Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda Sinpaş/Kızılbük GYO’nun yapmak istediği otel ve devremülk projesinde işçilerin yaşadığı sorunlar hakkında Gündem Fethiye, İnşaat-İş Sendikası Örgütlenme Sorumlusu Yunus Özgür ile konuştu. Özgür, “Üyelerimizden bize gelen görüntüler işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri açısından oldukça sorunlu olduğunu gösteriyordu” dedi.
Haber: Yasin Çoban
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda, Sinpaş Holding’in iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Anonim Şirketi tarafından yapılmak istenen otel ve devremülk projesi, mahkeme kararlarına ve Marmaris Belediyesi’nin 1. ve 2. etaplardaki toplam 58 ruhsatı iptal etmesine rağmen devam ediyor.
İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN), 5 Aralık 2022 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Sinpaş/Kızılbük GYO’nun yapmak istediği otel ve devremülk projesinde işçilerin haklarından mahrum bırakılarak çalıştırıldığını ve bir işçinin iş kazası geçirdiğini açıklamıştı.
İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş), 8 Mart’ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, projede çalışan bir işçinin 10 gün önce geçirdiği iş kazası sonucu bir hafta yoğun bakımda kaldığını duyurmuştu.
İnşaat-İş Sendikası Örgütlenme Sorumlusu Yunus Özgür, inşaatta işçilerin yaşadığı sorunlara ve iş kazalarına dair Gündem Fethiye’ye açıklamalarda bulundu.

Sinpaş/Kızılbük GYO şantiyesinin özel bir şantiye olduğunu belirten Özgür, “Düşünsenize onca mahkeme kararı varken her yerden aldıkları güçle inşaata devam ediyorlar. O açıdan da içerden bilgi almak hayli güç. Bu nedenle iş cinayeti yaşanıp yaşanmadığını tespit etmek güç, en azından şimdiye kadar böyle bir haber yansımadı dışarıya” dedi.
“İŞ GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ AÇISINDAN OLDUKÇA SORUNLU OLDUĞUNU GÖSTERİYORDU”
İnşaatta sıklıkla iş kazası yaşandığını vurgulayan Özgür, şu ifadeleri kullandı:
“Çünkü işçiler üzerinde belirgin bir üretim baskısı var, ‘hadi, hadi’ aceleciliği. Bu nedenle iş kazalarının sık sık yaşandığını biliyoruz. Bildiğimiz son ‘iş kazası’ bir buçuk ay kadar önce yaşandı. Bir işçi arkadaşımızın kafasına taş geldi ve dört gün yoğun bakımda kaldı. Taş kırıcı çalışırken sıçrayan parça kafasına isabet etmişti. Üyelerimizden bize gelen görüntüler işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri açısından oldukça sorunlu olduğunu gösteriyordu.”
Özgür, sendika üyelerinin yoğun bakımda kalan işçinin çalıştığı alanı görüntülediğini hatırlattı. Yaralanan işçinin ardından şantiyede hiçbir önlem alınmadan çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Özgür, sendika üyelerinden gelen görüntülerin bir iş sağlığı ve güvenliği uzmanı tarafından incelendiğini ve yaşanan iş kazasına yol açan ihlallerin şu şekilde sıralandığını belirtti:
1- Kırım yapılan bölgede hiçbir uyarı levhası bulunmamakta.
2- Kırım yapılan çalışmanın yanında bulunan işçi giriş-çıkış merdivenlerinde hiçbir koruma uygulanmamış.
3- Kırım yapılan çalışmanın yanında bulunan işçi giriş-çıkış merdivenin bitim noktasında kum ve çakıl birikmesi temizlenmemiş.
4- Kırım yapılan aracın etrafı emniyet şeritleriyle çevrilerek güvenli bölge oluşturulmamış.
Özgür, tüm bu nedenlerle şantiyenin mevcut koşullarıyla her türlü iş kazası ve iş cinayetine açık olduğunu ifade etti.
Patronların özelikle madenlerde ve inşaatlarda çalışan işçilerin ‘ekmek tekneniz’ söylemiyle manipüle ederek ekoloji mücadelesine mesafelendiriyor hatta yer yer düşmanlaştırdığını vurgulayan Özgür, şunları söyledi:
“Biz sendika olarak üyelerimizde sadece ‘ekmek parası’ ve bu temeldeki yasal hakları sınırlarında ilişki kurmuyoruz. Yani sadece işçilerin ekonomik sorunları, işlerinin olması ya da çalışma koşullarıyla sınırlı bir yaklaşım işçilerde de çevre bilincinin gelişmesini engelliyor. Fakat onlarla daha bütünlüklü bir toplumsal yaklaşım ve doğaya çevreye duyarlı bir ilişkilenme içerisine girdiğinizde patronların ‘ekmek tekneniz’ istismarı belirli oranlarda aşılabiliyor.”
