Marmaris’te yaz aylarında çıkan orman yangınlarının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmalarının ekokıyım niteliğinde olduğunu savunan Marmaris Kent Konseyi ve MUÇEP Marmaris Meclisi bir basın açıklaması yaptı. Yanlış uygulamaların durdurulması ve yeniden düzenlenmesi için dilekçe gönderileceği duyuruldu.
Marmaris Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Marmaris Meclisi, bölgedeki afet sonrası çalışmalarındaki kusurları nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı’nı uyarmak, öneri ve taleplerini iletmek için İçmeler’de bulunan fidan dikim alanında bir basın açıklaması yaptı.
Çevre savunucuları yanan ormanların sürülen tarlalara dönüştürüldüğünü ve hayatın olağan akışında bu alanların giderek molozların döküldüğü, çöplerin atıldığı alanlar haline geldiğini belirttiler. Taleplerini dile getirmek için bir dilekçe hazırladıklarını belirten çevre savunucuları, dilekçeyi Tarım ve Orman Bakanlığı’na göndereceklerini söylediler.
“ORMAN YANMAZ, İNSAN YOK EDER”
Çevre savunucuları adına “Orman yanmaz, insan yok eder!” başlıklı basın açıklamasını okuyan Marmaris Kent Konseyi üyesi Cem Selik yangın sonrası yürütülen çalışmaların doğanın kendini tedavi edip fauna ve florayı canlandırarak yaşamı inşa etmesini geciktirdiğini söyledi.
Selik “Marmaris yaşayanları olarak 29 Temmuz 2021’de başlayan yangınla 13.650 hektar orman varlığımızı ve sayısı hesaplanamayacak kadar çok canımızı kaybettik. Derin üzüntü içerisindeyiz. Bununla birlikte gelecek kuşaklara borcumuz olduğu bilinciyle yangın sonrası yürütülen çalışmaları yakından takip etmekteyiz. Yaptığımız çalışmalar, gözlemler ve analizler sonucunda sürecin ağaç tarlaları yaratmak üzerine ilerlediği endişesini duymaktayız.” dedi.
“YANGIN SONRASI ÇALIŞMALARDA ÖLMEZ ORMAN VARLIĞI DİKKATE ALINMIYOR”
Selik, bilim insanlarının bölgede hâkim olan orman türü olan kızıl çamın yangınlarla kendini gençleştirdiğini fakat yapılan çalışmalarda ormanların bu özelliğinini dikkate alınöadığını ifada etti ve şunları söyledi: “Görmesek de hala toprakta yaşayan, yeniden görünür olmak için zamana ihtiyaç duyan ÖLMEZ ORMANlarımız olduğunu öğrendik. Marmaris’te felaket hala devam ediyor, sadece alevleri görmüyoruz.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 183 yıl önce ormanlarımızı korumak, yaşatmak amacıyla kurulduğunu hatırlatmak isteriz. Orman Bakanlığı’nca oluşturulan politikalar sonucu yürütülen yangın sonrası çalışmanın ÖLMEZ ORMAN varlığını dikkate almadığını üzüntü ve kaygı içerisinde takip etmekteyiz. Çalışmalar ekoloji temelli görüşün uzağında yer almaktadır. Kendini var etmek için çırpınan doğanın önüne, insan engeli çıkmaması yeterliydi, yapamadılar!”
“ORMAN BAKANLIĞI YANAN ALANLARDA NAKİTE DÖNÜŞTÜRÜLECEK KERESTE GÖRÜYOR”
Selik, kendilerinin yanan alanlara baktıkça yeşerecek gördüklerini fakat Orman Bakanlığının nakite dönüştürülecek kereste gördüğünü dile getirdi ve Orman Bakanlığı’nın yangın sonrası faaliyetleri eleştirildi: “Orman Bakanlığı’nın yangın sonrası faaliyetlerini, bir işletmeci mantığı ile karlılık-maliyet denklemi üzerinden yürütmesini hem Marmaris yaşayanları hem de doğa hakkını savunmayı ilke edinmiş yurttaşlar olarak kabul etmiyoruz. Görüyoruz ki Marmaris’te yangın hala sönmemiştir. Alevlerin yapamadığı ekokıyımı, Tarım ve Orman Bakanlığının ekonomi temelli yangın sonrası uygulamaları yapmaktadır.
Toprağa ağır iş makinalarıyla, paletli araçlarla, kepçeyle girmek anne karnında büyüyen çocuğu söküp çıkarmaktır. Anayasamız tartışmasız biçimde Devletimizi “sosyal devlet” olarak tanımlar ve yasalar doğanın koruma/kullanma dengesini kamu yararına koruma üzerinden inşa eder. Bu nedenle Orman İşletme Müdürlüklerinizce yürütülmekte olan yangın sonrası faaliyetlerin durdurulmasını, yeniden düzenlenmesini; uygulanacak politikaların bilim insanları, yerelde halk katılım toplantılarıyla şeffaf ve katılımcı biçimde yürütülmesini ACİLEN talep ediyoruz. Şunun altını çizmek isteriz: Yanan biziz ve bir can daha eksilmeyeceğiz!”