Muğla’nın Seydikemer ilçesinde düzenlenen Geleneksel Yayla Seki Yağlı Güreşleri’nde, hayvan hakları savunucuları “AKP elini hayvanlardan çek” yazılı pankart açtı. Zabıta ve jandarma ekiplerinin müdahalesi sonucunda alandan çıkarılan aktivistler, eylemlerinin nedenlerini Gündem Fethiye’ye anlattı.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti), sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren ve kamuoyunda tepkilere neden olan 17 maddelik “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 28 saat süren görüşmelerin ardından 30 Temmuz’da AK Parti ve MHP oylarıyla yasalaşmıştı.
Yasa teklifi ile 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi değiştirilerek sokakta yaşayan hayvanların barınaklara toplanması; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanları öldürme yetkisi verilmesi; sahipsiz hayvan popülasyonunun, kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması halinde sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolunun açılması tepkilere neden olmuştu.
Seydikemer Belediyesi’nin düzenlediği 31. Geleneksel Yayla Seki Yağlı Güreşleri’nin dün (25 Ağustos) gerçekleşen birinci gününde, hayvan hakları savunucuları güreş alanında “AKP elini hayvanlardan çek” yazılı pankart açtı.
Pankart, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, Seydikemer Belediye Başkanı Bayram Önder Akdenizli’nin de aralarında olduğu protokolün yurttaşları selamladığı sırada açıldı.
Zabıta ekipleri ise yurttaşlara müdahale etti ve pankart tartışmalar sırasında kapatıldı.
Daha sonra jandarma ekiplerinin de müdahale ettiği olayda, yurttaşlar güreş alanının girişinde pankartlarını yeniden açma kararı aldı. Bu sırada “İnsana, hayvana, yeryüzüne özgürlük”, “AKP elini hayvanlardan çek”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, köpekleri vermiyoruz”, “Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” sloganları atıldı.
Yurttaşlar yaklaşık bir saat sonunda eylemlerini sona erdirdi.
Eylemlerinin ardından ise aktivistler eylemlerinin nedenlerine dair Gündem Fethiye’ye konuştu. Yeşim Saraç, gerekçelerini şöyle açıkladı:
“Çünkü AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla Meclis’ten geçen hayvan katliamı yasasını protesto etmek için buradayız. Artık bize başka şans vermediler. Her yerde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çünkü hayvanlar katlediliyor. Uyutulma vesvesesi altında katlediliyor, işkence görüyorlar ve bunlara bir dur demek istiyoruz.”
“DEVLET, BELEDİYELER SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEZSE, KISIRLAŞTIRMAZSA, AŞILATMAZSA OLACAK OLAN POPÜLASYON BU”
Saldırgan köpeklerin varlığının, geriye kalan 3 milyon köpeğin de saldırgan olduğu anlamına gelmediğini söyleyen Saraç, çözüme ilişkin şunları dile getirdi:
“Biz de diyoruz ki saldırganları, gruplaşan köpekleri alalım barınaklara, rehabilite edilsin. Köpekler kısırlaştırılsın. Köpek ne bilsin üreyip üremeyeceğini. Devlet sorumluluğunu yerine getirmezse, belediyeler sorumluluğunu yerine getirmezse, kısırlaştırmazsa, aşılatmazsa olacak olan popülasyon bu. Bunun önüne geçilsin diyoruz. Bütün belediyeler işbirliği yapsın. Hayvanları kısırlaştırsın, aşılatsın, rehabilite etsin ve iyi huylu olanları aldıkları yere bıraksınlar.”
“UYANIK OLMASI GEREKEN BİZİZ, TÜRK MİLLETİ UYUYOR, ARTIK UYANALIM”
Barınakların halihazırda çok fazla dolu olduğunu dile getiren Saraç, barınaklarda karantina bölgesi eksikliğinden dolayı sağlıklı hayvanlarla hasta hayvanların aynı yere koyulduğunu, bunun da ölümlere neden olduğuna vurgu yaptı.