“İŞÇİ SINIFININ BÜTÜNÜNDE DOĞAYLA KURULAN İLİŞKİDE İDEOLOJİK VE KÜLTÜREL BİR DÖNÜŞÜM GEREKİYOR”
Sinpaş şantiyesindeki üyelerinin, çalıştıkları sırada yaşanan doğa tahribatını yakından takip ettiklerini, bu nedenle önceki durum ile şimdiki durum arasındaki farkın farkında olduklarını ve bu duruma tepki gösterdiklerini belirten Özgür, şu ifadeleri kullandı:
“Nitekim o görüntüleri de bu duyarlılıklarıyla çekmişler. Ancak bunun işçilerin genelinde bir bilince dönüşmesinin zaman alacağını düşünüyoruz. Bunun olması için dar ekonomik çıkar yaklaşımının (ücret sendikacılığının) ötesine geçen bir sendikal hareket ve işçi sınıfının bütününde doğayla kurulan ilişkide ideolojik ve kültürel bir dönüşüm gerekiyor. Bunu sendikal anlayışımızın temel ayaklarından biri olarak görüyoruz. Yani kapitalist yıkım ve yağma politikalarıyla kendisinin ve insanlığın bütününün geleceği arasındaki ilişkinin bilince çıkarılması temel yaklaşımlarımızdan biri.”
“İŞÇİLER İTİRAZ ETTİKLERİNDEYSE KAPI GÖSTERİLDİ”
Sinpaş dahil olmak üzere inşaatlarda çalışma koşullarının aynı olduğunu belirten Özgür, “Sinpaş özel bir şantiye olduğu ve hızla tamamlanmak istendiği için belirgin bir üretim baskısı var, ‘hadi hadi’cilik çok fazla. Bu en temel özelliği şantiyenin. İkincisi ücretler konusu. Bu yıl işçi ücretlerine dalga geçer gibi bin ila üç bin lira arasında artış yapıldı mesela. İşçiler itiraz ettiklerindeyse kapı gösterildi” dedi.
İşçilerin çoğunun gurbetçi olduğunu belirten Özgür, “İşçiler bu durumu sineye çekti, çünkü işe ihtiyaçları var, memlekete gitseler örnek veriyorum mesela Van’a 7 bin lira yol parası verecekler ve orada iş olanakları olmadığı için yeniden başka bir ile gidecekler. Bu eziyeti çekmek yerine dayatılan ücretleri sineye çekiyorlar. Toplam bir tutum geliştiremedikleri için sömürünün düzeyine tepkili olan işçiler de bir şey yapamıyor” ifadelerini kullandı.
Sinpaş’ta işçilerin çalışma koşullarına hakkında ise Özgür, şunları söyledi:
“Barınma koşulları diğer şantiyelere göre nispeten daha sağlıklı, ama yemekler kelimenin gerçek anlamıyla berbat. İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından çok riskli koşullar, sürekli bir ‘hadi, hadi’ baskısı var. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin neredeyse hiçbir önemi yok! Pazar günü işe çıkmazsan ücretinden kesiyorlar. Bayram ve diğer resmi tatillerde işe çıkmazsan kesiyorlar, çıkarsan bir yevmiye veriyorlar. İşçiler 45 saatten fazla 48 saat çalıştırılıyorlar!”
Sendika üyeleriyle yaptıkları görüşme hakkında da açıklamalarda bulunan Özgür, şu ifadelere yer verdi:
“İşçi arkadaşlarımızın çalışma, barınma ve beslenme koşullarına dair daha bütünlüklü bilgiler almamızı, bazı konuları yerinde görmemizi sağladı. Bu, bundan sonraki sendikal çalışmamız için de önemli bir çıkış noktası oldu. İnşaat işçilerinin berbat çalışma, barınma ve beslenme koşullarıyla ilgili mücadelenin aynı zamanda büyük bir yağma ve talan ekonomisi anlamına gelen inşaat işkoluyla ekolojik mücadele arasındaki ilişkinin de daha güçlü kurulması gerektiği yaklaşımımızı pekiştirdi. Bu konuda neler yapabileceğimizi üyelerimizle birlikte değerlendirecek, tartışacağız.”