TİP, 28’inci Dönem Genel Milletvekili Seçimleri’ndeki yedi Muğla milletvekili adayını tanıttı.
28’inci Dönem Genel Milletvekili Seçimleri için Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) yedi milletvekili adayı, 15 Nisan 2023 tarihinde Muğla’nın Ortaca ilçesinin Dalyan Mahallesi’nde basın emekçileriyle buluştu.
TİP Muğla milletvekili aday listesinde yer alan Mehmet Aslantuğ, Neşe Tuncer, Osman Gülgün, Mehmet Yapıcı, Yağmur Özgür Güven, Füsun Ünlüsoy ve Neşet Karadağ’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, adaylar bölgede bugüne kadar yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını paylaştı.
“BU MÜCADELEYE KENDİMİZİ VE GELECEK KUŞAKLARI DAHİL ETMEMİZ GEREKİYOR”
Basın buluşmasında aday olarak aldığı sorumluluğun siyaset değil haysiyet meselesi olduğunu vurgulayan aktör ve yönetmen Mehmet Aslantuğ, “Asıl olan, hayati hale gelen hak ve özgürlükler, insan ve tüm canlıların hakları ve çevreyi tarumar eden aymazlıkla mücadeledir. Bu mücadeleye kendimizi ve gelecek kuşakları dahil etmemiz gerekiyor. Türkiye İşçi Partisi bu konuda genişleyen bir sorumluluğu üstlenmiş durumda. Müşterek heyecanlarımız bizleri burada bir araya getirdi” diye konuştu.
30 yılı aşkın bir süredir Ege’de mesleğiyle ilgili olarak çalıştığını belirten Aslantuğ, “Bir denizci olarak kıyılarında ve dizi /film çekimlerim esnasında köylerinde bulundum. Tarıma ve kentleşmeye yönelik sorunları aynı zamanda 78 kuşağı olarak da dinledim. Toplum ve bölgeye dair geniş çevreye yaydığımız hassasiyetlerimiz var. Benim meramım, hemen sosyal devleti inşa etmek, ama meclis çatısında ama sokaklarda hak ve özgürlüklerin, çevre ve tarımın can çekiştiği alanlarda mücadele etmektir” ifadelerini kullandı.
“AKBELEN ORMANLARI GİDERSE BODRUM’UN VE MİLAS’IN SU KAYNAKLARI YOK OLACAK”
Emekli olup Muğla’ya yerleştikten sonra yıkımla talanla karşılaşınca bu konuda bir şeyler yapma ihtiyacı hissettiğini ifade eden yaşam savunucusu Neşe Tuncer, “İlk önce Güllük Körfezi’nin yaşadığı talan ve yıkımla karşılaşınca bu konuda bir şeyler yapmak için harekete geçtim. Muğla Çevre Platformu gönüllüsü olarak Muğla’da yapılması düşünülen projelerin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının okunması ve halkın katılım toplantılarında bilgilendirmelerin yapılması konusunda çalıştım. Akbelen ve Deştin’de direniş alanlarındaydım. Akbelen ormanları giderse Bodrum ve Milas’ın su kaynakları yok olacak. Ormansızlaşma geleceğimiz için çok büyük bir tehlike. Tüm bunlar gıda güvenliğimizi de tehdit ediyor” açıklaması yaptı.
Doğa ile uyum içerisinde yaşamamız gerektiğini belirten Tuncer, “Biz insanlar doğayı mücadele edilen bir şey gibi görüyoruz. Oysaki doğa ile uyum içinde yaşamamız gerekiyor. Akbelen Ormanı, Deştin, Sinpaş Kızılbük, Sandras Dağı ve Köyceğiz sığla ormanları için hem sahada hem de hukuk alanında mücadele ediyoruz. Doğanın hakkını korumak için Meclis’te olacağız” dedi.
