Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesiyle ilgili Cemal Metin Avcı ile diğer sanıkların yargılandığı davada karar duruşması olması beklenen 13’üncü duruşma başladı. Duruşmayı izleyen ve adliye önünde basın açıklaması yaparak “Pınar Gültekin için adalet” diyen kadın örgütleri, tüm faillerinin cezalandırılmasını istedi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesi ile ilgili davanın, karar duruşması olması beklenen 13’üncü duruşması bugün saat 11:00’de Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Pınar Gültekin’i öldürdüğünü itiraf eden ve “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması istenen sanık Cemal Metin Avcı duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz yargılanan ve “canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
“ERKEĞİN CEZA İNDİRİMİ ALABİLMESİ İÇİN BİR KADININ İTİBARSIZLAŞTIRMASINA TANIKLIK ETTİK”
Adliye önünde ise çok sayıda kadın örgütü duruşmayı izlemek için hazır bulundu ve basın açıklaması yaptı. İlk açıklamayı Pınar Gültekin İçin Adalet Platformu adına Zilan Kubat okudu. Açıklama sırasında “Pınar Gültekin isyanımızdır”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Şefika Gültekin yalnız değildir”, “Kadınları değil katilleri engelle” sloganları atıldı.
Kubat, 12 duruşmadır mahkeme heyetinin tavırlarının yanlı olduğunu vurgulayarak, “12 duruşmadır Pınar’ın hayatının yargılandığını, güncel adli tıp raporu ile faile fiilin işlenmesinde yardım edenlerin hiçbir ceza almayarak serbest bırakıldığını gördük. İki yıldır süren tüm bu duruşmalarda adalet, katilin lehine işlemeye devam etti. Katil Cemal Metin Avcı’nın ısrarla talep ettiği cep telefonu yazışmaları sonucunda, telefon yazışmalarında katilin lehine hiçbir bilgi yer almadığı ortaya çıktı. Böylelikle katilin ceza almamak için Pınar’a attığı türlü iftiraların dayanağının olmadığını gördüğümüz gibi erkeğin ceza indirimi alabilmesi için bir kadının itibarsızlaştırmasına aynı zamanda da kişisel yaşamının didik didik edilmesine tanıklık ettik” dedi.
“FAİLLERİN EN AĞIR CEZA SINIRINDAN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Mahkeme heyetinin cinsiyetçi tutumunu kadınlar olarak hiçbir zaman kabul etmediklerini söyleyen Kubat, Cemal Metin Avcı’nın cinayeti tek başına işlemediğinin altını çizerek, “Delilleri yok etmede, cinayetin üzerini örtmede Cemal Metin Avcı’nın ailesinin bu denli katkısı varken, yargılanmalarının sadece usulen ‘yaptık oldu işte’ şeklinde yapılmasını kabul etmiyoruz. İki yıllık süreç boyunca tüm itirazlara ve delillere rağmen Mertcan Avcı tutuksuz yargılandı ve ailenin diğer üyelerinin de delilleri kararttığı gerçeği ortadayken; değil ceza almaları, ciddi bir yargılama süreci dahi olmadı.
Karar duruşması olmasında ısrarcı olduğumuz bu duruşmadan katil Cemal Metin Avcı, işbirlikçi fail Mertcan Avcı ve diğer faillerin en ağır ceza sınırından cezalandırılmasını talep ediyoruz. Bu bir kadın cinayetidir ve faillerin hepsi cezalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“ERKEK ADALETİN ÇOCUĞU KATLEDİLEN BİR KADININ ADALET MÜCADELESİNİ YARGILAMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Kubat, suç unsurlarının ortadan kaldırılmasına yardım eden Cemal Metin Avcı’nın aile üyelerinin ve yakın çevresinin, bu olay olmamış gibi ticari faaliyetlerini sürdürmesinin ve toplumsal, kamusal alanda yaşamlarını sürdürmelerinin erkek egemen anlayışın ürü olduğunu dile getirerek, “Cinayete ortak olan, buna göz yuman anlayışın yargılanmasını talep ediyoruz. Pınar’ı katledenleri 12 duruşmadır yargılayamayan erkek adaletin; çocuğu katledilen bir kadının, adalet mücadelesini yargılamasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ HER GEÇEN GÜN KATİLLERE GÜÇ VERMEYE DEVAM EDİYOR”
Kubat, Yargılama süreci boyunca mahkeme heyetinin nasıl taraflı olduğunu, katili değil katledilen kadının yaşamını sorguladığını ve cinayeti meşrulaştırmaya çalıştığını bir kez daha gördüklerini söyledi. Erkek yargının taraflılığından güç alan fail Cemal Metin Avcı’nın “İstanbul Sözleşmesi iyi ki kaldırıldı” demekten geri kalmadığını hatırlatarak, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi her geçen gün katillere güç vermeye devam ediyor” dedi.
