Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarı sonrası Afrika üzerinden gelen çöl tozu bulutu, Muğla’da öğle saatlerinde etkisini arttırdı. Çöl tozlarına karşı Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu uyarılarda bulundu.
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu tarafından ‘turuncu tehlike’ olarak da tanımlanan Afrika’dan gelen çöl tozlarının öğle saatleri itibariyle Muğla’da etkisini gösterdi. Türk Toraks Derneği çöl tozlarının bebekler, çocuklar yaşlılar, astım ve KOAH hastaları için ölümcül olabileceğine dikkat çekti
Çöl tozları fırtınalarla birlikte birkaç bin kilometre yol alabileceği ve kıtalar arası etkilere sebep olabileceği bildirildi Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu’nun “Turuncu Tehlike: İklim Krizine Bağlı Artan Kuraklık Ve Çöl Fırtınaları, Sağlığımıza Etkileri” ile ilgili açıklamada “Örneğin, Sahra Çölü’nden kalkan tozların yüzde 12’si Avrupa’ya, yüzde 28’i Amerika’nın batısına kadar ulaşabilmektedir” denildi.
Türk Toraks Derneği’nden yapılan açıklamada; Doğu Akdeniz havzasında yer alan ve azımsanmayacak bir alanı kaplayan dünyanın büyük toz kaynaklarından Sahra Çölü, Arabistan Yarımadası ve İran çöllerinden her yıl ortalama 20 milyon ton çöl tozunun; özellikle mart, nisan ve mayıs aylarında Anadolu’ya ulaştığı belirtildi.
Türk Toraks Derneği, “Sahra Çölü’nden her yıl Akdeniz bölgesine 4 milyon ton toz gelmekte, ulaşan bu tozlar bölge havasındaki parçacık madde miktarını yüzde 35 oranında arttırmaktadır” ifadelerine yer verildi.
İklim krizinin nedeniyle yol açtığı kuraklık ve çölleşme sonucu çöl tozlarının çok değişken içeriği nedeniyle önemli sağlık sorunları belirtilen açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Normalde doğal bir döngü halinde çöl tozları içindeki demir (III), bulut içerisinde güneş ışığının etkisiyle artı üçten artı ikiye indirgenerek yağışlarla birlikte yeryüzüne iner ve bitki, toprak ve su kaynakları için önemli işlevler görür. Fakat günümüzde iklim krizinin yol açtığı kuraklık ve çölleşme sonucunda olağan dışı bir şekilde kırmızı renkli tabakalı silikat ile şehirler adeta turuncuya boyanmakta, insanlar daha sık çöl tozlarına maruz kalmakta ve bu hava kirliliği ve çöl tozlarının çok değişken içeriği nedeniyle önemli sağlık sorunları yaşamaktadır.”
Sahra Çölü’nden bu yıl iki kez toz fırtınası ile karşılaşıldığını açıklamada “2022 yılında da Sahra Çölü’ndeki son fırtına Avrupa’daki birçok kentte gökyüzünü ve yeryüzünü turuncuya boyamıştır. Öyle ki İsviçre’de Alp dağlarının karları turuncu renk almıştır” ifadeleri kullanıldı.
“TOZ FIRTINASI OLAN GÜNLERDE ASTIM VE KOAH İLİŞKİLİ ACİL SERVİS BAŞVURULARININ VE ASTIMLA İLİŞKİLİ ÖLÜMLERİN ARTIYOR”
Prof. Dr. Hasan Bayram ve arkadaşlarının 2009-2014 yılları arasında yaptıkları çalışmada çöl tozunun olduğu günlerde acil servis başvurularının artığını aktaran açıklamada şu sözler ile dile getirildi:
“Bu tozlar ile en fazla karşılaşan illerden biri olan Gaziantep’te maruz kalınan çöl fırtınalarının, günlük sıcaklık ve havadaki parçacık madde, ayaktan tedavi, acil servis ve hastane yatışları ile ölümler üzerine etkisi araştırılmış, Prof. Dr. Hasan Bayram ve arkadaşlarının 2009-2014 yılları arasında yaptıkları çalışmada, toz fırtınası olan günlerde astım ve KOAH ilişkili acil servis başvurularının ve astımla ilişkili ölümlerin arttığı ortaya koyulmuştur.”
Ayrıca açıklamada, “Toz fırtınası ile kalp yetmezliği nedeniyle yatarak tedavi gören hastaların sayısında bir artış gözlemlenmiş, akut koroner sendrom kaynaklı ayaktan tedavi, hastaneye yatış ve ölüm oranlarında artış görülmüştür” dedi.
Çöl tozlarının içeriğinin farklı olsa da kimyasal olarak yüzde 64 silikatlar, yüzde 14 sülfatlar, yüzde 6 kuvars, yüzde 6 yüksek kalsiyum parçacıkları, yüzde 1 demir açısından zengin (hematit), yüzde 1 kurum ve yüzde 9 diğer karbon bakımından zengin parçacıklar şeklinde saptanmakla birlikte diğer kimyasal ve biyolojik risk faktörlerinin de taşınabildiği açıklandı.
“YOĞUN MİKTARDA POLEN BULUNDURABİLİR”
Çöl tozlarının yapısında yoğun miktarda polen olabileceğine değilenen açıklamada, “Kilometrelerce mesafe kat edebilen çöl tozları yapısında çok yoğun miktarda polen bulundurabilir. Bu durum özellikle bebekler, çocuklar, yaşlılar, alerjik rinit, astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar için daha da tehlikelidir” denildi.
Yapılan çalışmada çöl fırtınalarında öksürük, nefes darlığı şikayetlerinde artış olduğunu belirten açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Yapılan çalışmalarda bu dönemde öksürük, nefes darlığı gibi şikayetlerde ve solunum hastalıkları nedenli acil servis başvurularında artış olduğu gösterilmiştir. Çöl fırtınaları ile soluduğumuz havada sanayi ve tarım etkinlikleri ile oluşan kimyasal parçacık maddeler de bulunabilir.”
Türk Toraks Derneği, çöl tozu nedeniyle havada bulunan bu maddeler bağışıklık sistemine zarar verdiğini akciğer hava keseciklerine ulaşamazken cilt tahrişi, göz sulanması, burun akıntısına neden olabileceği açıkladı:
“İki buçuk mikrondan küçük parçacıklar (PM2,5) solunum sisteminin en ucundaki nefes alış-veriş bölümüne kadar ulaşarak ve buradan sistemik dolaşıma geçerek vücutta yangı oluşturabilmektedir. PM2,5 ve çöl tozları birleşiminin sağlık etkilerini daha da kötüleştirdiği gösterilmiştir. Gerçekleşen bu yangının çöl tozları içeriğindeki toksik madde miktarı ile doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır.”
Derneğin açıklamasında havada çöl tozu olduğunda;
“Kapalı ortamda kalmak, dışarı çıkılacaksa ağız ve burnu mümkünse parçacık tutucu maske (FFP2, FFP3) veya normal maske veya ıslak bezle kapatmak, açık havada egzersiz yapmamak, araba kullanırken havalandırmayı çalıştırmamak yararlıdır” denildi.