Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Yunanistan’da kıyılar konusunda yasal düzeyde düzenlemeler yapılması üzerine açıklama yaparak, “Yunanistan’daki yasaya benzer uygulamalar yerine, Türkiye’de Anayasa ve Kıyı Kanunu’nda kamu yararına daha uygun olan yasal durumu savunmanın, iktidarın özelleştirme mantığına karşı çıkmak anlamına geldiğini düşünüyoruz” dedi.
Haber: Merve Aslantaş
Muğla’nın Datça ilçesinde, kıyı hakları için mücadele eden Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Yunanistan’da kıyılar konusunda yasal düzeyde düzenlemeler yapılması üzerine açıklama yaptı.
İnisiyatif, Türkiye’de; Yunanistan’daki yasaya benzer uygulamalar yapılması yerine Anayasa ve Kıyı Kanunu’nun, kamu yararına daha uygun olduğunu belirtti. Ayrıca İnisiyatif, Anayasa ve Kıyı Kanunu’nu savunmanın iktidarın özelleştirme mantığına karşı çıkmak anlamına geldiğini düşündüklerini aktardı.
YUNANİSTAN’DAKİ YASAL DÜZENLEME NELERİ İÇERİYOR?
Business Daily Yunanistan’ın haberine göre; Yunanistan’ın kıyılarla ilgili yasal düzenlemesinin bir kısmı şunları içeriyor:
1. Halkın sahil ve plajda serbest, engelsiz ve güvenli geçişini sağlamak,
2. Belediye tarafından kurulmadığı sürece, Bakanlık Kararı ile sağlanacak deniz kıyısı ve plajlarda, engellilere hizmet verecek özel platformlar kurarak, engellilerin deniz kenarı ve plaj kullanımını sağlamak,
3. Şemsiyelerin, şezlongların deniz eğlence araçlarının ve diğer taşınabilir unsurların yerleşimini, yasada belirtilen sınırlar dahilinde (kiralanan alanın yüzde 60’ını, korunan bir sahil ya da plaj ise yüzde 30’unu) kısıtlamak ve en az dört metre genişliğinde sahil çizgisinden itibaren serbest bölge oluşturmak
4. Kiralanmış kıyı ve plaj alanını her gün temiz tutmak
5. Sahilde veya plajda görünür bir noktaya kiralama bilgilerini içeren bir levha asmak, bu bilgilere elektronik olarak erişime izin vermek. Kiralama kararının koordinatları, kiralama karar numarası, halkın ve kiracının hakları ve yükümlülükleri ve kiralamanın diyagramı gibi bilgilere erişim sağlamak.
6. Halkın hizmetine yönelik mobil unsurlar yerleştirmek.
7. Ekosistemin dengesinin ve kıyı morfolojisinin korunmasına özen göstermek.
8. Kiralama süresinin sonunda kiralanan alanı orijinal durumuna getirmek ve kiralama sözleşmesinde belirlenen dönemlerde mobil unsurları kaldırmak.
9. Söz konusu olmayan bir belediye tarafından bu yükümlülük karşılanmıyorsa, cankurtaranın bulunmasını sağlamak.
“KIYILARIN BİR KISMINI DEĞİL; HEPSİNİ, HEPİMİZ İÇİN GERİ İSTİYORUZ”
Şezlogsuz Datça İnisiyatifi tarafından konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Kıyıların bir kısmını değil; hepsini, hepimiz için geri istiyoruz” ifadeleri dile getirildi.
Yunanistan’daki kıyılarla ilgili yapılan yasal düzenlemeden bahsedilerek, “Son günlerde gazetelerde Yunanistan’da kıyılar konusunda yasal düzeyde düzenlemeler yapıldığı, kıyıların yüzde 30’unun şezlonglarla işgal edilebileceği haberleri yer almaktadır” denildi ve şu sözlere yer verildi:
“Şezlongsuz Datça İnisiyatifi olarak Yunanistan’daki yasaya benzer uygulamalar yerine, Türkiye’de Anayasa ve Kıyı Kanunu’nda kamu yararına daha uygun olan yasal durumu savunmanın, iktidarın özelleştirme mantığına karşı çıkmak anlamına geldiğini düşünüyoruz.”
Açıklamada, “Anayasa’nın 43. Maddesi ‘Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.’ hükmünü, Kıyı Kanunu’nun 5. Maddesi, ‘Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir’ hükmünü içermektedir” denildi.
“İKTİDAR UYGULAMALARININ ‘ANAYASA VE YASA’YI TANIMIYORUM ANLAMINA GELDİĞİ AÇIKTIR”
Danıştay’ın kararlarının da bu yönde olduğu vurgulanarak, “Danıştay, kıyıların kamuya açıklığının yanı sıra, sahil şeridinin deniz tarafından 50 metrelik ilk kısmında kapalı inşaat yapılamayacağını kararlarında hükme bağlamıştır” sözlerine yer verildi.
Bunların yanı sıra açıklamada, “Anayasayı ve yasaları tanımayarak kıyıları özel mülk gibi kiralayan, bunu yaparak suç işleyen iktidar uygulamalarının bu haliyle ‘Anayasa ve Yasa’yı tanımıyorum anlamına geldiği açıktır” ifadeleri kullanıldı.
Yunanistan’daki yasaya benzer uygulamaları istemenin Anayasa ve yasayı tanımamak anlamına geldiği söylenen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Türkiye’de savunulması gereken, yaşam alanına sahip çıkma, insan hakkını savunma mantığına uygun olan Anayasa’da ve Kıyı Kanunu’nda kamuya tanınmış olan hakkın mevzuatla tanındığını dikkate almaktır. Son yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuç, Türkiye’nin kuralsız yönetilmesine karşı çıkıldığını göstermektedir.”
“TÜRKİYE’DE DAHA UYGUN BİR ANAYASAL VE YASAL DURUM VARDIR”
Yerel yönetimlerin, iktidarın anayasa ve yasa tanımayan uygulamalarına karşı çıkması gerektiği belirtilerek, “Yunanistan ile karşılaştırıldığında Türkiye’de; yaşam alanlarının ve kıyı ekosisteminin savunulması ile insan hakları perspektifi açısından daha uygun bir anayasal ve yasal durum vardır” denildi.
Son olarak açıklamada, şu sözlere yer verildi: “Kıyılar üzerindeki özel mülkleştirme uygulamalarının, hukuksuz kiralamaların sona erdirilmesini, kıyı ekosistemini temel alan bir perspektifle, anayasal ve yasal ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Kıyıların bir kısmını değil; hepsini, hepimiz için geri istiyoruz.”
Business Daily Yunanistan’ın haberine göre; Yunanistan’ın kıyılarla ilgili yasal düzenlemenin tamamı şu şekilde;
Yeni yasayla getirilen yedi önemli değişiklik şunlardır:
1. Plajların açık artırması için şeffaf bir elektronik prosedür oluşturulacak.
2024 yılından itibaren, sahil alanlarının bölümlerinin kiralanması için tüm ihaleler, Belediyeler değil, Kadastro Dairesi tarafından yapılacak. İşlem, herhangi bir müdahale olmadan şeffaflığı garanti eden bir dijital platform aracılığıyla gerçekleştirilecek.
İhale tarihinden en az 20 önce ilgili belediyenin web sitesinde ve platformda ilan yapılacak. Platformda, her kiralamanın koordinatları, alanı ve hava fotoğrafları, kiralamanın süresi, koşulları ve hareketli unsurların yerleştirilme ve kaldırılma süreleri gibi bilgiler yayınlanacak.
Kiralama sahipleri, bölgenin nesnel değerlerine, faaliyetin yerçekimi katsayısına ve plajın özel özelliklerine dayalı matematiksel bir formüle göre minimum bir ücret ödeyecek.
Bu yıl yasanın ilk uygulanması sırasında gerçekleştirilecek olan ihaleler, en geç 15 Mayıs’a kadar tamamlanacak. 2025’ten itibaren, işlemler Mart ayının sonuna kadar tamamlanacak.
2. “Dokunulmamış sahiller” belirlenecek.
Avrupa Birliği’nin doğal koruma alanlarında (Natura) bulunan ve kiralamanın, şemsiyelerin, şezlongların ve benzerlerin yerleştirilmesinin yasak olduğu yüksek koruma altındaki sahiller (dokunulmamış sahiller) seçilecek.
Dokunulmamış sahiller, Çevre ve Enerji Bakanı ile Maliye Bakanı tarafından, Doğal Çevre ve İklim Değişikliği Kurumu’nun tavsiyesi ile Genel Çevre Politikası Genel Müdürlüğü Başkanı’nın önerisi üzerine, ortak bir kararla belirlenecek.
3. Vatandaşların ücretsiz erişimini sağlamak için plajların yönetiminde daha katı kurallar getirilecek.
Kiralama için sunulan sahillerde, halkın geçişini sağlamak ve yeterli serbest alanın olmasını sağlamak için sınırlamalar getirilecek. Özellikle, herhangi bir kiralamanın en az yüzde 50’sinin boş kalması ve aynı anda her kiralamanın alanının 500 metrekareyi geçmemesi gerekecek.
Şezlonglar, kiralanan alanın en fazla yüzde 60’ını kaplayabilecek veya Doğal Koruma alanlarında bulunmayan, dokunulmamış sahiller için yüzde 30’u geçmeyecek.
Kiralamalar arasında en az altı metre (her iki tarafta üç metre veya bitişik binalarda faaliyet gösteren işletmelerde dört metre) mesafe olacak, şemsiyelerin denizden en az dört metre uzaklıkta olması gerekecek.
Ayrıca, sahilin uzunluğu veya genişliği dört metreden küçük olduğunda veya sahilin toplam alanı 150 metrekareden küçük olduğunda sahil kiralama yapılmasına izin verilmeyecek.
