Türkiye Ormancılar Derneği’nin Ankara’daki toplantısına katılan Muğla’nın farklı noktalarında yaşam alanlarını savunmak için mücadele eden yurttaşlar, CHP’li belediyelerin verdiği ruhsatları eleştirdi ve CHP’li bir heyeti Muğla’ya davet ederek durumu değerlendirmesini talep etti.
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) bugün Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Türkiye Ormancılığında 98 Yıl” başlıklı bir etkinlik düzenledi.
Etkinliğe Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP milletvekilleri ve ormancılık bileşenlerinin yanı sıra; Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de Akbelen Ormanını korumak için mücadele eden köylüler, milli parkı Sinpaş/Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın projesine karşı koruyan Marmarisliler, çimento fabrikasına karşı mücadele den Deştinliler de katıldı.
Etkinlik öncesinde salonda “Muğla’da Çimento Fabrikası istemiyoruz”, “Akbelen için adalet”, “Yettin gari Sinpaş” ve “Muğla için çok geç olmadan yaşam alanlarımızı savunalım” pankartları açıldı.
HALİME ŞAMAN: “3M 1B’NİN RUHSATLARINI CHP’Lİ BELEDİYELER VERDİ”
Etkinlikte söz alan Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve Marmaris Kent Konseyi Çevreden Sorumlu Yürütme Kurulu Üyesi Halime Şaman, Türkiye’nin farklı noktalarında yaşam alanlarını korumak için ortaklaşanlardan, yaşam savunucularından biri olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Yaşadığım yer bağlamında da ‘3M 1B’nin temsilcisiyim. Nedir bu ‘3M 1B’? Milas, Marmaris, Menteşe ve Bodrum. Bu saydığım illerde, yani Marmaris’te Sinpaş, Milas’ta Ağaoğlu, Bodrum’da Cengiz ve Menteşe’de Çimento Fabrikası’nın ruhsatları ne yazık ki CHP’li belediyeler tarafından verildi. Biz CHP’nin ekoloji yüzüne çok inanıyoruz ancak bununla birlikte bir samimiyet arayışındayız çünkü bir yılı aşkın süredir alanlarımızda mücadele veriyoruz ve bu konuda ne yazık ki sesimizi yeterince ulaştıramadık.”
“BİR ARADA OLUNCA DA NASIL BÜYÜK BİR ZAFERE İMZA ATTIĞIMIZI HEPİMİZ HATIRLIYORUZ”
Somut bir talepte bulunmak istediğini belirten Şaman, “Lütfen bir heyet oluşturun iki günlük bir Muğla’ya gelsinler, biz alanlarımızı gösterelim, orada değerlendirelim. Akşamları halkı katalım, halkla konuşalım bu konuları ve artık ‘3M 1B’ sorununu çözelim. Çünkü Marks’ın da söylediği gibi, zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz kalmamıştı diyordu. Ama biz yaşam alanlarımızı kaybediyoruz. Üstelik bugünün değil geleceğin yaşam alanlarını.”
Şaman, zeytinlik alanlarda madenciliğin önünü açacak ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Meclis komisyonunda görüşüleceği gün Muğla’dan Ankara’ya giderek ilgili maddenin geri çekilmesinin sağlandığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Bir arada olunca da nasıl büyük bir zafere imza attığımız hepimiz hatırlıyoruz. Geçen hafta, hayatımın en güzel anısını yaşadım çünkü zeytin yasa önerisi için Ankara’ya girmiştik ve polis bizi yolda durdurmuştu ama size bir ‘imdat’ dememiz yetti. CHP’li ve HDP’li vekiller çıkarma yaptılar ve tam anlamıyla otobüsten kız kaçırma yaptılar. Biz iki buçuk dakika içinde otobüsleri boşalttığımızda polisler boş otobüsü bekliyorlardı ve sizinle aynı araçtaydık. Biz o gün milletvekili ve halk dayanışmasıyla tarihi bir ana imza attık ve yasa tasarısını geri çektirdik. Gelin bunu Muğla’da da yeniden yapalım.”
ABDÜLKADİR ÇETİNKAYA: “BİZİM ŞARTIMIZ SU, TOPRAK, HAVA, ORMAN. YETKİLİLERDEN YARDIM BEKLİYORUZ”
Deştin köyünden Abdülkadir Çetinkaya ise “Biz sabah kalktığımız zaman ilk dağlarımıza bakarız. Neden? Dağlarımız duman tütüyor mu diye. Öyle bir köyde yetiştik. Yangınlarda, yangın sönmeden ormandan gelmezdik” dedi.
2010 yılından bu yana çimento fabrikasına karşı mücadele ettiklerini söyleyen Çetinkaya, “Biz mücadele ettik. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) kararını iptal ettirdik. Yıllar sonra başka bir firma aynı ÇED raporu üzerinden buraya ÇED raporu alıyor. Köylünün haberi yok. Askıya asılması lazım ama hiç böyle bir şeyi biz görmeden görmeden ÇED raporu alıyor. En sonunda Menteşe Belediye Başkanı, çok sevdiğimiz ve saygı duyduğumu biz belediye başkanı ama üzülerek söylüyorum, buna ruhsat verdi” ifadelerini kullandı.
Çimento Fabrikası’nın 8 bin 300 dönümlük devasa alanda kurulmak istendiğine dikkat çeken Çetinkaya, “Bu çimento Fabrikası’nın olduğu yerde 8 bin 300 dönüm yeri fabrika sahibi çevreliyor. 8 bin 300 dönüm yer. Sırf ormanlık, iki gölet. Bu yerde, arı taşları deriz biz, büyük kayalar vardır orada bal arıları vardır. Bu yerleri komple alıyor, tahrip ediyor. 25 köy etkileniyor. Biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz” dedi.
Konu ile ilgili yedi defa eylem yaptıklarını belirten Çetinkaya, Belediye Başkanı’nın kendileriyle konuşmadığını belirtti. Yatağan Termik Santrali yüzünden zaten zehirlendiklerini söyleyen Çetinkaya, “Bizim şartımız su, toprak, hava, orman. Kimse bir kişinin hayatıyla sağlığıyla oynayamaz. Yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi.