Muğla’ya Hizmet Vakfı tarafından Akyaka’da mesire alanını halkın ücretsiz kullanımına kapatacak şeklide işletmesine karşı eylem yapanların yargılandığı ikinci duruşmasının ardından, yurttaşlar Gündem Fethiye’ye konuştular ve Anayasal haklarını korumaya devam edeceklerini söylediler.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi’ndeki “A Tipi Mesire Alanı” olan Akyaka Orman Kampı’nda, Muğla’ya Hizmet Vakfı’nın işletmesinin kıyı ve piknik alanını yurttaşların kullanımına kapatacak şeklide şezlonglarla doldurması üzerine yurttaşlar eylem yapmıştı.
Eylemin ardından yurttaşlar kamuya ait alanların halkın ücretsiz kullanımına kapatıldığı gerekçesi ile sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Muğla’ya Hizmet Vakfı ise eylemler sırasında şezlongların kırıldığını ve çalışma hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle eylem katılanlar arasından üç kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Yargılama sürecinde ilk duruşma 27 Eylül, ikinci duruşma ise 8 Kasım 2023 tarihinde Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Gündem Fethiye duruşmayı izledi fakat açık yargılama usulüne göre görülen duruşmada bir saat boyunca keyfi olarak izleyiciler mahkeme salonuna alınmadı.
İkinci duruşmanın ardından yurttaşlar Gündem Fethiye’ye konuştu.
“ADI ‘HİZMET VAKFI’ AMA MUĞLA HALKINA HİZMET DIŞINDA BÜTÜN HİZMETLERİ İFA EDEN BİR VAKIF”
Kıyıları kullanma hakları için mücadele eden yurttaşların vekili Avukat Arzu Alper, Muğla’ya Hizmet Vakfı için “Adı ‘Hizmet Vakfı’ ama Muğla halkına hizmet dışında bütün hizmetleri ifa eden bir vakıf. İşgalci bir vakıf ve işgale de aracılık eden bir vakıf” ifadelerini kullandı.
Kıyılardan halkın yararlanmasının hiçbir şeklide engellenemeyeceğini belirten Alper, davanı gidişatına ilişkin şu bilgileri verdi: “Şu aşamada duruşmamızda 11 tane tanık dinlendi. Bizim keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması talebimiz reddedildi. Malın değeri olarak 4 bin 800 lira gösteriliyor ama biz, kesinlikle mala zarar verdiğimizi kabul etmedik.”
Yargılanan üç yurttaşsın beraat edeceğine inandıklarını söyleyen Alper son olarak, “Avukat olarak ve aynı zamanda bir eylemci avukat olarak da arkadaşlarımızın her zaman yanındayız” dedi.
“EYLEMİMİZ KIYILARIN HALKIN KULLANIMINA AÇIK OLMASI GEREKİRKEN KAMU ZARARINA İŞLETİLMESİNE, ÖZEL MÜLK KONUSU EDİLMESİNE KARŞI”
Yargılananlardan Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi Gönüllüsü Serdar Denktaş da halka açık olması gereken A Tipi Mesire Alanı olan Akyaka Orman Kampı’ndan halkın ücretsiz şeklide yararlanmasının engellenmeye çalışıldığını söyledi.
Bu engellemeye karşı çıktıkları için yargılandıklarını dile getiren Denktaş, “Bu tamamen barışçıl bir eylemdi. Üç hafta üst üste yaptık. Bu da zaten tanık ifadeleriyle de ortaya konuldu bugün. Burada temel mesele, kıyıların halkın kullanımına açık olması gerekirken kamu zararına işletilmesine, özel mülk konusu edilmesine karşı bir eylem” ifadelerini kullandı.
Temel meselelerinin Kıyı Kanunu’nun ihlal ediliyor olması ile ilgili olduğunu belirten Denktaş, “Bu anlamda da bu davanın sonucu ne olursa olsun biz yasal haklarımızı, Anayasal haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
“YARGILANAN KIYI SAVUNUCUSU DOSTLARIMIZ HEPİMİZİN ORTAK YAŞAM ALANLARINI SAVUNMUŞ OLDULAR”
Datça’da kıyıları kullanmakla ilgili haklarını kullanmak için mücadele eden yurttaşlardan ve MUÇEP Datça Meclisi Gönüllüsü Sedat Yağcıoğlu da yargılamaya ilişkin şunları söyledi:
“Bu yargılama önemli çünkü yargılanan arkadaşlarımız aslında tam da Anayasa’ya, Kıyı Kanunu’na uygun bir şekilde kıyıların kamunun yani hepimizin ortak varlığı olduğunu göstermek için, Anayasal ifade ve gösteri yapma haklarını kullandıkları için aslında yargılanıyorlar.”
Yargılanan yurttaşların kıyılarda ve yaşam alanlarında var olma haklarını talep ettiklerini dile getirdiğini belirten Yağcıoğlu, “Dolayısıyla bugün yargılanan kıyı savunucusu dostlarımız aslında hepimizin ortak yaşam alanlarını savunmuş oldular” dedi.
Hukuki süreci takip edeceklerini belirten Yağcıoğlu son olarak şunları söyledi:
“Arkadaşlarımızın suçsuz olduğunu, beraat etmesi gerektiğini biliyoruz ve bu beraat kararını alacağımıza inanıyoruz. Bu beraat kararını aldığımızda da aslında tüm Türkiye’de gittikçe yayılan kıyı hareketleri olarak haklı talebimizde bir kez daha yargı eliyle de teyit edileceğini düşünüyoruz. Kıyılar, ortak yaşam alanları hepimizin. Sadece insanların da değil, oradaki tüm canlılarla ve cansız, tarihi varoluşlarla birlikte ortak mirasımız. Bunu savunmaya devam edeceğiz.”