617 birey, bin kg deniz canlısı ve 229 kovan arı şeklinde gerçekleşti.
Ayrıca raporda, “Araçla ezme, zehirleme, dövüştürme ve cinsel şiddet gibi ihlâller de işkence, eziyet veya acı verici muamele içerse de bu kategoriler; ‘İşkence ve Acı Verici Muamele’ başlığı altında değil, kendi başlıkları altında değerlendirilmiştir” deniliyor.
İşkence ve Acı Verici Muamele başlığı altında 318 ihlal kaydedildi. Diğer yandan 220 kaza, 10 araçla ezme, 13 cinsel şiddet, 42 ateşli silahla vurma ve 3 bin 938 dövüştürme olayı raporda yer aldı.


YASADIŞI AVCILIK NEDENİYLE 4 BİN 625 HAYVAN İHLALE UĞRADI
Yasadışı avcılık nedeniyle 4 bin 625 birey ve 114 bin 688 kg deniz canlısı, zehirleme nedeniyle 237 birey ve 56 kovan arı ihlale uğradı.
Raporda “Kamu ile ilgili ihlâllerde ve diğer kategorilerdeki haberlerde kamu kurumlarının olayın gerçekleşmediği veya başka şekilde gerçekleştiği yönündeki açıklamaları olsa da ihlâller, haberde yazılan iddia aynı tutularak isimlendirilmiş olup bu konuda mesuliyet kabul edilmemektedir” ifadesi yer alıyor.
Muğla‘da kamu kurumları tarafından gerçekleştirilen ihlaller Gündem Fethiye’de de sıklıkla haberleştiriliyor.
Ayrıca 100 bin 302 kamu ile ilgili ihlal gerçekleşirken yasaya aykırı ticaret nedeniyle 5 bin 852 ihlal kaydedildi. Raporda, bu ihlallere dair şunlar ifade edildi:
“Hayvanların türün veya ihlâlin hukukiliği ayırt edilmeksizin avlanması veya ticaretinin yapılması da hayvan hakkı ihlâli olarak değerlendirilmeli ancak bir medya ihlâl raporu hazırlandığından ve medyanın ihlâl olarak görerek haberleştirdiği vakalar üzerinden kategorilerin belirlenmesi gerektiğinden Yasa Dışı Avcılık ve Yasaya Aykırı Ticaret kategorileri oluşturulmuştur.
Bu bağlamda yasaya uygun görülen ticaret başta olmak üzere milyonlarca hayvanın konu olduğu ihlâllerin zaten hiç haberleştirilmediğini unutmamak gerekmektedir.”
BİYOKAÇAKÇILIK VE ENDEMİK TÜRLER
Biyokaçakçılık, belli bir bölgedeki ve o bölgeye has endemik bitki ve hayvanların yetkili makamların izni olmadan toplanıp yurt dışına kaçırılması olarak tanımlanıyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2007-2023 yılları arasında toplam 86 biyokaçakçılık vakası tespit edildi. Bu vakalardan biri de Muğla’daki endemik türlerden biri olan Göcek Semenderi’nin kaçırmasıydı.
Muğla birçok endemik türe de ev sahipliği yapan bir ilçe olarak biliniyor. Bunlardan bir diğeri ise kardeş tür olarak da nitelenen Marmaris Semenderi. Bu tür, yangın ve iklim krizinin yanı sıra Göcek Semenderi gibi biyokaçakçılık riskiyle de karşı karşıya kalabilecek bir canlı. Koruma görevlilerinin karşılaştıkları başlıca sorunlardan biri semenderlerin evcil (pet) hayvan olarak ya da bilimsel amaçla toplanması. Raporda da söz edilen yasaya aykırı ticaret nedeniyle yaşanan ihlaller, özellikle endemik canlı türleri için başlıca risklerden biri olarak görülüyor.
Ancak ölü bulunan veya yaralanan hayvana dair hiçbir bilgi yer almayan haberlerin baz alındığı verilere göre, bilinmeyen sebepler kategorisinde 792 ihlal rapora girdi.
“İHLALLERİ GÖRÜNÜR KILMAK, HESAP VERİLEBİLİRLİĞİ GÜÇLENDİREN BİR ADIMDIR”
Raporun sonuç kısmında, “Elde edilen bulgular, hayvan hakları ihlâllerinin yalnızca münferit olaylar değil, toplumsal, ekonomik, çevresel ve hukuki dinamiklerle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir” denildi.
