Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi emekli müdürü Oğuz Alpözen onuruna yapılan seramik eser, Bodrum’un Türkkuyusu Mahallesi’nde düzenlenen törenle yaşadığı evin duvarına yerleştirildi.
Muğla’nın Bodrum ilçesi Türkkuyusu Mahallesi’nde yaşayan 85 yaşındaki sualtı arkeoloğu, yazar ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi emekli müdürü Oğuz Alpözen onuruna 2 Ağustos’ta etkinlik düzenlendi.
Yaklaşık 80 kişinin katıldığı buluşmada; seramik sanatçısı Pervin Özdemir’in Bodrum Kalesi, Oğuz Alpözen silüeti, amfora ve deniz figürlerini işlediği seramik kabartma, Alpözen’in kuşlu evinin dış duvarına kalıcı olarak yerleştirildi.
Sunumunu belgesel yapımcısı ve yazar Kemal Kaşdaş’ın yaptığı programa sanatçılar, öğrenciler ve gazeteciler katılım sağladı.


“SANAT İLE BİLİMİN KESİŞTİĞİ BİR ANLATI”
2011 yılında benzer bir çalışmayı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, İzmir’de yaşadığı apartmanın girişine “Merhaba” yazılı eserin tasarlanıp törenle yerine yerleştirildiğini dile getiren Pervin Özdemir, şunları kaydetti:
“Yaşamım boyunca Anadolu medeniyetleri, arkeoloji ve mitolojiden beslenerek eserler ürettim. Bu eserler hem yurt içinde hem de uluslararası platformlarda Türk seramik sanatını temsil etme onurunu yaşadım.
‘Tarihin Tanığı’ adını verdiğimiz mermer kabartma yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda sanat ile bilimin kesiştiği bir anlatı olduğunu vurgulamak istiyorum. Amfora geçmişin bilgeliğini ve uygarlığın izlerini günümüze taşıyan önemli bir semboldür.”
Özdemir eserinde Dr. Oğuz Alpözen’in bilgi, emek ve kültürel mirasa adanmışlığını yansıttığını, onu Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu olarak ölümsüzleştirdiğini ifade etti.
Bu eserin arkeoloji ile sanat arasında bir köprü, geçmiş ile gelecek arasında bir belge niteliği taşıdığını dile getiren sanatçı, tüm arkeologlara saygılarını ileterek “Sanat ışığınız hiç sönmesin” sözleriyle konuşmasını noktaladı.


“TARİHİN TANIĞI ADLI KABARTMAYLA ‘HİÇ’ OLMAKTAN KURTULUYORUM”
Oğuz Alpözen ise sözlerine şöyle başladı:
“Bodrum doğumlu Neyzen Tevfik ilk şiir kitabının adını ‘Hiç’ koymuştu. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in romanlarından birinin adı ‘Mavi Sürgün’dü. Ben bu ikilemi hep yaşadım. Mavi Sürgün’de miyim yoksa ‘Hiç’ miyim? Bugün noktayı koyuyorum.
Seramik sanatçısı Pervin Özdemir’in ‘Tarihin Tanığı’ adlı kabartmasıyla ‘Hiç’ olmaktan kurtuluyorum. Bardakçı Sokağı’nın başındaki Kuşlu Ev’in duvarında, ölümümden sonra da anılacağımı biliyorum.”
Yaşamı boyunca pek çok açılış yaptığını ve kurdeleleri valiler, bakanlar ve eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kestiğini dile getiren Alpözen, “Bodrum Kalesi’nde ortak akılla gerçekleştirdiğimiz sergilemeler, Kemal Kaşdaş’ın ‘Bodrum’un Aslan Kaptan Kemal Aras’ adlı kitabının giriş bölümünde yazdığım gibi ‘Hiç’ oldu” ifadesinde bulundu.


Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözüne atıf yapan Alpözen, “Neyzen Tevfik’in doğduğu ev ile Cevat Şakir’in ‘Mavi Sürgün’de betimlediği evin ‘Müze Ev’ olmasını diliyorum. Perdeyi kaldırın. Sanatın ışığı yolumuzu aydınlatsın. Sevgi yolunuz sonsuz olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene” dedi.
Kaşdaş etkinlik sunumunu, Alpözen’in kız kardeşi şair ve yazar Uğur Alpözen Yanseni’nin “Ay Tanığımdır” isimli kitabında abisine yazdığı şiirle bitirdi. Etkinlik sonunda katılımcılar toplu fotoğraf çektirdi.