Faillerin gereken cezayı alana kadar ısrarlarından vazgeçmeyeceklerini dile getiren Kubat, “Türlü bahanelerle katili aklamaya çalışanların karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Kız kardeşimiz Pınar mücadelemizde yaşayacak, tek bir kişi daha eksilmeyene kadar adliyelerde, sokaklarda, kampüslerde mücadelemizi büyüteceğiz. Yaşasın kadın dayanışmamız. Pınar Gültekin isyanımızdır” dedi.
KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU: “DAVA SÜRECİ ARTIK TAMAMLANMALIDIR”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun basın açıklamasında ise; dava sürecinin artık tamamlanması gerektiği vurgulanarak, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak Pınar Gültekin davasının karar çıkmasını beklediğimiz duruşması için bugün Muğla Adliyesi’ndeyiz. 2 yıldır dava türlü bahanelerle uzatıldı. Tam 4 kezdir karar duruşması olma beklentisi ile adliyedeyiz. Ancak dava halen bitirilmiş değil. Cemal Metin Avcı’nın cinayetten, yakınları olan diğer sanıkların ise cinayete yardım ve delileri karartma suçlarından yargılandığı dava süreci artık gecikmeden tamamlanmalıdır” denildi.
“TEPKİLER UNUTTURULMAK İSTENDİYSE DE BİZLER MÜCADELEMİZLE BUNA İZİN VERMEDİK”
Uzun dava süreci ile birlikte Pınar Gültekin cinayeti sonrası oluşan tepkilerin unutturulması amaçlanmasına karşın kadın mücadelesi ile bunun önüne geçildiği ifade edilerek, “Yargılama boyunca sanıkların -cinayetle ilgisi olmayan- Pınar’ın kişisel yaşamının araştırılmasına dair talepleri mahkeme tarafından kabul edildi. İstenen belgelerin gelmesi aylarca beklendi ve bunlardan hiçbir sonuç çıkmadı. Sanıkların bir kısmı dosyaya sonradan eklendi ya da suç türü değişti. Tüm bunlar yargı sürecini devamlı uzattı. Pınar Gültekin’in ölümünün hemen ardından oluşan tepkiler unutturulmak istendiyse de bizler mücadelemizle buna izin vermedik” ifadelerine yer verildi.
“ETKİN HUKUKİ SÜREÇLERİ İŞLETMEYENLERİ UNUTMAYACAĞIZ”
Dava sürecinde Pınar Gültekin cinayetinin işleniş biçiminin ortaya koyulduğu belirtilirken, “Pınar Gültekin’in boğulmaya çalışıldıktan sonra henüz hayattayken yakıldığı ve üstüne beton döküldüğü dava sürecinde ortaya kondu. Ne Pınar’ı, ne kadın cinayetlerinde ve şüpheli kadın ölümlerinde yaşamını yitiren diğer kadınları, ne de etkin hukuki süreçleri işletmeyenleri unutmayacağız. Pınar Gültekin öldürüldüğünde Türkiye’nin dört bir yanında meydanları dolduran kadınlar olarak davanın da peşinde olduk. Bugün Muğla Adliyesi’nden çıkacak kararın tüm kadın davalarında emsal bir karar olması için mücadelemiz sürecek. Adaleti de, etkin hukuki süreçlerin işletilmesini de, kadınların özgürce yaşamasını da mücadelemizle sağlayacağız” ifadeleri kullanıldı.