“Uyutma” kavramına herkesin hâkim olmadığına dikkat çeken Saraç, “Halbuki öldürülüyor hayvanlar. Uyumuyorlar. Asıl uyanık olması gereken biziz. Türk milleti uyuyor. Lütfen artık uyanalım” dedi.
Hayvan sahiplenme konusuna da değinen Saraç, “Bu kadar hayvan seviyorsanız evlerinize alın, bakın” şeklindeki söylemlere şu yanıtı verdi:
“Zaten imkanı olanlar alıyor ama acaba devlet şunu görüyor mu? Bir kedisi olana, köpeğine olana kiralık ev vermiyorlar. İnsanlar hayvanlarıyla ev bulmakta zaten zorlanıyorlar. Onu bırakın bahçesinde beslediği köpeği belediye gelip tüftüfle uyutabiliyor. Her taraftan önümüzü kapatmış durumdalar.”
“YAKUP OTGÖZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPTIĞI DÖNEMDE KAÇ HAYVAN KISIRLAŞTIRMIŞ, KAÇ HAYVAN REHABİLİTE ETMİŞ?”
Hayvan Hakları Koruma Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Eda Sheldon ise burada bulunma amaçlarından birinin de AK Parti Muğla Milletvekili Yakup Otgöz’e seslenmek olduğunu dile getirdi. “Muğla Milletvekili Yakup Otgöz aynı zamanda Meclis Tarım Komisyonu üyesi ve bu yasanın çıkmasında imzası olan vekillerden bir tanesi” diyen Sheldon, Otgöz’ün geçmiş dönemde Seydikemer Belediye Başkanlığı görevinde de bulunduğunu hatırlattı.
Sheldon, Yakup Otgöz’e şu soruları sordu:
“İki yıl önce kendisi buranın belediye başkanı iken, milletvekilliğine adaylığını koymadan önce bir demeci vardı. Buranın en geniş kapsamlı bir hayvan hastanesi kurulacağı yönünde gazeteye demeç vermişti. Söylemden öteye gitmiyor. Ortada söylem var ama icraat yok. Ben bugün burada Milletvekili Yakup Otgöz’e soruyorum: Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde kaç tane hayvan kısırlaştırmış, kaç tane hayvan rehabilite etmiş? Ben bunu belgeleriyle çıkarsın ispatlasın isteyeceğim ondan.”
“ÇALIŞMAYAN BELEDİYELERİN SUÇUNU HAYVANLARA ATAMAZ HİÇ KİMSE”
Sheldon, yurttaşların köpeklere yüklendiğini fakat köpeğin suçunun olmadığını, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yetkili kurumların yapması gereken görevlerinin belirtildiğini söyledi.
Yetkili belediyelerin 20 yıldır sorumluluklarını yerine getirmediğini dile getiren Sheldon, “Çalışmayan belediyelerin suçunu hayvanlara atamaz hiç kimse” ifadelerini kullandı. Ayrıca belediyelerin yanında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da denetleme görevini yerine getirmediğini söyledi.
“BİZ NE HAYVANI KORUYABİLİYORUZ BU ÜLKEDE NE KADINI KORUYABİLİYORUZ”
Şiddetin yalnızca havanlara yönelik olmadığını, ülkedeki diğer dezavantajlı grupların da şiddete maruz bırakıldığına dikkat Çeken Sheldon, şöyle konuştu:
“Ne belediyeler çalıştı ne denetim mekanizması çalıştı. Hiçbirisi çalışmadı ve bugün bu sistem sorunu da çözemedi. Bu sadece hayvanlar için değil, Diyarbakır’da dört gündür haber alınamayan bir tane küçücük kız çocuğu var. Kendileriyle alakalı bir durum olduğu zaman bir saat içerisinde insanların ayakkabı numarasına kadar söyleyebilen hükümet, dört gündür ülke içerisinde küçücük bir şehirde kayıp bir kızı bulamıyor. Şiddet sadece hayvanla kalmıyor. Biz ne hayvanı koruyabiliyoruz bu ülkede ne kadını koruyabiliyoruz.”
