Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, 31 Mart Uluslararası Trans Görünürlük Günü kapsamında yayımladığı açıklamada, translarım maruz bırakıldığı ayrımcılığa dikkat çekti.
2009 yılından itibaren kutlanmaya başlanan 31 Mart Uluslararası Trans Görünürlük Günü kapsamında, Türkiye’nin ilk trans hakları derneği olan Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği açıklama yayımladı.
Pembe Hayat Derneği, “Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” diyerek yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyet Anayasası’na göre dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde herkesin eşit olduğunu hatırlattı.
Ayrıca Türkiye’nin de imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum gibi herhangi bir sebebe dayalı ayrımcılığı yasakladığı dile getirildi.
“MECLİS’E SUNULAN YASA TASARILARI, HORMON REPLASMAN TERAPİLERİNDEKİ KISITLAMALAR LGBTİ+ TOPLULUĞUNU VE ÖZELLİKLE TRANSLARI HEDEF GÖSTEREN AYRIMCI POLİTİKALARI DAHA DA KESKİNLEŞTİRİYOR”
Mevcut durumda ise transların maruz bırakıldığı ayrımcılık şu sözlerde dile getirildi:
“Bugün, bizlerin yaşama hakkına, eğitimine, istihdamına, sağlık hizmetlerine ve birçok yaşamsal erişim hakkımıza sistematik saldırılar devam ediyor. Son dönemde Meclis’e sunulan yasa tasarıları, hormon replasman terapilerindeki kısıtlamalar LGBTİ+ topluluğunu ve özellikle transları hedef gösteren ayrımcı politikaları daha da keskinleştiriyor.
20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nde, beden geçiş/uyum sürecimizin bir parçası olan hormon replasman terapisi (HRT) ilaçlarına erişim, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun e-reçete zorunluluğu kararıyla zorlaştırıldı. Bu kararı haklarımıza yönelik açık bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.
Bizler daha hormon replasman terapisinin bizler için hayati önemini anlatmaya çalışırken ise, LGBTİ+’ların yaşadığı ayrımcılık ve şiddet ortamının güçlenmesine, temel hak ve özgürlüklerinin elinden alınmasına sebep olacak maddelerin yer aldığı ‘torba yasa’ ile karşılaştık.
Bu torba yasadaki mevcut düzenlemeye göre 18 yaşından itibaren mümkün olan cinsiyet uyum süreci, yeni teklifle 21 yaşına ertelenecek ve kişilerin cinsiyet uyum sürecine başlayabilmesi için ‘üreme yeteneğinden sürekli yoksun olduğunu’ kanıtlayan ve üçer ay arayla dört değerlendirme sonucu verilen bir sağlık kurulu raporu sunması gerekecek.
Ayrıca mahkemelerin cinsiyet değişikliği kararlarını vermesi, yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş hastanelerin onayına bağlı olacak.”
“AİLEYİ KORUMA VE TOPLUMSAL DÜZENE ZARARI ÖNLEME BAHANESİYLE SUNULAN DÜZENLEMELER, TRANSLARIN KAMUSAL ALANDA VAR OLMA HAKKINI ELİNDEN ALMAYA YÖNELİK BİR ARACA DÖNÜŞMEKTEDİR”
Açıklamada, halihazırda transların önünde koyulan bürüokratik engellerin beden uyum süreçlerini olumsuz etkilediği belirtildi ve “31 Mart Uluslararası Trans Görünürlüğü Günü’nde hayatlarımızı çembere almaya çalışanlara sesleniyoruz” dendi.
Tasarıların adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı olarak transların temel hak ve özgürlüklerine doğrudan bir tehdit oluşturduğunun altı çizilerek “Kamuoyunda ‘aileyi koruma’ ve ‘toplumsal düzene zararı önleme’ bahanesiyle sunulan bu düzenlemeler, transların kamusal alanda var olma hakkını elinden almaya yönelik bir araca dönüşmektedir” denildi.
“YARATMAYA ÇALIŞTIĞINIZ ÇEMBERLERİ KIRIYORUZ”
“Trans olmak suç değildir” denen açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Ayrımcılığın ve nefret söylemlerinin devlet eliyle meşrulaştırıldığı bu ortamda, translar barınma, istihdam ve temel haklara erişimde giderek artan zorluklarla karşı karşıya kalıyor. LGBTİ+ karşıtı yasalar sadece transları ve LGBTİ+ları değil topyekun toplumun insan haklarına zarar veriyor. 31 Mart Uluslararası Trans Görünürlüğü Günü’nde bir kez daha hatırlatıyoruz: Trans olmak suç değildir! Her kişinin, kimliği ve varlığı ile onurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır. Devletin görevi, büyüyen nefretin ve ayrımcılığın değil, eşitliğin ve adaletin yanında olmaktır. Yaratmaya çalıştığınız çemberleri kırıyoruz! Translar var, translar burada ve biz translar asla haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz! 31 Mart Uluslararası Trans Görünürlüğü Günümüz kutlu olsun!”
31 MART ULUSLARARASI TRANS GÖRÜNÜRLÜK GÜNÜ NEDİR?
31 Mart, dünya genelinde Uluslararası Trans Görünürlük Günü olarak kutlanıyor. Bu gün, doğumda atanan cinsiyetle tipik olarak ilişkilendirilen toplumsal cinsiyet kimliğiyle örtüşmeyen bireylerin – trans erkekler, trans kadınlar ve non-binary (ikili cinsiyet sistemine uymayan) kişilerin – direncini ve başarılarını kutlamak için ortaya çıktı.
Ayrıca, transların yaşamlarını onurlandırmayı, başarılarını kutlamayı ve karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmeyi amaçlanıyor. İlk olarak 2009 yılında, transseksüellik konusunda uzmanlaşmış Amerikalı psikoterapist ve trans aktivist Rachel Crandall’ın girişimiyle kutlanmaya başlandı.


Crandall, o dönemde trans topluluğuna adanmış tek günün, cinayet kurbanı trans bireyleri anma günü olduğunu fark ederek yaşayan transların da görünürlüğünü artırmak ve başarılarını vurgulamak amacıyla bugünü önerdi.
Uluslararası Trans Görünürlük Günü kapsamında, dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinlikler arasında paneller, seminerler, film gösterimleri ve söyleşiler yer alıyor.
Uluslararası Trans Görünürlük Günü, transların toplumdaki varlığını ve katkılarını vurgulamak, ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve daha kapsayıcı bir dünya için farkındalık yaratmak adına önemli bir gün olarak görülüyor.