Temiz Hava Hakkı Platformu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kuruluş günü olan 7 Nisan’da kutlanan Dünya Sağlık Günü dolayısıyla açıklama yayımladı. Açıklamada, “Sağlıklı kuşaklarla yarına umutla bakabilen bir toplum için hava kirliliğinin önlenmesi bir zorunluluk” denildi.
Her yıl, DSÖ’nün kuruluş günü olan 7 Nisan’da kutlanan Dünya Sağlık Günü’nde, küresel sağlık için önem taşıyan bir konuya dikkat çekmek amacıyla belirli bir tema seçiliyor. Bu yılın teması “Sağlıklı Başlangıçlar, Umutlu Yarınlar” başlığıyla anne ve yenidoğan bebek sağlığı olarak belirlendi.
7 Nisan Dünya Sağlık Günü dolayısıyla Temiz Hava Hakkı Platformu, bir açıklama yayımladı.
DSÖ’ye göre, her yıl yaklaşık 300 bin kadın hamilelik veya doğum nedeniyle hayatını kaybederken, 2 milyondan fazla bebek yaşamlarının ilk ayında hayatını kaybetmekte ve yaklaşık 2 milyonu da ölü doğduğu belirtilen açıklamada, “Bu da kabaca her yedi saniyede bir önlenebilir ölüm anlamına gelmektedir. Türkiye’de ise 2021 yılında 5 bin 975 yenidoğan (0-27 günlük bebek) ölümü gerçekleşmiş durumda” denildi.
Açıklamada, yenidoğan ölümlerinde çevresel faktörlerin, özellikle de hava kirliliğinin önemli bir rol oynadığı belirtildi. Bilimsel kanıtlara göre; annelerin hamilelik sırasında hava kirliliğine maruz kalmalarını, bebeklerinin gelişimini tamamlamadan ve erken doğma riskinin artmasıyla ilişkilendirildiği ifade edildi.


“YENİDOĞAN ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 10’DAN FAZLASI HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI SAĞLIK SORUNLARI NEDENİ İLE YAŞANIYOR”
Çok küçük veya çok erken doğan bebekler alt solunum yolu enfeksiyonları, ishalli hastalıklar, beyin hasarı ve iltihabı, kan bozuklukları ve sarılık gibi sağlık sorunlarına daha yatkın olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Düşük doğum ağırlığı ve erken doğum, yaşamın ilk ayında ölüme yol açan risk faktörlerinin başında geliyor. Dünya genelinde yaşanan yenidoğan ölümlerinin yüzde 10’dan fazlası hava kirliliğine bağlı sağlık sorunları nedeni ile yaşanıyor. 2021 yılında küresel düzeyde 227 bin 616 bebeğin, doğduktan sonraki ilk 27 gün içinde hava kirliliğinin yol açtığı rahatsızlıklar nedeni ile öldüğü tahmin ediliyor.”
Türkiye’de ise 2021 yılında 538 yenidoğan ölümünün hava kirliliğine bağlı sağlık sorunları nedeni ile yaşandığı belirtilen açıklamada, “Türkiye’de 2021 yılında 0-6 gün aralığındaki bebeklerde yaşanan tüm ölümlerin yüzde 10.1’i, 7-27 gün aralığındaki bebeklerde yaşanan tüm ölümlerin yüzde 7,52’si hava kirliliğine atfediliyor” denildi.
Bebeklerin sağlıklı bir hayata başlangıç yapabilmesi için anne karnından itibaren temiz havaya erişmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Temiz bir hava ile yüzbinlerce yenidoğan ölümü engellenebilir. Sağlıklı kuşaklarla yarına umutla bakabilen bir toplum için hava kirliliğinin önlenmesi bir zorunluluk” sözlerine yer verildi.
Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL-Health And Environment Alliance) tarafından 2022’de yayımlanan “Kronik kömür kirliliği Türkiye: Kümülatif sağlık etkileri” isimli çalışmasında bu konuya vurgu yapılmıştı.
1965-2020 yıllarını kapsayana çalışmada Türkiye’de kömürden elektrik üretiminin yarattığı kirliliğin sağlık maliyeti araştırılmış; kömürlü termik santrallerin 200 bin erken ölüme, 62 milyon iş günü kaybına, 11 milyon hastaneye yatışa ve 4,8 trilyon TL’ye varan bir sağlık maliyetine yol açtığı ortaya koyulmuştu.
Tüm bunların yanı sıra kömürlü termik santrallerin 117 bin 661 erken doğuma, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına neden olduğu belirtilmişti.