Muğla’nın 13 ilçesinde eş zamanlı olarak CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasına karşı ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Doğmamış çocuğuna bile borç yükleyen, iflasın eşiğinde, uçurumun kenarında bir Türkiye inşa ettiniz” denildi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla İl Başkanlığı’nın çağrısıyla Muğla’nın 13 ilçesinde, CHP’li belediye başkanlarının, il başkanlarının ve Parti üyelerinin tutuklanmasına karşı dün (10 Temmuz) saat 19.30’da eş zamanlı olarak ortak açıklama yapıldı.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde yer alan Özer Olgun Kültür Merkezi’nde yapılan açıklamayı CHP Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Koyuncu okudu.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Halkın iradesini tanımayan, seçim sandığında kazanamadığı belediyeleri cebren ve hileyle geri almak isteyen, karşısına çıkmaktan ve kaybetmekten korktuğu cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu hapse attırarak rakipsiz olmak isteyen, bu büyük ve güzel ülkenin kurucusu CHP’yi kesin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarına rağmen kayyım şantajıyla teslim almak isteyenlere sesleniyoruz; geldiğiniz gibi gideceksiniz.”

“İSTİYORSUNUZ Kİ RANT, TALAN DÜZENİ DEVAM ETSİN, BUL ÜLKEDE TAŞ TAŞ ÜSTÜNDE KALMASIN”
Açıklamanın devamında ise şunların altı çizildi: “Yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, kişi hak ve hürriyetleri başta olmak üzere; yediden yetmişe, çocuklardan kadınlara kadar kimsesizlerin kimsesi cumhuriyetimizin tüm kazanımlarını içine sindiremeyen ve kendilerini iktidara getiren demokrasinin bugün en büyük tehdidi haline gelen sizleri, bu güzel ülkenin yarınları adına kesin bir dille uyarıyoruz. Gaflet, delalet ve hıyanet içerisindesiniz.”
Ekonomik bağımsızlığın yitirildiğine ve eğitimden tarıma, sağlıktan gıdaya kadar üretim gücünü kaybetmiş; çalışanından emeklisine, işçisinden çiftçisine umut verilmediğinin vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Doğmamış çocuğuna bile borç yükleyen, iflasın eşiğinde, uçurumun kenarında bir Türkiye inşa ettiniz. İstiyorsunuz ki rant, talan düzeni devam etsin, bul ülkede taş taş üstünde kalmasın.”

“KİMLİKSİZ, CİBİLLİYETSİZ, YELİZ KOD ADLI BİR CUMHURİYET DÜŞMANI VAR”
Eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’ya dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“Kimliksiz, cibilliyetsiz, Yeliz kod adlı bir cumhuriyet düşmanı var. Ne diyor ‘Kanlı 1923 darbesi.” Bu küstah piyonun ve onun sahiplerinin kulağına küpe olsun diye söylüyoruz. Cumhuriyet, emsalsiz bir güçle vatanın her karış toprağında acımasızca kan döken emperyalizme ve emperyalizmin uşaklarına karşı kanla irfanla kurulmuştur.”
Yapılan tespitler ve düşüncelerle uyarıda bulunduklarının belirtildiği açıklamada, şunlar vurgulandı:
“Etkin pişmanlık zırhıyla korunan sözde itirafçı; özde iftiracı olan sizlerin etkin pişmanlığı da, son pişmanlığınız da fayda etmeyecektir. Bir kişinin değil, bir milletin iktidarı için bırakın halkın başkanlarını. Türkiye, başkanlarını geri istiyor.”

“AK PARTİ İKTİDARI; BU ZEYTİNE DE, BİZE DE, İYİ, DOĞRU, GÜZEL OLAN NE VARSA HER ŞEYE DÜŞMAN”
Diğer yandan, Muğla’nın Bodrum ilçesinde yer alan Bodrum Belediye Meydanı’na saksı içinde zeytin fidesi getirildi.
Konuya ilişkin konuşma yapan CHP Bodrum İlçe Başkanı Tuna Işın, şunları söyledi:
“AK Parti iktidarı; bu zeytine de, bize de, iyi, doğru, güzel olan ne varsa her şeye düşman. Bu zeytini toprak altındaki kömürün karalığına, bizleri ise topak üstündeki şeriatın karanlığına mahkum etmek istiyor. Bizlerse bu karalığa ve karanlığa; ‘hayat yeşilde, yeşil zeytinde, zeytin; hayat ve biz kazanacağız‘ diyoruz.”

Zeytin fidesinin yerinin dağlar, ormanlar, tarlalar olduğunu; saksı olmadığını vurgulayan Işın, şunların altını çizdi:
“O da bizlerin başkanları gibi tutsaklık yaşıyor saksıda. Son başkanımızı rehin olmaktan çıkardığımızda, bu ‘Özgürlük Ağacı’ da Bodrum’un en merkezi, en görkemli yerinde toprakla buluşacak. Bu karanlık, hukuksuz, akıl-dışı dönemin canlı tanıklığını yapacak ‘Özgür Ağaç’. Sonraki nesillere yaşananları utanç ve ibret süreci olarak aktaracak.”
Zeytin fidesinin, özgürleşme mücadelesinin ve sürecinin Bodrum’daki tarihsel hafızası olacağını ifade eden Işın, şunları söyledi:
“Özgür Ağaç bu meydana bizlerle birlikte inerken, limanımıza yüzünü dönerek; ‘Ben darbecilerden önce de vardım. Darbecilerden sonra da var olacağım’ diyerek ses ve umut verdi. Bodrum’da zeytin ağacının adını özgürlüğe yazdık. Zeytinin dalları, yaprakları yeryüzünde barışın simgesidir ama artık zeytin özgürlüğün de simgesidir. Özgürlük zeytin dallarıyla gelecek.”

