TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin dün düşürülmesi üzerine TİP Muğla İl Örgütü, konuyla ilgili basın açıklaması yaparak, “Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm yargı kurumlarını bağladığı yönündeki Anayasa hükmü fiilen yürürlükten kaldırılmıştır” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı dün (30 Ocak) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda okundu.
TİP Muğla İl Örgütü, Atalay’ın vekilliği düşürülmesi üzerine dün Menteşe ilçesindeki Sınırsızlık Meydanı’nda konuyla ilgili basın açıklaması yaparak şu sözleri dile getirdi:
“Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş yurt dışındayken Yargıtay’ın Hatay Milletvekili’miz Can Atalay hakkında verdiği hukuk dışı karar AK Parti Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından Meclis kürsüsünden okutulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Hatay halkının iradesini yok sayan bir karara imza atarak Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmüştür.”
“ATALAY’IN MİLLETVEKİLİ OLABİLECEĞİ YSK TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞTİR”
Gezi Parkı’nın en güzel çocuklarından birinin Atalay olduğu belirtilen açıklamada, “Can Atalay, 14 Mayıs Genel Seçimleri’nde partimiz tarafından milletvekili adayı gösterilmiş ve Can’ın milletvekili olabileceği Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir” denildi.
Açıklamada, Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçilen Atalay’a milletvekili mazbatası verildiği aktarıldı. TBMM’de milletvekillerinin yemin etmek için kürsüye çağırıldığı hatırlatılan açıklamada, Can Atalay’ın adının ‘Hatay milletvekili’ olarak okunduğuna değinildi.
Atalay’ın TİP tarafından Meclis Başkanlığı için aday gösterildiği belirtilen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Can Atalay’ın Meclis Başkanlığına adaylığı kabul edilmiş, ayrıca Meclis’teki tüm siyasi partilerin oy birliği ile Can Atalay, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olmuştur. Dolayısıyla, ortada Can Atalay’ın milletvekili sıfatı kazandığına dair hiçbir şüphe yoktur.”
“ANAYASA MAHKEMESİ, ATALAY’IN TAHLİYE EDİLMESİNE KARAR VERMİŞTİR”
Açıklamada, Atalay’ın tahliye edilmemesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldığı aktarılarak, “Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine karar vermiştir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada; kararın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği fakat mahkemenin kararın gereğini yerine getirmediği ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdiği dile getirildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin ise Anayasa’yı tanımamaya devam ettiği belirtilen açıklamada, “AYM kararını hiçe sayan, hukuken bir karar olarak dahi adlandırılamayacak bir metne imza atmıştır” denildi.
Ayrıca açıklamada, “Bu hukuksuzluk üstüne AYM’ye bir başvuru daha yapılmış ve bu kez AYM, dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine oy birliğiyle karar vermiştir” sözlerine yer verildi.
“TBMM, YARGITAY ELİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN DARBE GİRİŞİMİNİN ORTAĞI HALİNE GELMİŞTİR”
Açıklamada sürecin aynı şekilde sürdüğü, Atalay’ın tutukluluğunun devam ettiği ve bunun hukuksuz olduğu dile getirilerek, “Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu darbe girişiminin bir ortağı haline gelmiştir” denildi.
Anayasa hükmünün yürürlükten kaldırıldığı vurgulanan açıklamada, “AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm yargı kurumlarını bağladığı yönündeki Anayasa hükmü önce Yargıtay tarafından, ardından da TBMM tarafından fiilen yürürlükten kaldırılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
“TÜRKİYE’DE BİR ANAYASANIN BULUNMADIĞI TBMM TARAFINDAN TESCİLLENMİŞTİR”
Ayrıca açıklamada, “Türkiye’de artık bir anayasanın bulunmadığı, anayasal güvencelerin ortadan kaldırıldığı, TBMM tarafından tescillenmiştir” sözlerine yer verilerek, şu ifadeler dile getirildi:
Sanılmasın ki yılacağız, sanılmasın ki pes edeceğiz, ‘öyle olsun’ diyeceğiz. Biz bugün, bir kez daha yeniden başlıyoruz.
Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak bir payı olanlara, kararın altına imza atanlara sesleniyoruz:
Bu ülkenin tarihinin en aydınlık sayfalarından biri olan Gezi Direnişi’ni kirletebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkum ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz.
Halkımıza da buradan bir çağrı yapıyoruz:
Biz, Saray’dan büyüğüz, biz iktidarlardan, patronlardan büyüğüz. Bu yüzden şimdi bir kez daha yan yana gelmek, yeniden mücadele etmek zorundayız.
Can Atalay er ya da geç esir tutulduğu o dört duvar arasından çıkacak. Hatay halkı vekiline kavuşacak.