Türkiye’nin farklı noktalarından yerel mücadeleler, ekoloji örgütleri ve yaşam savunucularının bir araya geldiği “Toprağımızı Vermiyoruz” kampanya grubu, zeytinlikleri maden faaliyetlerine açacak kanun teklifine ilişkin AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrı yaptı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 13 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.
Bununla birlikte zeytinlik alanlarda, ormanlarda ve meralarda madencilik faaliyetlerinin yapılmasını, enerji yatırımları izinlerinin kolaylaştırılmasını ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin hızlandırılmasını öngören kanun teklifine karşı Türkiye’nin farklı yerlerindeki yerel mücadeleler, ekoloji örgütleri ve sivil toplum kuruluşları (STK) koordinasyon grubu kuruldu.
Kanun Teklifi, 20 Haziran’da ise toplamda 26 saat süren görüşmeler sonucunda Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi.
“BU YASA TEKLİFİ, TOPLUMUN TAMAMINI DERİNDEN ETKİLEYECEK BİR TEKLİFTİR”
Ardından kanun teklifinin ilk dört maddesi, bugün (17 Temmuz) TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Toprağımızı Vermeyeceğiz kampanya grubu, kanun teklifine ilişkin Adalet ve Kalkınma Parti (AK Parti) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrı yaptı.
Çağrıda, “Genel Başkanı olduğunuz AK Parti tarafından Meclis’e getirilen, maden ve enerji projelerinin önündeki kamu izin süreçlerini, denetimini ve halkın katılımını kaldıran; yurttaşın mülkiyet hakkını elinden alan, orman, mera, tarım alanı ve zeytinlik demeden müşterek varlıklarımızın yok edilmesinin yolunu açan bu yasa teklifi, toplumun tamamını derinden etkileyecek bir tekliftir” denildi.
Binlerce yurttaşın, bir aydır Meclis önünde seslerini duyurabilmek için Ankara’ya geldiklerinin altının çizildiği çağrıda, şunlara dikkat çekildi:
“Bu teklif ile zeytinlerini, tarlalarını ve evlerini kaybetmek riskiyle doğrudan karşı karşıya kalan aralarında İkizköylülerin de olduğu bir grup yurttaş, seslerini size duyurabilmek için açlık grevine başlamıştır.”
Bu yasanın sadece belirsiz bir gelecekler yaşamlarını değil, bugün yaşamlarını tehdit eden bir hâl aldığının belirtildiği çağrıda, şunlar aktarıldı:
“İktidar partisinin lideri ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı olan size acil çağrımızdır; bu ülkenin toprakları, doğası, toplumun bir bütün olarak refahı ve geleceği için doğru kararı vermenizi; yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bir daha gündeme getirmemek üzere acilen geri çekmenizi bekliyoruz.”
KANUN TEKLİFİNİN İLK DÖRT MADDESİ NEDİR?
İlk maddeye göre, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinde “ÇED gerekli değildir” kararının yanlış yorumlandığı öne sürülerek şirketlerin, gerekli izinleri alabilmesi için ÇED sürecinin tamamlanması gerekliliği ortadan kaldırılıyor.
İkinci maddeyle maden sahalarının çevresel rehabilitasyonu için ödenen çevre uyum teminatlarının yerine “rehabilitasyon bedeli” sistemi getiriliyor.
Üçüncü maddede ise madencilik faaliyetleri için izin süreçleri yeniden yapılandırılıyor. İlgili kurumlar izin başvurularına üç ay içinde yanıt vermezse ek bir aylık sürenin ardından “izin verilmiş” sayılıyor.
Diğer yandan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) talebiyle devlet ormanlarında madencilik faaliyetleri için 24 ay süreyle bedelsiz izin veriliyor; bu süre gerektiğinde 12 ay daha uzatılabiliyor.