Raporda ayrıca şunlar aktarıldı:
“Bazı ihlâllerin haber değeri taşımadığı için görünmezleşmesi, hayvanların yaşam hakkına yönelik duyarlılığın ve etik sorumluluğun medyada da giderek zayıfladığını düşündürmektedir. Buna karşın, ihlâlleri görünür kılmak, kayıt altına almak ve sınıflandırmak; hem kamu farkındalığını hem de hesap verilebilirliği güçlendiren bir adımdır.
Bu rapor, hayvanların yaşam hakkının savunulmasının yalnızca etik bir tercih değil, adalet ve ekolojik bütünlük açısından zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Her bir kayıt, yalnızca bir veri değil, görmezden gelinen yaşamların hatırlanma çabasıdır.”
Son olarak raporda, “HAKİM olarak 2025 yılının ikinci yarısına ilişkin medya ihlâl raporunda ve genel yıllık raporda bu görünmez alanları daha da geniş bir perspektifle ele almayı; hayvan hakları mücadelesinde dayanışmayı büyütmeyi hedefliyoruz” ifadesi yer aldı.
7527 SAYILI KANUN’UN YASALAŞMASI SÜRECİNDE NE OLMUŞTU?
Sokak hayvanlarına “ötanazi” yapılmasını ön gören ve yurttaşlar tarafından “katliam yasası” olarak adlandırılan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 12 Temmuz 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmuş; Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda 23 Temmuz 2024’te kabul edilmişti ve Meclis Genel Kurulu’na sunulmuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından hazırlanan 17 maddelik yasa teklifi, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekillerinin oylarıyla, muhalefetin ve yurttaşların tepkilerine rağmen 42 saati aşan görüşmelerin sonucunda komisyondan geçmişti.
Yasa teklifinin görüşmeleri öncesinde ise AK Parti’nin önerisiyle Meclis Genel Kurulu’nun gündemi ve çalışma saatlerinde değişiklikler yapılmıştı. Buna göre Meclis gündemindeki bazı önemli yasaların görüşülmesinin hızlandırılması ve Meclis’in 1 Ağustos 2024’te tatile girebilmesi için 23,24,25 Temmuz 2024’te çalışması planlanan Meclis Genel Kurulu’nun 26,27,28,29 Temmuz 2024’te de çalışmasına karar verilmişti.
Yasa teklifinin görüşmeleri öncesinde ise 26-29 Temmuz 2024 tarihleri arasında Meclis’e ziyaretçi yasağı getirilmişti.
TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamada 30 Temmuz 2024’te kabul edilerek Meclis’ten geçen ve yasalaşan 17 maddelik “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Resmi Gazete’de yayımlanmış ve Kanun, 2 Ağustos 2024’ten itibaren yürürlüğe girmişti.
Bu süreçte Muğla dahil olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentinde protestolar gündeme gelmişti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ise Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un TBMM’de kabul edilmesinin ardından, CHP’li belediyelerin yasayı uygulamayacaklarını şu sözlerle açıklamıştı:
“Dün bütün belediye başkanlarımız teker teker açıkladı. Biz çaresiz kalsak da parasız kalsak da tüm imkansızlıklar olsa da bu gizli talimatı üstü örtülü ‘katliam yasası’ndaki talimatı uygulamayacağız. Bir tane cana kıymayacağız.”
Diğer yandan, yasanın yürürlüğe girmesiyle bazı CHP’li belediyelerin de sokakta yaşayan köpekleri toplaması eleştirilere neden olmuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise söz konusu düzenlemelerin hayvan hakları, kamu yararı ve yaşam hakkı ile bağdaşmadığını öne sürerek 15 Ağustos 2024’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu.
Başvuruda 17 maddeden 16’sının iptali talep edilmişti. Ancak mahkeme, CHP’nin 16 maddenin iptaline yönelik talebini Mayıs 2025’te reddetmişti.
Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu (HayFed), İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırılık taşıyan genelgeleri Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombudsmanlık) resmi olarak şikayet etti.
HayFed, 7527 Sayılı Kanun’un 2 Ağustos 2024’te yürürlüğe girmesinin ardından Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge, talimat ve müfettiş raporlarında yer alan düzenlemelerin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine açıkça aykırı olduğunu dile getirdi.
Yasa kapsamında sahipsiz hayvanların toplanarak barınaklara yerleştirilmesi, belediyelere çeşitli sorumluluklar verilmesi ve iyileşemeyecek durumdaki hayvanların uyutulması gibi uygulamalar yer alıyor.
7527 Sayılı Kanun, Hayvan Hakları Savunucuları tarafından Fethiye dahil Türkiye’nin birçok bölgesinde basın açıklamaları ve protestolarla karşılanmıştı.












