Muğla’da turizm sezonunun başlamasıyla birlikte; otellerden teknelere, restoranlardan birçok alana kadar çocuklar staj adı altında ya da doğrudan güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılıyor. Konuya ilişkin turizm çalışanı Cavidan Ökten ve Dev-Turizm-İş Genel Başkanı Turgay Özdemir, Gündem Fethiye’ye açıklamalarda bulundu.
Muğla’nın Marmaris ilçesindeki eğlence mekanlarında kaydedilen dans görüntüleri sosyal medyada tepki toplarken, aynı mekânlarda çocuk işçilerin çalıştığı da görülmüştü. Yaz aylarında milyonlarca turisti ağırlayan Muğla’da, bu hareketliliğin gölgesinde büyüyen önemli bir toplumsal sorun daha gündeme geliyor: Çocuk işçiliği.
Bodrum’dan Marmaris’e, Fethiye’den Datça’ya kadar birçok tatil beldesinde okul çağındaki çocuklar, uzun saatler boyunca restoranlarda garsonluk yapıyor, hediyelik eşya tezgâhlarında çalışıyor ya da plajlarda turistlere hizmet veriyor.
Yaz turizmi, bölge ekonomisine katkı sağlarken aynı zamanda otellerde, plaj işletmelerinde ve dükkânlarda çalışan küçük yaşta çocuklar, Türkiye’nin sorunlarından biri olan çocuk işçiliğini gündeme taşıyor.
Özellikle turizm kentlerinde çocukların eğitimden uzaklaşıp ağır koşullarda çalıştırılması, hem eğitim haklarını ellerinden alıyor hem de fiziksel ve psikolojik gelişimlerini tehdit ediyor.
Konuya ilişkin Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Dev-Turizm-İş Genel Başkanı Turgay Özdemir ve turizm sektöründe çalışan Cavidan Ökten Gündem Fethiye’den Yasin Çoban’a açıklama yaptı.
“ÖĞRENCİLERİN MEZUN OLABİLMESİ İÇİN NEREDEYSE ÜCRETSİZ İŞ GÜCÜ OLARAK KULLANILIYOR”
Turizm sektöründe çocuk işçiliğin neden yaygın olduğunu açıklayan DİSK Dev Turizm-İş Genel Başkanı Turgay Özdemir, şunları söyledi:
“Öncelikle, ucuz iş gücüne olan talep ve turizm okullarının artmasıyla birlikte, staj sömürüsü adı verilen bir sistem ortaya çıkmıştır. Bu sistemde, öğrenciler okuldan sonra ya da okurken, ‘zorunlu staj’ ve ‘mesleki deneyim kazanma’ adı altında çalıştırılmakta; asgari ücretin yalnızca yüzde 30’una denk gelen düşük bir ücret almaktadırlar. Asıl sorun ise, öğrencilerin mezun olabilmesi için neredeyse ücretsiz iş gücü olarak kullanılıyor.”
Marmaris’teki dans görüntüleri sırasında görünen çocuk işçiler içinde açıklama yapan Özdemir, “Oradaki emek sömürüsünün görünmemesi, orda yapılan animasyon ve dans gösterilerinin daha dikkat çekmesi üzücü” dedi.
“ÇOCUKLARIN GERÇEK ANLAMDA BİR SÖMÜRÜ DÜZENİNE TESLİM EDİLMESİNE YOL AÇMAKTADIR”
Turizm işçilerinin çalışma koşullarında, güvenliğin sağlanması gerektiği söyleyen Özdemir; “Herkesin; ilgili koşuları, insani koşuları düzenlemek gibi temel bir görevi var ama maalesef özelikle çalışma ortamlarına, işçilerin dinlenme yerlerine, yattıkları lojmanlara, yatakhanelere baktığımızda çokta kimsenin kendi görevini yerine getirdiğini söyleyemeyiz, Bolu’daki yaşanan facia buna en iyi örnek” ifadelerini kullandı.
