“Toprağımızı Vermiyoruz” kampanya grubunun çağrısıyla yurttaşlar, Meclis önünde; TBMM Genel Kurulu’nda 19 maddesi kabul edilen zeytinlik, orman ve mera alanlarını enerji ve maden faaliyetlerine açacak kanun teklifini protesto ediyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda; zeytinlik alanlarda, ormanlarda ve meralarda madencilik faaliyetlerinin yapılmasını, enerji yatırımları izinlerinin kolaylaştırılmasını ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin hızlandırılmasını öngören kanun teklifinin 19 maddesi, tüm muhalefet vekillerinin kürsü işgaline ve Meclis’te yaşanan arbedeye rağmen bugün (19 Temmuz) gece saat 04.00 sıralarında kabul edildi.
Meclis’te kanun teklifine ilişkin görüşmeler devam ederken; Türkiye’nin farklı noktalarındaki yerel mücadelelerin, ekoloji örgütlerinin ve yaşam savunucularının bir araya geldiği “Toprağımızı Vermiyoruz” kampanyası üyeleri, TBMM Dikmen Kapısı önünde eylemlerine devam ediyor.
“TARIM BİTMİŞ, ÜRETİCİ PERİŞAN, SOFRALARIMIZ BOŞ“
Diğer yandan, Meclis önünde kampanya grubu adına ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı ise Temiz Hava Hakkı Platformu’ndan Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel okudu.
Ekmeğin 15 TL, bir kilo domatesin 50 TL, kirazın 400 TL olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Artık yeter” denildi.
Türkiye’nin bir zamanlar kendi kendine yetebilen bir ülke olduğunun ifade edildiği açıklamada, şunların altı çizildi:
“Bugün temel gıda ürünlerinin neredeyse yarısını ithal eder hâle geldik. Tarım bitmiş, üretici perişan, sofralarımız boş ama AKP iktidarı, tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de tarım alanlarını, meraları, ormanları, zeytinlikleri yok edecek bir ‘enerji yasasını’ Meclis’ten geçirmeye çalışıyor.”
“BU YASA, SADECE DOĞAYI DEĞİL; HALKI DA YOK SAYAN, GELECEĞİMİZİ GASP EDEN BİR ‘YAĞMA YASASI’DIR”
Açıklamada, kanun teklifinin nelere sebep olacağıyla ilgili şu ifadeler kullanıldı: “Zeytinlikler kömüre feda edilecek. Tarlalar, meralar enerji projelerine açılacak. Ormanlar, madenciliğe teslim edilecek. Köylü yerinden, yurdundan edilecek. Gıda krizi daha da derinleşecek. Son kalan su kaynaklarımız kurumsal şirketlerin insafına bırakılacak.
Kanun teklifinin, doğrudan yaşam hakkına saldırı olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Zaten bir lokma ekmeği zor buluyoruz, bir damacana suya 150 lira ödüyoruz, barınma kriziyle boğuşuyoruz. Gıda, su, barınma krizi yaşarken AKP, halkın değil; sermayenin çıkarlarını savunuyor. Bu yasa, sadece doğayı değil; halkı da yok sayan, geleceğimizi gasp eden bir ‘yağma yasası’dır” denildi.
“BU YASA İPTAL EDİLENE KADAR DURMAYACAĞIZ”
Meclis’te, muhalefet milletvekillerinin kanun teklifini protesto ettiklerinin hatırlatıldığı açıklamada, “Köylüler, çiftçiler, yurttaşlar bir aydır Ankara yollarında, bu yasanın geri çekilmesi için direniyor. Bu bir başlangıç” ifadeleri kullanıldı.
Kanun teklifi geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceklerinin altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Bu topraklarda yaşam hakkımızı, suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı kimseye teslim etmeyeceğiz. Toprağımızı, suyumuza, geleceğimizi vermeyeceğiz. Bu yasa iptal edilene kadar durmayacağız.”
Basın açıklamasından sonra, kampanya üyeleri ile yurttaşlar; oturma eylemi yaptı.












