Gündem Fethiye tarafından Muğla’daki işçilerin oy eğilimleri ile ilgili yapılan hızlı anketin sonuçları, Gelişim Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Naim Göktaş ve İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır tarafından değerlendirildi.
Haber: Yasin Çoban
Türkiye’de 31 Mart’ta Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) oy oranları yüzde 35,49’a geriledi. 2019 yerel seçimlerinde 15 büyükşehir ve 24 il belediyesi kazanan AK Parti 2024 yerel seçimlerinde 12 büyükşehir 12 il belediyesi kazanabildi.
2019 yerel seçimlerinde 15 büyükşehir ve 24 il belediyesi kazanan AK Parti 2024 yerel seçimlerinde 12 büyükşehir 12 il belediyesi kazanabildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise 2019 seçimlerindeki 11 büyükşehir ile 10 il belediyesi kazanırken, 2024’de 14 büyükşehir 21 il belediyesi kazanarak yerel seçimlerin kazanan partisi haline gelmişti.
Seçim sonuçlarının ardından hızlı bir anket yöntemiyle Muğla’da 15 işçi ve emeklinin hangi partiye neden oy verdiğini sormuştuk. Hızlı ankette turizm işçilerinin beklenenin aksine AK Parti üzerine yoğunlaştığı gözlemlendi.
Sonuçları işçi hakları ve sendikalaşma üzerine çalışmalar yapan ve Gelişim Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Naim Göktaş ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden (İSİG) Genel Koordinatörü Murat Çakır’a sorduk.

“SINIF SİYASETİ EPEYCE GERİLEMİŞ DURUMDA”
Naim Göktaş, tabloya dair şunları söyledi:
“Tabloya ilk başta genel olarak bakmak daha doğru olur. Ülkemizde sendikalaşma oranları oldukça düşük seviyede. Toplu pazarlık kapsamı altında çalışan oranı ise sendikalaşma oranının neredeyse yarısı düzeyinde. Yasal grev hakkı kullanılamaz halde. Birkaç sendika dışında grev hakkını kullanmaya çalışan sendika da ortada yok zaten.”
Göktaş, çalışanların küçük bir bölümünü temsil eden sendikaların üzerinde sermaye ve iktidar vesayeti olduğunu ifade etti.
Sendikaların temsil ettikleri kitlelerin çıkarına göre hareket etmediğini belirten Göktaş, “Bununla birlikte sınıf siyaseti epeyce gerilemiş durumda. Kimlik siyaseti, politika sahnesine hakim” dedi.
“HALKIN NEO-LİBERAL MEHMET ŞİMŞEK POLİTİKALARINA TEPKİ GÖSTERDİĞİ AÇIK”
Türkiye’deki çoğunluğu oluşturan ücretlilerin ekonomik ve sosyal taleplerinin seçim sürecinde siyasi partilerin gündeminde olmadığını ifade eden Göktaş, şu soruları sordu:
“Seçimler dışında gündemde bu talepler ne kadar yer edebiliyor? Daha özelde sosyal demokrat-sosyalist öznelerin sınıf içerisinde örgütlülükleri ne seviyede? Tablo böyleyken emekçiler içerisinde sınıf bilincinin sağlıklı yeşermesini beklemek ne kadar doğru? Bu yüzden ekonomik sorunların çalışanların siyasi tercihlerini bir anda değiştireceğini beklemek çok da doğru bir yaklaşım değil. Yine de yerel seçimlerde görüldüğü üzere halkın neo-liberal Mehmet Şimşek politikalarına tepki gösterdiği açık.”
Bir önceki genel seçimlerin öncesinde uygulanan seçim ekonomisinin iktidar partisi açısından işe yaradığını ifade eden Göktaş, “Bence odak noktası hem önceki yerel seçimde hem şu anda çalışanların tepkisini çeken hakim neo-liberal ekonomi politikaları dışında kamucu ekonomi politikalarına duyulan ihtiyaçtır. Bu politikalar etrafında toplanacak, halkın özneleşeceği bir siyasi-toplumsal odak zorunlu hale geldi” dedi.
Göktaş, son olarak şunları söyledi:
“31 Mart’ta halkın bu anlamda şans verdiği CHP bu konuda ne kadar tutarlı siyaset izlemektedir? Tüm bu sorulara verilen doğru yanıtlar yaygınlaşırsa ve emeğin kendi talepleriyle hayatın her alanında etkili bir özne olacağı bir çağdaş toplum yaratılabilirse o zaman daha bilinçli tercihler yapan insanların sayısı toplum içerisinde artar.”

“GENEL RAHATSIZLIK YEREL SEÇİMLERE YANSIDI”
İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır, konuyla alakalı şunları söyledi:
“Benim 31 Mart seçimlerinde gördüğüm temel olarak ekonomik sorunların 2021 yılı Eylül ayında dövizin yükselişiyle beraber karakterize olan dönemde hızla arttığı. Herkesin alım gücü düşüyor. Bu durum asgari ücret zammı, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için çıkarılan yasalar gibi yasalarla biraz hafifletilmeye çalışıldı ve 2023 yılı Mayıs seçimlerini Cumhur İttifakı kazandı.”
Seçim sonrasında ekonomik koşullar, alım gücünün düşmeye başladığını belirten Çakır, “Ekonomik koşullar, alım gücünün düşmeye başlaması ve iktidarın Orta Vadeli Program (OVP) ile beraber emekçilere hiçbir vaatte bulunmaması sonucu oluşan genel rahatsızlık yerel seçimlere yansıdı” dedi.
Çakır, iktidarın büyük oranda güçlü olduğu yerlerde oy kaybettiğini belirtti. CHP’de de bazı yerellerde aday tercihlerinin de etkisi ile Trakya’da ve İzmir’de oy olarak durgunluk veya gerileme yaşadığını söyledi.
Yaşanan süreçlerde belediye icraatlarının da sorgulandığını ifade eden Çakır, “Ekonomik kriz şu an için eskiden klasik olarak sokakta gördüğümüz protestolar, kitle mobilizasyonu olmadı ama hareketlilik seçimlere yansıdı” ifadelerini kullandı.
Son olarak Çakır, şunları ifade etti:
“Bu durum hala devam ediyor. Toplumun her kesimi güvenceli bir yaşam istiyor ve partiler arası geçişler yaşanıyor. Bu durum yoksullaşmanın devam etmesi sürecinde devam edecek gibi gözüküyor. Emekliler için dediklerinde şu olabilir tam yerel dokuyu bilemiyorum ama tarımda çiftçiler EYT’den pek yararlanamadılar, çünkü düzenli sigorta ödemesi olmuyor. Ancak turizm sektöründe olanlar EYT’li olmuş olabilir, bu AKP tercihi için bir etken olabilir, çiftçiler için de CHP”