Sendikal örgütlenmenin önünün açılması gerektiğini belirten Özdemir, son olarak şunları söyledi:
“Öncelikle sendikal örgütlenmenin önü açılmalı, staj yaşı daha makul bir yaşa çıkarılmalı, bununla ilgili kesin yasa hükümleri getirilmeli. Örneğin işyerleri denetlenmeli; staj alan işçinin kendi dalında staj alıp almadığı, bulunduğu ortamın çalışma koşularının uygunluğu ve bu devlet sorumluğunda olmalı, yaptırım ve cezalar caydırıcı hale getirilmeli.”


“BELGESİZ ÇALIŞAN BİRÇOK ÇOCUK İŞÇİ İLE KARŞILAŞTIM VE BERABER ÇALIŞTIM”
13 yıldır Muğla’nın Fethiye ilçesinde yaşayan, kendisini bir “Gemi kadını” olarak tanımlayan ve yelkenli yatçılık sektöründe, bir haftalık mavi turlarda usta gemici ve tekne aşçısı olarak görev yaptığını ifade eden Cavidan Ökten, şunları aktardı:
“Mesleğe ilk başladığım yıl Gulet tabir edilen 6 / 8 / 10 kabinli haftalık kiralık teknelerde çalıştım. Özellikle bu süreçte ne yazık ki eğitimsiz, belgesiz çalışan birçok çocuk işçi ile karşılaştım ve beraber çalıştım. Denizlerde profesyonel ‘Gemi Adamı’ olarak çalışabilmeniz için, 16 yaşını doldurmuş, en az lise mezunu, öncesinde gerekli eğitimleri almış STCW güvenlik sertifikalarını tamamlayarak Gemi Adamı Cüzdanı’na sahip olmanız gerekmektedir.”
“GÜVENCESİZ YA ÜÇ KURUŞA YA DA BEDAVAYA BOĞAZ TOKLUĞUNA ÇALIŞTIRILIYORLAR”
Teknelerde çalıştırılan 18 yaş altı personellerin genelde eğitimsiz olduğunu ifade eden Ökten, “Tabiri caizse vur ensesine al lokmasını, eti senin kemiği benim mantığıyla ailesi tarafından gulet sahibine, donatanına, kaptanına emanet edilmiş çocuklar oluyor. Belgeleri olmayınca kayıtsız, güvencesiz ya üç kuruşa ya da bedavaya boğaz tokluğuna çalıştırılıyorlar” dedi.
“Seyir izin belgelerinde” yer almadıkları için teknede çalışan bir çocuğun seyir sırasında başına bir şey gelmesi durumunda bunun yasal olarak ispat edilemeyeceğini ifade eden Ökten, şunları söyledi:
“Her türlü ayak işlerine koşuluyorlar teknedeki profesyonel ekibin insafına vicdanına kalmış bir şekilde yetişiyorlar. Bahsettiğim bu durum, guletler, günü birlik tabir edilen tekenler ve dalış teknelerinde devam eden ve gayet normal karşılanan bir çalışma şeklidir.”
“SEKTÖRDE HEPİMİZİN ORTAK SORUNU İSE RESMİ BELGELİ DAHİ ÇALIŞSAK SİGORTASIZ ÇALIŞMAMIZDIR”
Yelkenli yatçılık sektöründe ise çocuk işçilerin genelde tekne üstünde pek çalışmadığını ifade eden Ökten, son olarak şunları söyledi:
“Yan sektörlerde kesinlikle vardır. Örneğin, teknelerin iç-dış temizliğini hazırlığını yapan ekiplerde, teknik tamir destek veren ekiplerde veya kumanya desteği veren firmalarda, ekiplerde mutlaka çocuk işçiler olur. Sektörde hepimizin ortak sorunu ise resmi belgeli dahi çalışsak sigortasız çalışmamızdır, sadece firmaların maaşlı personelleri nispeten sigortalı çalışmaktadırlar.”