“MÜCADELEMİZLE KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ”
Açıklamanın sön bölümünde, verilen mücadele ile birlikte kadın cinayetlerinin durdurulacağı ifade edildi: “İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenler, 6284 sayılı koruma kanununu uygulamayanlar, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne hukuksuz kapatma davası açanlar, kadınları şiddetten korumayan yetkililer failleri cesaretlendiriyor. Bizler; özgürlük mücadelemizden, haklarımızdan, kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemizle kadın cinayetlerini durduracağız.”
DATÇA KADIN PLATFORMU VE DATÇA KADIN MECLİSİ: “ADALET” İSTEĞİMİZİ YİNELEMEK İÇİN BURADAYIZ
Adliye önünde açıklama yapan Datça Kadın Platformu ve Datça Kent Konseyi Kadın Meclisi adına ise açıklamayı Muazzez Dalaslan okudu. Dalaslan, “adalet” isteklerini yinelemek için burada olduklarını dile getirerek, “Önceki duruşmada savcı mütalaasını verdi: Katil Cemal Metin Avcı’nın canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürmekten, kardeşi Mertcan Avcı’nın da canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirakten ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasını talep etti.
Bu duruşmada artık kararın verilmesini; savcının mütalaası doğrultusunda failin ve delilleri karartmak için faile yardım ettikleri kanıtlanan aile üyelerinin en üst dereceden cezalandırılmalarını bekliyoruz.”
“ARSIZCA VE ASILSIZ İFTİRALARLA, YAŞAMDAN KOPARILAN KADININ İTİBARSIZLAŞTIRILMA ÇABASI BU DAVADA DA İBRETLE İZLENDİ”
Dalaslan, dava sürecinde Pınar Gültekin’in itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ifade ederek “Ne yazık ki, Pınar Gültekin davası sürecinde; artık bildiğimiz ama asla kabul etmediğimiz süreçler yine yaşandı. Canavarca hisle, eziyet çektirilerek, tasarlayarak Pınar’ın katledildiği mahkemede delillerle kanıtlandı. Buna rağmen her erkek şiddeti olgusunda gördüğümüz gibi arsızca ve asılsız iftiralarla, yaşamdan koparılan kadının itibarsızlaştırılma çabası bu davada da ibretle izlendi” dedi.
“KATİL CEMAL METİN AVCI CESARETİNİ ERKEK EGEMEN KÜLTÜRDEN VE BU KÜLTÜRÜN BESLEDİĞİ ERİL DİLDEN ALIYOR”
Dalaslan, “Katil Cemal Metin Avcı itibarsızlaştırma cesaretini kimden, nereden alıyor?” diye sorarak şunları ifade etti: “Biz söyleyelim; giyiminden yaşam tarzına, yürüdüğü sokaktan akşam dışarıda olma cesaretini göstermesine kadar kadınları sorgulayan, yani cinsiyeti üzerinden kadınların insan hakları ihlallerine gerekçe yaratmaya çabalayan, erkek egemen kültürden ve bu kültürün beslediği eril dilden alıyor.
Erkek egemen kültüre ve toplumun geniş kesimine yayılmış olan eril dile sesleniyoruz; ‘Cinsiyetçi önyargılarınızdan kurtulun’, ‘kadınlar özgürdür, kadınlar eşit yurttaştır.’ Erkek şiddetinin son bulması için, kadınları yaşatmak için; başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşmelere bağlı kalın, var olan yasaları uygulayın, yasaların uygulanmasını savunun.”
“SUSMADAN KARARLILIKLA PINAR’IN VE ERKEK ŞİDDETİNE UĞRAYAN TÜM KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLACAĞIZ”
Dalaslan, Pınar Gültekin’i sonuna kadar savunacaklarını ifade ederek, “Cinsiyete dayalı ayrımcılığı reddeden; eşitlik, barış ve adaleti savunan demokrat kadınlar olarak buradayız, her yerdeyiz.
Omuz omuza her geçen gün çoğalarak; korkmadan, susmadan, kararlılıkla hem Pınar’ın hem erkek şiddetine uğrayan tüm kadın kardeşlerimizin yanındayız, yanında olacağız.
