Bu siteye girerek Gizlilik İlkeleri ve Kullanım Şartlarını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Onayla
Gündem FethiyeGündem FethiyeGündem Fethiye
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Okunuyor Sekülerizm-Laiklik-ÇEDES 2: Tarihsel süreç
Paylaş
Font ResizerAa
Gündem FethiyeGündem Fethiye
Font ResizerAa
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Arama
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Takip edin
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Köşe Yazısı

Sekülerizm-Laiklik-ÇEDES 2: Tarihsel süreç

Son Güncelleme: 28 Eylül 2023 16:23
Editör/Yazar:Hülya Çetinkaya
28 Eylül 2023 16:15
Paylaş
Paylaş

1921 Anayasası olarak bilinen 1921 Tarihli ve 85 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun 2. Maddesi 1923 yılında 634 sayılı yasa ile değiştirilerek ilk metinde olmayan bir hüküm eklenmiştir. Buna göre “Madde 2.- (Değişik: 29.10.1339 (1923) – 364 S. Kanun) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır. Resmi lisanı Türkçedir.” Bu değişiklik ile açıkça bir din, İslamiyet devletin resmi dini olarak tanımlanmış laiklik ya da seküler devlet anlayışından Anayasal düzeyde vazgeçilmiştir. 

Ancak 1921 Anayasası genel olarak incelendiğinde Devlet’in dininin İslam olduğuna değinilmiş ise de 11. Maddesinde vilayetleri ve yetkilerini düzenleyen hükümde vilayetler tüzel kişi olarak tanımlanmış ve eğitim yetkisi Vilayet Şurası’na bırakılmıştır; eğitimin içerik ve şeklini merkezi yönetim değil, her vilayet şurası belirleyecek ve icra edecek demektir. 1921 Anayasası din derslerinin zorunlu olduğuna dair hiçbir hüküm içermemektedir. 

Sekülerizm-Laiklik-ÇEDES 1: Uluslararası ve ulusal mevzuattaki durum

Tevhid-i Tedrisat Kanunu 3 Mart 1924 tarihlidir. 1924 Anayasası’ndan yaklaşık bir ay öncedir. Bu yasada da din dersinin zorunlu ders olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. 

1924 Anayasası olarak bilinen 1924 tarih ve 491 Sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu 2. Maddesi ilkin “(Özgün hali) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.” hükmünü içermektedir. Bu haliyle 1921 Anayasası’ndan farklı değildir, paralel bir düzenleme getirilmiştir. 

1928 yılında yapılan değişiklik ile devletin dininin İslam olduğuna dair kısım kaldırılmış ve 1937 değişikliği ile de laiklik eklenmiştir; Hüküm şöyledir; “Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir.” bu şekilde 1928 yılındaki değişiklik ile birlikte seküler devlet anlayışı Anayasal düzeyde hüküm altına alınmıştır. Din ve vicdan, düşünce özgürlüğü tanımlanmış ve öğrenimin devletin gözetim ve denetiminde yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. 1924 Anayasası’nda da din dersinin zorunlu ders olduğuna dair hiçbir hüküm mevcut değildir. 

1961 Anayasası olarak tanımlanan 1961 Tarih ve 334 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. Maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir. “ tanımı ile 1924 Anayasası’nın 1937 yılındaki değişikliğinde olduğu gibi laikliğe açık vurgu yapılmıştır. 1961 Anayasası’nın bu siyasal iradeyi ortaya koyduğunu ve din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen maddesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokol’e paralel bir düzenleme getirdiği açıkça görülmektedir. 

19/4 Madde ve devamı fıkralarında “Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır. Kimse, Devlet’in sosyal, iktisadi, siyasi veya hukukî temel düzenini, kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya şahsi çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu yasak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kışkırtan gerçek ve tüzel kişiler hakkında, kanunun gösterdiği hükümler uygulanır ve siyasi partiler Anayasa Mahkemesi’nce temelli kapatılır.” hükmüne yer vermiştir. 

Görüleceği üzere Anayasa din eğitimi konusunda yetişkinlerin kendi isteğini, küçükleri de kanunu temsilcilerin onayını gerektirdiğini, istek ve onay olmadan dine eğitimine kimsenin tabi tutulamayacağını açıkça belirlemiş ve 2. Maddesinde belirlediği laikliği bu madde ile detaylandırarak gerçek manada seküler/laik bir devlet anlayışını Anayasal güvenceye almıştır. Ayrıca eğitim ve öğretimi serbest bırakmış ve ancak devletin denetim ve gözetiminde yapılacağına vurgu yapılmıştır. 

21/2 Maddesi aynen şöyle demektedir; “Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir.” Lakin devletin denetim ve gözetiminde eğitim ve öğretime nasıl bir müdahalesinin olabileceği açıklanmamış, yoruma açık kapı bırakılmıştır. Doğal olarak din dersini zorunlu ders olarak tanımlamamıştır. Yine bu açık düzenlemelerin bir gereği olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na Anayasal bir statü tanınmamıştır.

1982 Anayasası olarak bilinen 1982 Tarih ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Başlangıç metninde “… laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı”na vurgu yapılmış, 2. Maddesinde “…demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” şeklinde laikliğe işaret edilmiş, seküler devlet anlayışı temel olarak benimsenmiştir. 

Ancak 24/4 Maddesinde “Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devlet’in gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.” şeklinde bir hüküm konulmuştur. 

Madde metni yorum ve tartışmaya açık görünmektedir. İlkin; din eğitiminin hangi dine ait olduğu belirlenmediğinden, inanış biçimlerine genel bir gönderme yapılmış ise “…Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi”nden kastedilen ne olabilir? Bunun dışındaki dinlerden bahsediliyorsa referans bir din esas alınmalı ki diğer dinlerden söz edilebilsin; dolaylı olarak zorunlu din dersinin temelde açık söylenmemekle beraber İslamiyet olduğu ve diğer semavi dinler ile Zerdüştlük, Budizm, Konfüçyüsçülük, Hinduzim vs. diğer tüm dinsel öğretilerin eğitim öğretiminin ise kişinin isteği, küçüğün yasal temsilcisinin onayını/talebini gerektiği şeklinde anlaşılabilmektedir. Bu durum Başlangıçta ve 2. Maddede tanımlanan laiklik ilkesi ile bağdaşmamaktadır. 

İkinci olarak diğer dinler dışındaki din eğitim ve öğretimin zorunlu kılınması –ki hangi din olursa olsun fark etmez– İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokolü’nde belirlenen ailenin istek ve belirlemesine gösterilmesi gereken saygı ile de bağdaşmamaktadır. Devlet ailenin isteğine aykırı olarak çocuğa zorunlu din ve ahlak eğitim ve öğretimi verme yetkisini donandıktan sonra din ve vicdan özgürlüğünden nasıl söz edilebilecektir? Bu din hangi din olursa olsun fark etmez.

*Yazı serisinin devamı yarın yayınlanacaktır.

Nejdet Evren

Yarım yüz yılı geride bırakan bir insanım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. 23 yıl Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştım. 10 yıldır avukat olarak mesleğimi sürdürüyorum. Torunlarım için 1984 yılından bu yana yazıyorum. Okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Gündem Fethiye severek katıldığım alanlardan biri oldu.

Paylaş:

  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
  • Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Telegram
Dil/kimlik/insan
Bu yıl da şehrinize ihanet etmeye devam ediyorsunuz
Sekülerizm-Laiklik-ÇEDES 1: Uluslararası ve ulusal mevzuattaki durum
“Bir yer” nasıl yok edilir?
Bu sabah Akbelen Ormanı’nı yok etmeye geldiler, kamu düzeni adına!
Paylaş
Önceki Haber Büyükşehir Bodrum’da ek içme suyu çalışması başlattığını duyurdu
Sonraki Haber İztuzu Plajı’nda suların çekilmesiyle antik tuz tesisi görülebilir hale geldi

Bizi Takip Edin

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol
TiktokTakip Et
TelegramTakip Et
WhatsAppTakip Et
Google NewsTakip Et
LinkedInTakip Et
BlueskyTakip Et

En Çok Okunan Haberler

Hüsne Topal cinayeti davasının üçüncü celsesi görüldü: Topal’ın ailesi tehdit nedeniyle suç duyurusunda bulunacak
Özel Haberler Toplumsal Cinsiyet
bodrum bebek ölümü bodrum bebek bodrum haberleri bodrum son dakika bodrum terasta bulunan bebek
Bodrum’da doğum sonrası yardım isteyen kadının evinde bulunan bebeğin yaşamını yitirdiği tespit edildi
Gündem
4. Deştin Kültür ve Doğal Yaşam Festivali devam ediyor
Ekoloji Özel Haberler
nitelikli dolandırıcılık şebekesi, nitelikli dolandırıcılık şebekesi operasyon, dolandırıcılık operasyonu, dolandırıcılık şebekesi
Muğla dahil 41 ilde, 971 yurttaşı dolandırdığı tespit edilen şebekelere yönelik operasyon: 206 şüpheli tutuklandı
Gündem
türkiye su sorunu, metin ergun, su stresi yaşayan ülkeler, türkiye su stresi, türkiye su, türkiye su sorunu metin ergun
İYİ Partili Ergun, Türkiye’nin su sorununu Meclis gündemine taşıdı: “Türkiye ‘su stresi yaşayan ülkeler’ kategorisinde”
Ekoloji Politika

Hakkımızda

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik İlkeleri / Privacy Policy
  • Künye
  • İletişim
  • Politika Belgeleri

Kategoriler

  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan

Sosyal Medya

  • Twitter
  • Facebook
  • İnstagram
  • Youtube

İlçeler

  • Fethiye
  • Bodrum
  • Menteşe
  • Marmaris
  • Datça
  • Milas
  • Seydikemer
  • Köyceğiz
  • Ortaca
  • Dalaman
  • Ula
  • Yatağan
  • Kavaklıdere
Copyright © 2025 Gündem Fethiye. Tüm Haklı Saklıdır.
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Şifrenizi mi Unuttunuz?