“CHP’li belediyeleri yıkıyorum anlamına gelmesin lütfen” diye sözlerine devam eden Sheldon, iktidar ya da muhalefet fark etmeksizin katliamın uygulandığını söyledi.
“BARINAKLARA HAYVANLARIMIZI VERMEYECEĞİZ”
Barınaklarda toplatılmanın çözüm olmadığını dile getiren Sheldon, “İyi bir barınak yoktur. Barınaklara tıkmak çözüm değildir. Biz yıllardır kısırlaştırma, kısırlaştırma ve kısırlaştırma diyoruz. Demeye de devam edeceğiz. Barınaklara hayvanlarımızı vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BİZ MÜSLÜMAN BİR ÜLKEDEYİZ, ALLAH’IN VERDİĞİ CANI ALLAH ALIR”
Lale Barlas ise yurttaşlar olarak yasa teklifine karşı ellerinden geldiğince çalışma yaptıklarını dile getirdi. Çözümün öldürmek olmadığına vurgu yapan Barlas, “Biz Müslüman bir ülkedeyiz. Allah’ın verdiği canı Allah alır. Biz kimiz? Öldürmeden de çözebileceğimiz bir sorunu bu şekilde neden yanlış yorumlayan insanların kaderine bırakıyoruz?” diye sordu.
Son olarak, yurttaşların birbirine düşürüldüğünü söyleyen Barlas şöyle konuştu: “Biz insan olarak yaşadığımız dünyada, yaşadığımız ülkede elimizden geldiğince memleketimize sahip çıkıyoruz. Hayvanımıza insanımıza, çocuğumuza, kadınımıza, çiçeğimize, böceğimiz her şeyimize sahip çıkıyoruz. Biz birbirimizle şu anda ihtilaf halindeyiz. Halbuki amacımız ülkemizde gül gibi yaşamak değil mi?”
Şengül Yüksel ise “Filistin’de onca katliamın ortasında Filistinliler canhıraş kedilerini köpeklerini besliyorlar. Bu bize çok büyük bir insanlık dersi olsun. Bugün hayvana, yarın insana, bunu da unutmayalım” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Sokak hayvanlarına “ötanazi” yapılmasını ön gören yasa olarak da bilinen Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 12 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunulmuş; Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda 23 Temmuz’da kabul edilmişti ve Meclis Genel Kurulu’na sunulmuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından hazırlanan 17 maddelik yasa teklifi, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekillerinin oylarıyla, muhalefetin ve yurttaşların tepkilerine rağmen 42 saati aşan görüşmelerin sonucunda komisyondan geçmişti.
Yasa teklifinin görüşmeleri öncesinde ise AK Parti’nin önerisiyle Meclis Genel Kurulu’nun gündemi ve çalışma saatlerinde değişiklikler yapılmış, buna göre Meclis gündemindeki bazı önemli yasaların görüşülmesinin hızlandırılması ve Meclis’in 1 Ağustos’ta tatile girebilmesi için 23,24,25Temmuz’da çalışması planlanan Meclis Genel Kurulu’nun 26,27,28,29 Temmuz’da da çalışmasına karar verilmişti.
Ayrıca, yasa teklifinin görüşmeleri öncesinde 26-29 Temmuz tarihleri arasında Meclis’e ziyaretçi yasağı getirilmişti.
Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşülmesi 28 Temmuz Genle Kurul’da başlamış görüşmeler iki gün, 28 saat sürmüştü.
30 Temmuz’da gerçekleşen oylamaya 594 milletvekilinin 500’ü katılmış, 273 milletvekili kabul, 224 milletvekili ret oyu vermişti. Bir milletvekili ise çekimser kalmıştı. Teklif AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edilerek yasalaşmıştı.
TBMM, oylama sonrası 1 Ekim’e kadar tatile girdi. Kanun ise Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.