“İKTİDAR, KÖYLÜLERE ZEYTİNDEN VE KÖYLERİNDEN VAZGEÇMELERİ İÇİN RÜŞVET TEKLİF EDİYOR AMA KABUL ETMİYORLAR”
Işın’ın konuşmasının ardından, CHP’nin ortak basın açıklaması okudu. Sonrasında konuşma yapan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, “Bu ülkeye demokrasiyi ve hukuku getirmeden hiç birimizin ölmeye niyeti yok” dedi.
İki haftadır Muğla’nın emekçi köylüleriyle temas halinde olduğunu dile getiren Öneş Derici, şunlara dikkat çekti:
“Onlar zeytin için, toprak için, su için, hava için Ankara’da nöbetteler. Parkta yatıp, kalkıyorlar. İktidar, onlara zeytinden ve köylerinden vazgeçmeleri için rüşvet teklif ediyor ama kabul etmiyorlar.”

“YÜREĞİMİZİ YAKAN YANGININ EN ÖNEMLİ SORUMLUSU KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI, YUNAN ADALARINDA SAFAHAT SÜRDÜRÜYORDU”
Öneş Derici, 78 yurttaşın hayatını kaybettiği Kartalkaya yangının duruşmasının görüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi:
“O duruşmanın yapıldığı saatlerde yüreğimizi yakan yangının en önemli sorumlusu Kültür ve Turizm Bakanı milyonlarca dolarlık yatıyla Yunan adalarında safahat sürdürüyordu.”
Konuşmasının sonunda ise “Değerli hemşerilerim ceza evinde rehin tutulan tüm arkadaşlarımızı geri almadan, işçinin, emekçinin, emeklinin, köylünün hakkını almadan bize huzur yok. Cumhuriyet değerlerine dil uzatanları yargılamadan bize huzur yok” ifadelerini kullandı.

“BUGÜN, BU TOPRAKLARDA İLİKLERİMİZE KADAR FAŞİZMİ HİSSEDİYORUZ”
Öneş Derici’den sonra kürsüye çıkan CHP Parti Meclisi Üyesi Alkım Denizaslanı, “Bu millete bu zulmü yapanlarla asla helalleşmeyeceğiz. Bugün bu topraklarda iliklerimize kadar faşizmi hissediyoruz” dedi.
Cezaevindeki üyelerin suçunun, AK Partiyi yenilgiye uğratmak ve halktan yana belediyecilik yapmak olduğunu dile getiren Denizaslanı, şunları söyledi:
“Genel Başkanımıza malum şahıs; ‘Ekrem İmamoğlu’nu bırak, anlaşalım’ diyor. Genel Başkanımız da, biz de asla Ekrem İmamoğlu’ndan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’de hiç kimse güvende değildir. Ne belediye başkanları, ne basın mensupları, ne mezun olup diplomasını alan öğrenciler, ne turizmci, ne denizci. Sizlere şeref ve namus sözümüzdür ki milletimizi bu zulümden kurtaracağız.”

“KADINLARIN YAŞAM HAKKI TEHDİT ALTINDADIR”
Son olarak Bodrum Kadın Platformu’ndan Yüksel Okyay, kürsüde konuşmasını yaptı. Okyay, belediye başkanlarına yönelik tutuklamalara ilişkin “Halkın iradesine olduğu kadar, kadınların yıllar içinde kazandığı haklara da açık bir saldırıdır” dedi.
Birçok belediyede kadın danışma merkezlerinin kapatıldığına ve sığınma evlerinin işlevsizleştirildiğine dikkat çeken Okyay, şunların altını çizdi:
“Kadınların yaşam hakkı tehdit altındadır. Yerel yönetimlere yönelik bu baskılar; ifade özgürlüğünü, örgütlenme hakkını, basın özgürlüğünü ve demokratik yaşamı hedef alıyor. Saray rejimi gerçeğin değil, yalnızca kendi sesinin duyulmasını istiyor.”
Okyay, konuşmasının devamında, şunları söyledi: “Bu karanlığa karşı tek çıkar yol, emek ve demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesidir. Gün, halkın iradesine, kadınların kazanımlarına ve özgürlüklerimize sahip çıkma günüdür.”
Bağımsız, demokratik ve eşit bir toplum için mücadele çağrısı yapan Okyay, şunları vurguladı:
“Tek adam ve saray rejiminin durdurulması, birleşik bir gücün ortaya çıkarılmasıyla mümkün olacaktır. Gün; güçleri birleştirme, bağımsız, demokratik, laik, hakların eşit koşullarda bir arada yaşayacağı bir ülkeyi hep birlikte kurma günüdür.”