Muğla’nın Bodrum ilçesinde butik otel işleten Merve Bayraktar Hoşgül, antrenörlükten otel işletmeciliğine uzanan deneyimlerini, otel işletmeciliğinde kadınların yaşadığı zorlukları ve Bodrum’da işletmecilik yapmanın getirilerini anlattı. Bayraktar, “Aslında sen benim sadece esnaf komşum olduğun için sana nezaketle davranıyorum, cilve yapmıyorum” sözleriyle çalışırken yaşadığı, samimiyetin yarattığı sınır ihlalerine değindi.
Muğla‘nın Bodrum ilçesinde butik otel işletmeciliği yapan Merve Bayraktar Hoşgül, antrenörlükten otel işletmeciliğine uzanan deneyimlerini ve otel işletmeciliğinde kadınların yaşadığı zorlukları Gündem Fethiye muhabiri Songül Karadeniz’e anlattı.
Merve Bayraktar Hoşgül, Emre Hoşgül ile evlendikten sonra Milas’a taşındı. Hemen sonrasında kendilerini gelen bir iş teklifi nedeniyle Bodrum’a taşınan çift, butik otel işletmeye başladı.
Esas mesleği pilates ve yoga antrenörlüğü olan Bayraktar, iki yıl sözleşmeli olarak başladıkları otel işletmeciliğini stüdyo açma hayaline de bir adım olarak gördü.
Başta “bir yıl idare ederiz” diye başladıkları süreçte Bayraktar, hem bir kadın işletmeci olarak yaşadıklarını hem de Bodrum turizminin bugünkü durumunu paylaştı.


Bayraktar, “Burayı mümkün olduğunca çekip çevirdik. Eksikleri, noksanları vardı. Bodrum’un eski binalarından biri. Tadilatlar yaptık. Ufak tefek süslemeler yaptık. Elektriğiydi, badanasıydı, sıvasıydı derken burayı böyle bir yer haline getirdik” dedi.
Kendilerinden önce oteli iki kız kardeşin işlettiğini belirten Bayraktar, zaman zaman zorluklarla karşılaştıklarından ve bu süreçte komşu esnaflardan destek gördüklerinde söz etti.
Özellikle gece yaşanan gürültülü olaylarda işletme sahibi olan kadınların fiziksel olarak zor durumda kalabildiğini, bu nedenle çevre dayanışmasının önemli bir rol oynadığını belirtti.


Bayraktar, otel işletmeciliği yapmaya dair düşüncelerini şöyle aktardı:
“Bu arada bir kere zaten Bodrum’da otelinin olması çok havalı görünen bir şey ama benim asıl sevdiğim, önemsediğim tüm dünyanın kültürüyle olduğun yerde tanışabiliyorsun. Belki İngilizce pratik yapıyorsun, muhabbet ediyorsun.
Çeşitli anılar biriktiriyorsun. Esnaf oluyorsun, buradaki esnaflarla tanışıyorsun. Yani artık burası senin için yabancı bir Bodrum gibi değil de esnafını tanıdığın, kendini iyi hissettiğin bir yer oluyor.”
Bodrum’da artan maliyetler ve yüksek vergiler nedeniyle ayakta kalmakta zorlandıklarını dile getiren Bayraktar, odaların yüksek fiyatlara kiralanmasına rağmen giderler ve vergiler sonrası kazancın neredeyse yarısının eridiğini belirtiyor.
Yerli ve yabancı turistlerin pahalılıktan şikâyet ettiğini ve sezon yoğunluğunun ise her yıl daha geç başladığı ifade eden Bayraktar, tüm yaz boyunca yoğun çalışmanın kışın ek işlerle desteklenmediğinde anlamını yitirdiğini vurguladı.


“BELKİ EŞİMLE BİRLİKTE ÇALIŞTIĞIMI BİLDİKLERİ İÇİNDİR”
Ayrıca Bayraktar, kadın işletmeci olmasından ötürü çok fazla zorluk yaşamadığını belirtse de sözlerine şunları da ekledi:
“Bariz bir zorluk yaşamadım. Belki eşimle birlikte çalıştığımı bildikleri içindir bilmiyorum ama işletmeci olmama gerek yok zaten. Genelde kadınların yaşadığı çok fazla problem var.”
Bayraktar, bunun yanı sıra erkek müşterilerden zaman zaman gereğinden fazla ilgi gelebildiğini de belirtti. Bu durumun da cinsiyete dayalı farkına değinen Bayraktar, ayrıca otel işletmeciliğinde güvenlik soruna da değindi.
İşletmeciler, ara sokakta konumlanan tesislerinde sık sık sarhoş, kavga eden veya uyuşturucu kullanan kişilerin sorun yarattığını ve komşuların zaman zaman destek sağladığını aktarıyor.
Ayrıca işletmede sürekli tamirat ve bakım gereksinimi doğduğu, ustaların bulunmasının ve servis ücretlerinin maliyeti artırdığı ifade eden Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“24 saat buradasınız, küçük bir otel, fazla çalışan yanınızı alamıyorsunuz. Bu yüzden de eşimle ikimiz idare ettiğimiz için çok sosyalleşemiyoruz.
Şimdi sezon sonuna doğru böyle arada ortalık sakinken ufak tefek kaçıyoruz 1-2 saat ama genel anlamda kafamızı rahat bir şekilde vakit geçiremiyoruz.”