“SÜREKLİ TARIM ALANLARININ İMARA AÇILMASI ENDİŞESİNİ TAŞIYORUZ”
Konuşmasında Muğla’nın turizm öncesi tamamen çiftçilik ile geçinen bir kent olduğuna dikkat çeken çiftçi ve emekli öğretmen Osman Gülgün, “Uygulanan yanlış politikaları ve hatta politika olmayışı, günümüzde çiftçinin tarımsal ve hayvansal üretim yapamayacağı bir ortam yarattı. Bu sebeple başta zeytinliklerimiz olmak üzere tarımsal alanlarımız çok büyük tehdit altında. Sürekli tarım alanlarının imara açılma endişesini taşıyoruz. Bizde olmayan tarım politikaları nedeniyle artık derslerimizde Türkiye’nin tarım üretiminde kendi kendine yeten bir ülke olduğunu söyleyemiyoruz. Ülkemizde tarım ve hayvancılık büyük kan kaybetti, bunun mücadelesini Mecliste daha da güçlü bir şekilde vereceğiz” diye konuştu.
“HEPİMİZİN SAĞLIKLI BİNALARDA YAŞAMA, HİZMET ALMA HAKKI VAR”
Bir inşaat mühendisi olarak işe daha değişik bir yönden bakacağını ifade eden Mehmet Yapıcı ise “Yaşadığımız depremden sonra çok ciddi travmatik durumlar geçirdik. Bundan sonraki süreçte atıl duruma getirilen meslek odalarının aslında ne kadar önemli bir ara görev yürüttüğünü gördük. Ne yazık ki Gezi ile birlikte başlayan bir meslek odaları karalama kampanyası var. Gerçekten işlerini doğru düzgün yapan liyakatlı kişilerin ötekileştirildiği, rant peşinde koşan insanların ise pastaya ortak olduğu bir ülke haline geldik” ifadelerini kullandı.
Mimarlar, mühendisler, doktorlar, avukatlar gibi birçok meslek dalında aynı sıkıntıları yaşadıklarını belirten Yapıcı, “6 Şubat depremi sonrasında Muğla’daki deprem riskini değerlendirdiğimizde acilen pek çok çalışma yapılması gerekliliği ortaya çıktı. Türkiye İşçi Partisi Muğla İl Örgütü olarak bu konuda alınması gereken önlemlerle ilgili önerilerimizi basın açıklamasıyla paylaştık. Hepimizin sağlıklı binalarda yaşama, hizmet alma hakkı var. Meclis’te de bu hayati konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” açıklaması yaptı.
“EMEĞİN, ÖZGÜRLÜĞÜN PARTİSİ OLACAĞIZ”
Muğla ormanlarının, karakulak, bozayı, kurt, oklu kirpi gibi koruma altında olan birçok türü barındırdığına dikkat çeken hayvan hakları savunucusu ve piyanist Yağmur Özgür Güven, “Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız yangınlar nedeniyle ormanlık alanlarımız ve buralarda yaşayan onlarca türden hayvan zarar gördü. Hızlı yapılaşmayla birlikte madencilik faaliyetleri gibi insan kaynaklı tahribat, yangınlar, yaban hayvanlarının yaşam alanlarını daralttı. Hem kara hem de denizde yaşayan canlılar için daha sıkı koruma ve yaşatma tedbirleri almak zorundayız” dedi.
Mesleği gereği hak savunucusu olduğunu paylaşan Avukat Füsun Ünlüsoy, “Son zamanlarda rantın, talanın, kadına yönelik şiddetin artması nedeniyle bu mücadeleler yaşamsal bir hal aldı. Ben kendimi bildim bileli her zaman ezilenin, ötekileştirilenin, haksızlığa uğrayanın yanında oldum. Partim ve yoldaşlarım ile birlikte de mücadeleye devam edeceğiz. Emeğin, özgürlüğün partisi olacağız ve laiklikten vazgeçmeyeceğiz. Yaşam ve hak savunuculuğumuz devam edecek ve Meclis’imizi geri alacağız” ifadelerini kullandı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Emekli-Sen üyesi Neşet Karadağ, “Yatağan bildiğiniz gibi bir işçi bölgesi. Gençlik yıllarımdan bu yana gelen sosyalizm mücadelesinde üreten ama karşılığını alamayan işçi, köylünün sınıf mücadelesinin bir parçası olarak Türkiye İşçi Partisi’nin Muğla halkı adına Meclis’te olmasının gereklilik olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.