4. Sahilleri kiralayanlar için katı görevler getirilecek.
Her durumda, yasada öngörülen ancak kiralama sözleşmesine de dahil edilecek dokuz belirli yükümlülük bulunacak:
a) Halkın sahil ve plajda serbest, engelsiz ve güvenli geçişini sağlamak,
b) Belediye tarafından kurulmadığı sürece, Bakanlık Kararı ile sağlanacak deniz kıyısı ve plajlarda, engellilere hizmet verecek özel platformlar kurarak, engellilerin deniz kenarı ve plaj kullanımını sağlamak,
c) Şemsiyelerin, şezlongların deniz eğlence araçlarının ve diğer taşınabilir unsurların yerleşimini, yasada belirtilen sınırlar dahilinde (kiralanan alanın yüzde 60’ı veya korunan bir sahil ve plaj ise yüzde 30’unu) kısıtlamak ve en az dört metre genişliğinde sahil çizgisinden itibaren serbest bölge oluşturmak,
ç) Kiralanmış kıyı ve plaj alanını her gün temiz tutmak,
d) Sahilde veya plajda görünür bir noktaya kiralama bilgilerini içeren bir levha asmak, bu bilgilere elektronik olarak erişime izin vermek. Kiralama kararının koordinatları, kiralama karar numarası, halkın ve kiracının hakları ve yükümlülükleri ve kiralamanın diyagramı gibi bilgilere erişim sağlamak,
e) Halkın hizmetine yönelik mobil unsurlar yerleştirmek,
f) Ekosistemin dengesinin ve kıyı morfolojisinin korunmasına özen göstermek,
g) Kiralama süresinin sonunda kiralanan alanı orijinal durumuna getirmek ve kiralama sözleşmesinde belirlenen dönemlerde mobil unsurları kaldırmak,
ı) Söz konusu olmayan bir belediye tarafından bu yükümlülük karşılanmıyorsa, cankurtaranın bulunmasını sağlamak,
5. Plajların suiistimallerden korunmasında vatandaşların rolü garanti altına alınacak.
Vatandaşlara ücretsiz olarak sunulacak mobil telefonlar, tabletler vb. için bir dijital uygulama oluşturulacak. Her kiralama için bir QR kod atanacak ve bu kodlar Devlet Mülkiyet Servisi web sitesine, ilgili belediye web sitesine ve sahil veya plajın işaretlenmiş levhasına zorunlu olarak yerleştirilecek.
Aynı uygulama üzerinden vatandaşlar, sahilin ve kumsalın tahsis edilen kısmının diyagramını görecek ve keyfi işgal veya imtiyazın aşıldığını tespit etmeleri halinde anında şikayette bulunabilecek.
6. Devlet tarafından sahillerin daha etkili bir şekilde denetlenmesi için yeni teknolojiler (insansız hava araçları, uydular) kullanılacak.
Ayrıca, Ulusal Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Kadastro Hizmetleri, belediye, Bağımsız Kamu Gelirleri İdaresi, Mali Polis, Yunanistan Ulusal Polisi ve savcılık yetkilileri gibi çeşitli kurumların personelinden oluşan karma denetleme ekipleri ile birlikte entegre bir denetleme mekanizması oluşturulacak.
7. Sahillerin yönetim kurallarını ihlal edenler için yeni yasayla daha sıkı cezalar uygulanacak.
Cezalar; ihlalin ciddiyetine, özellikle bir sözleşme olup olmadığına ve kiralama sahibinin kiralama ihlali veya kiralaması bulunmadığına bağlı olarak değişecek. Her durumda, şemsiyeler ve şezlonglar kaldırılacak ve yasa dışı inşaatlar varsa yıkılacak.
Keyfi işgal durumlarında, işgal edilen alanda mühürleme ve işletmenin faaliyetinin durdurulacak, alanın girişi bantla kapatılacak, bu alana girişin ve herhangi bir ekonomik faaliyetin yapılması yasaklanacak.
İhlale bağlı olarak, ihale bedelinin en az dört katına eşit bir para cezası kesilecek ve beş yıl boyunca herhangi bir kıyı/plaj tahsis sürecinden men edilecek. Kiralama ihlali yapıldığında; cezalar para cezasından başlayıp, açık artırmalara katılma yasağına ve işin durdurulmasına kadar yükselecek.
Yunanistan Parlamentosu’ndaki değişikliklerle, çerçeve daha da sıkılaştırılacak; en ciddi yaptırımlar (yeni izinlerden men ve operasyonların askıya alınması) iznin yüzde 30’un üzerinde aşıldığı durumlarda uygulanacak.
Halkın denize, kıyıya ve kumsala serbestçe erişimini ilk kez engelleyenlere 2 bin ila 60 bin Euro arasında para cezası kesilecek.
Ayrıca, herhangi bir kişinin izinsiz, iznin aşılması suretiyle veya yasadışı olarak verilmiş bir izinle sahil ya da plaja herhangi bir değişiklik yapması durumunda cezai yaptırımlar uygulanacak.
Yunanca’dan çeviren Mevre Aslantaş