Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, Bayır ve Deştin’de kurulması planlanan çimento fabrikası ile ilgili, projenin çevreye vereceği zararları ortaya koyduğu soru önergesini meclise sundu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un soruları yanıtlamasını istedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, Muğla’nın Bayır ve Deştin ilçelerinde kurulması planlanan çimento fabrikası ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verdi.
Atay, etrafında köyler, yerleşim yerleri, tarım alanları, zeytinlik alanlar, dere ve baraj gibi su kaynakları bulunan ve tamamen ormanlık alan içerisinde Entegre Çimento Fabrikasının kurulması için inşaat çalışmalarına başlandığını öğrendiklerini söyledi.
Projenin ise bölgede yaşayan tüm canlıları olumsuz şeklide etkileyecek olmasına rağmen, projeye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından iki defa Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı verildiğini vurgulayan Atay, yerel yönetimlerden alınan ruhsatla da inşaat çalışmalarının başladığını ifade etti.
“ÜÇ TERMİK SANTRAL BULUNAN BİR BÖLGEDE KURULACAK ÇİMENTO FABRİKASININ MUĞLA HALKININ SAĞLIĞI AÇISINDAN ETKİLERİ DEĞERLENDİRİLMİŞ MİDİR?”
Muğla ili sınırları içerindeki kirletici tesislere vurgu yapan Atay şu soruları sordu:
- 1. Muğla il sınırları içerisinde ormanlık arazide kaç adet maden ve taş ocağı ruhsatı verilmiştir? Bu veri 2022 yılı itibariyle güncel olarak kaçtır?
- 2. Muğla’da hali hazırda tehlikeli sınırların üstünde hava kirliliği olduğu bilimsel raporlarda iddia ve ispat edilmektedir. Birbirine yakın bir alanda halen üç termik santral bulunan bir bölgede en kirletici tesislerden biri olarak bilinen çimento fabrikası kurulmasına izin verilmesinin Muğla halkının sağlığı açısından etkileri değerlendirilmiş midir?
- 3. Destin köylüleri basta olmak üzere bölge halkının onlarca yıl verdiği mücadeleye rağmen ve 2006 yılında verilen ÇED raporu aleyhine açtıkları dava devam ederken, aynı alan ve aynı proje için 2014 yılında yeniden ÇED Raporu verilmesinin nedeni nedir? 2014 yılında verilen ÇED Raporu 2006 yılında aleyhine dava açılan ÇED Raporu’ndan ne farklılık içermektedir? 2014 yılında verilen ÇED Raporu ve sürecinde halkın katılımı sağlanmış mıdır?
“TEDBİR ALINACAĞI SÖYLENİYOR AMA NASIL ALINACAĞI TEKNİK OLARAK DETAYLANDIRILMIYOR”
Atay, ÇED raporunda şirketin alacağı tedbirlerin teknik olarak detaylandırılmadığına söyleyerek var olan eksik noktalara dikkat çekti:
- 4. ÇED raporunda tedbir alınacağı ifade edilen muhtemel riskler yer almakta, ancak bu tedbirlerin nasıl alınacağı teknik olarak detaylandırılmamaktadır. Örneğin, klinker soğutma sisteminin bacasına kurulması planlanan Elektrostatik filtre dizaynı hakkında akışkan debisi, sıcaklığı, partikül fraksiyonu, filtre yüzey alanı gibi teknik detaylara yer verilmemiştir. Kömür öğütme ve kurutma prosesinde kullanılacak olan katı yakıt tüketim kısmında sadece bir yakıt örneği hesaplanmıştır ve hesaplanan yakıt türünün bütün işletme şartlarında kullanılıp kullanılmayacağı belirtilmemiştir. Kullanılacak linyitin kükürt miktarı %5,6 olduğu belirtilmiş, ancak Kükürtdioksit emisyonunun sınır değerleri aşabileceği göz önünde bulundurularak gerekli olan desülfirizasyon sistemi projelendirilmemiştir. Bunun yanında yapılacak dinamit patlatmalarının da bölgedeki yaşam ve tarım alanlarına zarar vermemesi için nasıl tedbirler alınacağı da yer almamaktadır. Bakanlığınızın söz konusu proje ile ilgili dile getirilen bu riskler hakkında şirketin kapsamı belirsiz taahhütleri dışında bir denetim ve tedbir planlaması var mıdır?
- 5. Bahse konu 2014 tarihli ÇED raporunun iptali için Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde 2022/140 Esas numarası ile derdest bulunan bir dava bulunmaktadır. Bakanlığınız Muğla’nın bütün siyasi ve toplumsal odakların karşı olduğunu ifade ettiği bu projede 2014 tarihli ÇED raporunun iptali için gerekli adımları atacak mıdır?