“ÖNCESİNDE İÇERİSİNDE TECRÜBE EDİNMELERİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Otel işletmeciliği yapmak isteyenlerin bu konuda tutkulu olması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ben hep negatif yönlerini yansıtıyorum ancak iyi yönleri de var. Bir de bir işi çok seviyorsanız onun bazı zorluklarını zaten görmezsiniz. Örneğin benim kendi işimde olan antrenörlükte de belki gecelere kadar ders verdiğim, yorulduğum, enerjimin bittiği oluyor.
Ama işimi o kadar çok seviyorum ki bana görünmüyor. Ama otel işi hem daha önce deneyimlemediğim, hatta herkesin aksine hayalini bile kurmadığım bir şeydi. Bir de bence bir işe girişirken, öncesinde içerisinde tecrübe edinmeleri gerektiğini düşünüyorum.”
Sosyal medyanın etkisiyle konumları görünür kılmanın önemine dikkat çeken işletme sahibi, hevesli ve işin içinde bulunmuş kişilerin başarılı olabileceğini söyledi.
Ancak maliyetleri doğru hesaplamak ve odaların sayısı ile sundukları hizmetin kalitesini dengelemek gerektiğini vurgulayan Bayraktar, doğru bir muhasebeciyle çalışmanın da önemine değindi.
Bayraktar, turizm sektöründe misafirlere nezaket ve güler yüzle yaklaşmanın hem şehir imajını hem de turizmi doğrudan etkilediğini söyledi.
Ayrıca, “Sen ne kadar nezaket sahibi, konuşmayı bilen, güler yüzlü, iyi niyetli bir şekilde yaklaşırsan onlar diyecek ki: ‘Türkler gerçekten çok tatlı. Bir daha gidelim.’ Doğal olarak turizmi de kalkındırmış olacaksınız” ifadesinde bulundu.
Kentte bazı işletmelerin yüksek fiyat politikaları nedeniyle turistlerin mağdur olabildiğini belirten işletmeci, taksi ve restoran seçimlerinde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
“BANA ‘EVLİ KADINSIN’ DİYEREK HİTAP ETME CÜRETİNİ BULUYOR”
Hoşgül, sektörde kadınların sınırlarının kolayca ihlal edilebileceğini de aktardı. Hem misafirlere karşı hem de esnaf çevresinde “samimi ama mesafeli” davranmasının işlerini korumak açısından önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Çünkü ne zaman ‘biz artık esnafız, çok yakınız’ diye etrafa gülücükler saçar, samimiyet kurarsanız – sadece cinsel anlamda bahsetmiyorum bu arada- iş konusunda ya da sizin işinize, ilişkilerinize karışma konusunda hadsizlik yapabiliyorlar. Kadınsınız ve ‘çok samimisiniz’ diye sizin her şeyinize karışıp, sizi yönetebileceklerini düşünen insanlar oluyor.”
Kadınların kişisel alanının erkekler tarafından yok sayılmasının ve kadınların özel hayatları üzerinden konumlandırılmasının, özel yaşantısında da sorunlara neden olabildiğini belirten Bayraktar şöyle devam etti:
“Doğal olarak eşimle bazen gereksiz konularda tartışabiliyoruz. İş oluyor, başka bir şey oluyor. Bugün tartışırız, yarın barışırız. Ama samimiyetimizden ötürü bizim aramızda olan bir şeye yorum yapma ve bana ‘evli kadınsın’ diyerek hitap etme cüretini buluyor bazı insanlar.”
Esnaflar arası samimiyetin sonrasında cinsiyete dayalı bir sınır ihlaline dönüşebildiğine de değinen Bayraktar, “Aslında sen benim sadece esnaf komşum olduğun için sana nezaketle davranıyorum, cilve yapmıyorum. Sadece birbirimize yardım ediyoruz” dedi.












