Türkiye’de akciğer sağlığını geliştirmek için bir araya gelen göğüs hastalıkları uzmanı hekimlerin oluşturduğu Türk Toraks Derneği klima kullanımının sağlığımıza etkileri ve doğru klima kullanımı hakkında bilgilendirme yaptı.
Türk Toraks Derneği hava koşullarının aşırı sıcak veya soğuk olduğu dönemlerde kullanılan klima sistemleri hakkında bir açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada, “Klima sistemlerinin sağlığımıza olası etkileri hakkında bilinçli olmak, kullanım alışkanlıklarımızı gözden geçirmek oldukça önemlidir” ifadeleri kullanıldı.
Klima sistemlerinin uzun süreli ve kontrolsüz kullanımlarının solunum yollarını olumsuz yönde etkileyebileceğini belirten açıklamada şu sözlere yer verildi:
Mukozaları kurutarak üst solunum yollarında enfeksiyonların kolaylaşmasına neden olabilir. Özellikle kapalı ve havalandırması sınırlı alanlarda yoğun bir şekilde çalışan klimalar, iç mekân havasını dolaştırarak toz, alerjen ve mikropların yayılma riskini artırabilir. Bu durum, özellikle alerjik reaksiyonlara ve solunum yolu enfeksiyonlarının yayılma ihtimalinin artmasına neden olabilir. Klima hastalığı olarak bilinen ve Lejyoner hastalığı etkeni olan Legionella bakterisi ciddi bir solunum yolu enfeksiyonudur. Legionella bakterisi yalnızca su damlacıkları içinde bulunur. Özellikle su kullanan kapalı alan iklimlendirme sistemlerinin hastalığı yaydığı bilinmektedir. Bu sistemler oteller, büyük salonlar, iş merkezleri gibi yerlerde kullanılır. Ev ve araba içi iklimlendirme sistemlerinde ise su kullanılmadığı için bu hastalığa yakalanma riski son derece düşüktür. Enfekte su damlacıkları havada bulunan insanlar tarafından solunur ve Lejyoner hastalığına veya Pontiac ateşi (yüksek ateş, halsizlik, baş ve kas ağrıları) gibi hafif gribal semptomlara neden olabilir. Su kullanan kapalı alan iklimlendirme sistemlerinde su sistemlerinin düzenli olarak çalıştırılması, suyun durgun kalmaması ve belirli aralıklarla boşaltılıp dezenfekte edilmesi bakteri üremesini azaltabilir.
Astım için çeşitli iç hava tetikleyicileri vardır. Klima ünitesinde birikebilecek nem nedeniyle küf oluşumu potansiyeli vardır ve sporlar ünitenin içinden geçen havayla yayılabilir. Bu, birçok insanda alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve hatta astım krizini tetikleyebilir. Soğuk ve hava akımı ile alerjen temasının artması nedeniyle alerjik yanıtlarda artma gözlenebilir, olası alerjik semptomlar konusunda dikkatli olunmalıdır.
Alerjik reaksiyonların hapşırık, burun akıntısı, geniz akıntısı ve bazen de öksürük gibi semptomlara neden olabilir. Ancak tüm bunlar nem kontrolü, uygun filtre temizliği gibi doğru klima kullanımı ile önlenebilir.
Ayrıca, klima sistemlerinin uzun süre çalışmasının ortamdaki bağıl nemi düşürebileceği, bu nem düşüklüğüne uzun süre maruz kalma durumunda ise cilt kuruluğu, kaşıntı, gözlerde kuruluk ve tahriş olabileceği belirtildi.
Bunların yanı sıra klima nedeniyle susuz kalarak baş ağrısına ve migrene maruz kalınabileceği açıklanırken, dehidratasyonun migren söz konusu olduğunda sıklıkla gözden kaçırılan bir tetikleyici olduğu vurgulandı.
Doğru klima kullanımı hakkında ise açıklamada şu bilgilere yer verildi:
- Sıcaklık Ayarı: Klima kullanırken oda sıcaklığını dengede tutmak önemlidir. İdeal oda sıcaklığı genellikle 20-24°C arasında olduğundan, bu aralıkta bir sıcaklık ayarı yapılabilir, ancak rahatsız ediyorsa ısı 27°C ‘ye kadar çıkarılabilir. Diğer bir öneri, ısının dış ortam sıcaklığından 7-8 °C daha düşük bir sıcaklığa ayarlanmasıdır.
- Nem Kontrolü: Ev tipi klima kullanımı sırasında düşük nem seviyeleri, cilt ve solunum yolları rahatsızlıklarına neden olabilir. İdeal iç mekân nem seviyesi %40-60 arasında olmalıdır. Bu nemi korumak için klima sistemleri ile nemlendiriciler kullanılabilir, odanın çeşitli yerlerine su dolu kaplar konabilir. Susamayı beklememek, düzenli aralıklarla su içmek oldukça önemlidir.
- Filtre Temizliği: Klima sistemlerinin filtreleri 6 ayda bir temizlenmeli veya değiştirilmelidir. Temiz filtreler, havadaki partiküllerin yayılma riskini azaltır ve iç mekân havasını daha temiz tutar. Ayrıca filtre temizliği ile enfeksiyon etkeni olabilecek virüs, bakteri gibi mikroorganizmaların yayılmasının önüne geçilmiş olur.
- Mola Verme: Klima sistemini sürekli olarak kullanmak yerine, ara sıra kapatmak veya fan modunda çalıştırmak enerji tasarrufu sağlar. Ayrıca iç mekân havasının taze hava ile karışması sağlanır. Pencere ve kapıların kısa süreliğine açılması da iç mekân havasının tazelenmesine yardımcı olur. Kapalı iş ortamlarında çalışanların gün içinde birkaç defa açık havaya çıkması uygun olacaktır.
Sonuç olarak; doğru sıcaklık ayarı, nem kontrolü, filtre temizliği ve havanın dolaşımı gibi adımları uygulayarak, klima sistemlerini en etkin ve sağlıklı şekilde kullanabiliriz.
Açıklamanın tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.