Toprağımızı Vermiyoruz kampanya grubu; zeytinliklerin, meraların ve ormanların enerji yatırımları ve madenlere açılmasını kolaylaştıran kanun teklifine ilişkin açıklama yaptı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 19 Temmuz 2025 tarihinde saat 17.05’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 199 oya karşı 255 oyla kabul edildi.
Kanun teklifiyle zeytinlik alanlar, ormanlar ve meralarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesi, enerji yatırımları için prosedürlerin basitleştiriliyor, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri hızlandırılıyor.
Ayrıca; koordinatları belirtilmek suretiyle Muğla’da yer alan Yatağan ve Milas – Akbelen bölgesindeki zeytinlikler, saha linyit madenciliğine açılıyor, maden ve enerji projelerinde acele kamulaştırma kararlarının uygulanabiliyor, madenler için Cumhurbaşkanlığıʼna ve özel bir kurula yetki veriliyor ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na imar planı yapma ve inşaat ruhsatı verme yetkisi veriliyor.
Maden ve enerji yasasına karşı aralarında yerel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin olduğu 60’ın üzerinde kurum tarafından gerçekleştirilen “Toprağımızı Vermiyoruz” kampanyası, konuya ilişkin dün (20 Temmuz) açıklama yaptı.
“İşgal, gasp ve tehcir yasası TBMM’den geçti. Maden, enerji şirketleri istedi; hükümet ve ortakları onayladı” başlığıyla yayımlanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Hükümet ve ortakları maden ve enerji, şirketlerinin ihtiyaçları doğrultusunda tüm karşı çıkışlara, üretici köylülerin, ekolojistlerin, akademinin, muhalefet milletvekillerinin çığlıklarına, çırpınışlarına gözlerini, kulaklarını kapatarak işgal, gasp ve tehcir yasasını meclisten geçirdiler.
Bugüne kadar ‘Ne istediler de yapmadık’ diye yol alan AKP-MHP iktidarı; anayasaya, yasalara, genel temayüllere karşı bu yasayla sermayeye mülklerimizi, üretim alanlarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, zeytinliklerimizi, su varlıklarımızı devretmeye yol verdi.”
“YAŞAMI, SERMAYEYE TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Açıklamanın devamında, “Yasayı çıkartarak ‘biraz bağırırlar, sonra kabullenirler’ diye sessiz kalacağımız düşünülüyorsa bilinsin ki yanılıyorlar” denildi.
Anayasa’ya aykırı olarak mülklere, zeytinliklere, meralara, orman ve su varlıklarına çökmelerine izin vermeyeceklerinin altının çizildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Anayasa’nın biz yurttaşlara hem hak hem de ödev olarak verdiği haklarımızı sonuna kadar kullanmaya kararlıyız. Toprağımızı vermiyoruz. Yaşamı, sermayeye teslim etmeyeceğiz.”
Açıklamada, maden ve enerji şirketlerine; ortak yaşam alanlarını, zeytinlikleri, meraları, toprakları, parkları, kıyıları, ormanları, su varlıklarını ve tapulu arazileri “gelin alın” demeyecekleri vurgulandı.
“HALKIN KARŞISINA ÇIKMAYA YÜZÜNÜZ KALMAYINCAYA DEK BU YASA İÇİN SİZDEN HESAP SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
“Mülksüzleştirmeye, köksüzleştirmeye, işgale ve üzerinde yaşadığımız topraklardan sürülmeye (tehcire) boyun eğmeyeceğiz, sessiz kalmayacağız” denilen açıklamada, Anayasa’nın kendilerine verdiği hak ve ödevle meşru direniş haklarını sonuna kadar kullanacakları belirtildi.
Yaşamı ve yaşam alanlarını koruyacaklarının altının çizildiği açıklamada, şunların altı çizildi:
“Bu yasayı çıkarttınız, yürütülmesi için tuza da yatıracaksınız ama bilin ki sizi sahilde, alanda biz karşılayacağız. Seçim bölgelerinizde gittiğiniz köy kahvelerinde biz olacağız, orada hesabını soracağız. Yaptığınız esnaf ziyaretlerinde biz olacağız, orada hesabını soracağız. Sokağa çıktığınız her yerde biz olacağız, halkın karşısına çıkmaya yüzünüz kalmayıncaya dek bu yasa için sizden hesap sormaya devam edeceğiz.”












