Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla sokak hayvanlarının öldürülmesine yönelik yasa teklifinin hazırlandığı öne sürüldü. Vegan Derneği Türkiye (TVD) konuyla ilgili tepki göstererek, “Türkiye coğrafi koşulları, kültürel değerleri ve dinamikleriyle kendine özgüdür; öldürme değil, koruma ve yaşatma içerir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla sokak hayvanlarının ‘hayati tehlike’ oluşturduğu gerekçesiyle öldürülmesini öngören bir yasa teklifi hazırlandığı ve yakında Meclis’e sunmayı planladığı öne sürüldü.
Temmuz 2021’de yürürlüğe giren 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu; kısırlaştırma ve kedi, köpek gibi evcil hayvanlara terk edilmelerine karşın çip takma gibi önlemler içeriyordu. Sokak hayvanlarının öldürülmesi seçeneği kamuoyunun tepkisi nedeniyle uygulanmamıştı.
Gazete Pencere Yazarı Nuray Babacan 19 Mayıs’taki yazısında; sokak köpeklerinin toplanması, kısırlaştırılması, sahiplendirilmesi veya öldürülmesi amacıyla yürütülen çalışmaların, Tarım Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasındaki maliyet krizi nedeniyle aksadığını belirtti.
Tarım Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yüksek maliyetler nedeniyle sorumluluğu üstlenmek istemediğini, belediyelerin ise bütçesinin yetmediğini savunduğunu söyledi.
Babacan; Erdoğan’ın yerel seçimlerde artan şikayetler üzerine bakan ve bürokratlarla toplantı yaptığını ve bu toplantıda Erdoğan’ın “Bu iş çığırından çıktı. Neyi bekliyoruz? Bir an önce halledin artık” diyerek tepki gösterdiğini aktardı.
Buna göre; toplantıda, köpeklerin aynı anda kısırlaştırılmasının mümkün olmadığı, yeterli barınak bulunmadığı ve maliyetlerin yüksek olduğu belirtildi. Kısırlaştırılmış köpeklerin sokağa gönderilmesinin de sakıncaları olduğu, saldırganlık açısından sorun olmaya devam edeceğini söyleyenler oldu.
Tüm illerde barınakların kapasitesine göre çalışması; etap etap kısırlaştırma ve aşılama yapılması, köpeklerin sahiplendirilmesi için belli bir süre verilmesi, bu sürenin sonunda sahiplendirilmeyen hayvanların öldürülmesi önerildi.
Türkiye’nin kuduz riski taşıyan ülkeler listesine girdiği kaygısıyla, sokak köpekleri sorununun toplum sağlığı ve turizmi etkilediği vurgulandı. Ayrıca, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve desteğinin alınması gerektiği ifade edildi.
VEGAN DERNEĞİ TÜRKİYE KONUYLA İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
Vegan Derneği Türkiye’nin (TVD) konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, 23 Mayıs Perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) 5199 sayılı kanunda değişiklik içeren bir taslağın geleceğinden bazı haber kaynaklarında bahsedildiği dile getirildi.
Açıklamada, “Taslak metni kamuoyu ile paylaşılmasa da haber içeriklerinde, sokaktaki evcil hayvanların toplanması, belli bir süre tutulması, sahiplenilmezler ise uyutulması-öldürülmesi şeklinde maddeler olduğu belirtilmekte” sözlerine yer verildi.
“TÜRKİYE COĞRAFİ KOŞULLARI, KÜLTÜREL DEĞERLERİ VE DİNAMİKLERİ İLE KENDİNE ÖZGÜDÜR”
Türkiye’nin coğrafi koşullarının, kültürel değerleri ve dinamikleriyle kendine özgü olduğu vurgulanarak, “Sokakta yaşayan hayvanlar konusunda, sınırlarının olduğu Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri ile karşılaştırılamayacak bir zenginliğe ve hoşgörüye sahiptir” denildi.
Açıklamada, kültürel ve inanış kodlarının kuşaklar boyu aktarılarak geldiği belirtilerek, “Bu cümlelerin kanıtları orta çağ döneminden bugüne tüm tarihsel kaynaklarda yer almaktadır. Kanıtlıdır. Öldürme değil, koruma ve yaşatma içerir” sözlerine yer verildi.
“HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMELERİ HER DÖNEM TOPLUMUMUZDA REDDEDİLDİ”
Sokakta yaşayan evcil hayvanların öldürülmelerinin de toplanmalarının da her dönem Türkiye toplumunda reddedildiğine ve günümüzde de öyle olduğuna dikkat çekilerek, “Öldürmenin sokakta ya da adada, görülmeyen yerde olmasına bakmaksızın lanetlenir. Sokakta yaşayan hayvanların alınıp götürülmesine karşı çıkılır” denildi ve şu ifadeler dile getirildi:
“Geldiğimiz noktada kendi elimizle oluşturduğumuz ve bu topraklarda bugüne dek süregelmiş şehir ve kırsal yaşamdaki insan-hayvan örüntüsüne bir gecede alınacak kararlarla ihanet edilemez. Doğanın tıpkı bizim gibi bir parçası olan hayvanların, siyasal ve yönetimsel yanlışların bir sonucu olarak nüfuslarının kontrol altında tutulamadığı yerlerde çözüm soykırımda aranamaz.”
“EN FAZLA OLUMSUZ ÖRNEK İNSANDAN HAYVANA YÖNELTİLEN SALDIRGANLIKLARDIR”
Yaşanan üzücü olayların ana sebebinin, görevini ve sorumluluklarını yerine getirmeyen resmi kurumlar ve yerel yönetimler olduğu belirtilen açıklamada, “İnsan hayvan arasında olduğu öne sürülen bu saldırgan davranışlarda en fazla olumsuz örneğin de insandan hayvana yöneltilen saldırganlıklar olduğu gerçektir” denildi.
Ayrıca açıklamada şu sözlere yer verildi: “Sokaktaki evcil hayvanlar için gönüllü olan binlerce yurttaşın kendi kaynakları ile besleme, kısırlaştırma, tedavi, koruma ve kollama yaptığı bilinirken, bu insan gücünü bölgesel nüfusu yönetme için değerlendiremeyenler, yasayla görevli olmalarına rağmen bunu yerine getiremeyen resmî kurumlardır.”
“HAYVAN HAKLARI SAVUNUCULARININ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİN YER ALMADIĞI HİÇBİR YASA SONUÇ GETİRMEZ”
Son olarak açıklamada, “Türkiye geneli hayvan hakları savunucularının görüş ve önerilerinin yer almadığı hiçbir yasa, uygulama sonuç getirmez. Tek kabul edilebilir çözüm öldürme içermeyen yöntemlerle nüfus kontrolünü sağlamak ve yaşam şartlarını iyileştirmektir” denildi ve şu sözlere yer verildi:
“Hayvanların toplanarak toplu halde ölümünü içeren hiçbir yolu, yöntemi ve yasayı kabul etmiyoruz. Serbest dolaşan hayvanlarda nüfusu şiddet ve öldürme içermeden yöneten, koruyucu veterinerlik uygulamalarıyla insan-hayvan ayrımı yapmayan ortak bir yaşamı sonuna kadar destekliyoruz.”
NEDEN ‘UYUTULDU’ DEĞİL ‘ÖLDÜRÜLDÜ’?
2012 yılında “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hazırlanarak Meclis’e sunulmuştu. Hayvan hakları savunucuları tarafından konuyla ilgili yayınlanan deklarasyonda “Öldürmenin ‘uyutma’ tanımlamasıyla yasaya girmesi ve meşrulaştırılması kabul edilemez. Hayvanları yaşatmak yerine ne şekilde öldüreceğinin tanımlandığı bir yasa kabul edilemez” denilmişti.
2023’te ise içlerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan ve baro başkanlarının bulunduğu Türkiye’nin farklı şehirlerinden 718 avukat “Hayvanlar için Adalet” metnine imza atmıştı.
Sokakta yaşayan hayvanlar ile ilgili ötenazi ve uyutma adı altında katliam ihtimalinin tartışmaya açılmaya kalkışıldığı söylenen metinde, Avrupa örneği verilerek hayvanları öldürmenin medeniyet kavramı ile denk gösterilmeye çalışıldığı aktarılmıştı.
Ayrıca metinde, ana akım medya tarafından hayvan barınaklarının doğal yaşam alanları gibi gösterilmeye çalışıldığı; öldürmenin ötenazi ve uyutma olarak yumuşatılmaya çalışılmasına engel olunması gerektiği vurgulanmıştı.