HDK MUĞLA KADIN MECLİSİ: ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALETİ SAĞLAYANA KADAR VAZGEÇMEYECEĞİZ
Halkların Demokratik Kongresi Kadın Meclisi adına açıklamayı okuyan Emine Dayıoğlu ise Şefika Gültekin’in Cemal Metin Avcı’nın şikayetiyle hakkında iddianame hazırlanması ve hapis cezası istenmesini eleştirerek “Kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendiren erkek devlet Pınar’ın annesi Şefika Gültekin’i, kızını öldüren katile hakaret ettiği gerekçesiyle hapis cezasıyla yargılıyor. Erkek yargıya isyanımızdır.
Bugüne kadar erkek şiddetine, kadın cinayetlerine, ayrımcılığa karşı mücadele eden tüm kadınların sesine sesimizi katarak erkek adalet değil gerçek adaleti sağlayana kadar vazgeçmeyeceğiz diyoruz” dedi.
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
Dayıoğlu, adli tıp raporlarında diğer faillerin de fiile katıldığının açığa çıktığını ifade ederek, tün faillere en ağır cezanın verilmesini talep etti ve “Biz kadınlar, bu cinayetlerin binlerce yıldır süren erkek egemen, patriarkal sistem ve kadın düşmanı, tekçi, ırkçı iktidarın; iktidarlarını sürdürmek için erkeği ve erkekliği koruma altına alan politikalarının sonucu olduğunu biliyoruz. İşte bu nedenle özel alan politiktir, kadın cinayetleri politiktir diyoruz” dedi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMEK DEMEK KADIN ÖLÜMLERİNİN GİDEREK ARTTIĞI KARANLIK BİR GELECEK DEMEKTİR”
Dayıoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nden vaz geçmeyeceklerinin altını çizerek “Sizi ve erkek devletinizi sokakta kadınlara gösterdiğiniz şiddetten, kadın örgütlerini kapatmanızdan, İstanbul Sözleşmesi’ne düşmanlığınızdan iyi tanıyoruz. Ancak şiddete uğrayan ve uğrama tehdidi altında bulunan, ötekileştirilen, mağdur edilen her bireyin can güvenliğini korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı tek adam imzası ile çekilme kararınızı tanımıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek demek kadın ölümlerinin giderek arttığı karanlık bir gelecek demektir” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi 27 yaşındaki Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da evinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Şüphe üzerine gözaltına alınan Cemal Metin Avcı cinayeti itiraf etti ve çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Soruşturma kapsamında Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine gözaltına alındı. Jandarmada çelişkili ifadeler veren ve suçlamaları kabul etmeyen Avcı önce “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklandı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cemal Metin Avcı hakkında “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Fail Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan da cinayete yardım suçundan yargılanmaya başlandı.
Duruşmalar sürerken fail tarafının, Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin hakkında duruşmadaki öfkesi nedeniyle suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.
Cemal Metin Avcı soruşturma sırasında Pınar Gültekin’in kendisine şantaj yaptığını iddia etti. Bunun üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) Pınar Gültekin’in cep telefonun Icloud şifresi için müzakere yazısı yazıldı. Davanın sekizinci duruşmasında ABD’den gelen dokümanda, Gültekin’in telefonunda sanık Cemal Metin Avcı ile ilgili herhangi bir verinin bulunmadığı ortaya çıktı.
Davanın dokuzuncu duruşmasında, Adli Tıp Kurumu tarafından sunulan raporda belirtilen, “Pınar Gültekin’in Cemal Metin Avcı tarafından yakıldığı sırada hala hayatta olduğu”, mahkemece sabitlendi.
Davanın onuncu duruşmasının ardından Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Mertcan Avcı’nın eyleminin yalnızca “delil karartmak değil” cinayete iştirak olduğunu söyleyerek kararın ihdas edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. 21 Şubat 2022’de Mertcan Avcı tutuklandı.
15 Mart 2022 tarihinde ise Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Mertcan Avcı hakkında, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin iade edilmesine yapılan itirazı kabul etti. Mahkeme, iki dosyayı birleştirerek Mertcan Avcı hakkında itiraz yolu açık olmak üzere tahliye kararı verdi. Tahliye kararına gerekçe olarak, dosyada toplanması gereken sanığın etki edebileceği delil bulunmaması, sanığın hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerine uymuş olması ve kaçma şüphesinin bulunmaması gösterildi.
Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin hakkında da duruşmada söylediği sözler nedeniyle tehdit ve hakaret suçlamasıyla 4 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlenmişti.