Muğlalı kadınlar, İran’da ahlak polisi diye bilinen irşad devriyeleri tarafından katledilen Mahsa Amini için basın açıklaması yaparak “Her yerde eşit ve özgür bir yaşam için, haklarımız ve yaşamlarımız için mücadeleye devam edeceğiz, laiklikten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Menteşe Kadın Platformu, İran’da ahlak polisi diye bilinen irşad devriyeleri tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle gözaltına alındığı sırada işkence sonucu hayatını kaybeden Mahsa Amini için, Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda bugün (23 Eylül 2022) saat 18:00’de basın açıklaması yaptı.
Bir araya gelen kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Merve Uysal, 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Amini’nin polis tarafından işkence ile öldürülmesinin İran’da 43 yıldır süren dinci ve kadın düşmanı politikaların sonucu olduğunu söyledi.

“MAHSA’YI İRAN DEVLETİ KATLETTİ AMA TÜRKİYE’DE DEVLETİN DESTEKLEDİĞİ ERKEK ZİHNİYET KADINLARI HER GÜN KATLEDİYOR”
İran’da 1979 yılından bu yana kadınlara başörtüsünün dayatıldığını söyleyen Uysal, “Sokaklarda irşad devriyeleri adeta cadı avına çıkıyor. Kadınlar tutuklanıyor. LGBTİ+ların cinsel, duygusal, romantik ilişkilenmeleri suç sayılıyor.
Mahsa Amini’ye İran’da yapılan saldırının Ezidi kadınlarını köle pazarlarında satan IŞİD çetelerinden bir farkı yoktur. Mahsa Amani’ye saldıranların Saraçhane’de düşmanlık naraları atanlardan bir farkı yoktur. Mahsa’yı İran devleti katletti ama Türkiye’de devletin desteklediği erkek zihniyet kadınları her gün katlediyor. Kadın katilleri sokakta gezerken ona karşı çıkanlar doğrudan devletin zor aygıtlarıyla karşı karşıya kalıyor” dedi.

“İRAN ÇOK UZAĞIMIZDA DEĞİL”
“İran uzağımızda değil. Yani başımızda” diyen Uysal, LGBTİ+’lara karşı İstanbul’da gerçekleştirilen eylemi hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu topraklarda LGBTİ+’ların varlığına karşı düşmanlık geçen hafta sonu devlet desteğiyle sokağa döküldü. Valilik izniyle, RTÜK’ün reklam desteğiyle İslamcı gerici bir güruh ve kendilerine cumhuriyetçi diyen bir başka ırkçı grup bir arada nefret söylemleriyle yürüyüş yaptı.
Bu ülkede hakkını aramaya çalışanlara sokaklar yasak, bir kişi daha eksilmemek için meydanlara çıkan kadınlara karşı polis şiddeti, işkence ve taciz var. Ama şeriat propagandası, ırkçılık, nefret söylemi devletin izniyle büyütülüyor. İran çok uzağımızda değil.”
“BU ÜLKEDE HUKUK KADINLARA KARŞI, LGBTI+LARA KARŞI DÜŞMAN HUKUKUYLA İŞLİYOR”
Açıklamada, Türkiye’de kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam mücadelesine dikkat çeken Uysal, “Tarikatlar talep ediyor, İstanbul sözleşmesi feshediliyor. Bir grup erkek kendini mağdur baba ilan ediyor nafaka hakkımız gasp edilmeye çalışılıyor. Aktroller hedef gösteriyor, konserler yasaklanıyor, sanatçılar, gazeteciler tutuklanıyor.
Kadınların sadece aile olduğunda, o şiddet dolu ailelerin içine hapsolduğunda var sayıldığı, LGBTI+ların varlığının yok sayıldığı bir dayatmanın, İslami faşizmin altında her şeye rağmen yaşıyoruz, direniyoruz. İran uzağımızda değil. Bu ülkede hukuk toplumun belirli kesimlerine karşı, kadınlara karşı, LGBTI+lara karşı düşman hukukuyla işliyor” ifadelerine yer verdi.
“İRAN SOKAKLARINDAN AŞİNA OLDUĞUMUZ BİR SES YÜKSELİYOR: JİN, JİYAN, AZADİ”
Yıllardır İranlı kadınların, başörtüsü dayatması başta olmak üzere, “şeriat kuralları” adı altında yaşamlarına müdahale eden erkek egemenliğine karşı mücadele ettiğini vurgulayan Uysal, “Zorunlu başörtüsüne karşı mücadele, kadınların bir bütün olarak patriyarkal ve kadın düşmanı rejime karşı mücadelesinin sembolü olmuş durumda. Geçtiğimiz yıllarda dünyaya yayılan ‘beyaz çarşambalar’ bugün bireysel eylemler olmaktan çıkıp kolektifleşiyor. Bugün İran sokaklarından aşina olduğumuz bir ses yükseliyor: Jin, Jiyan, Azadi (Kadın, yaşam, özgürlük)” dedi.
“MAHSA İÇİN, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN, HAYATLARIMIZ İÇİN İSYAN!”
Uysal son olarak Türkiye’den İranlı kadınların sesini yükselttiklerini söyleyerek şunları dile getirdi: “Mahsa Amini’nin katili Iran Molla rejimidir. Mahsa’nın katili erkek egemen sistemdir. Mahsa’nın ve İranlı kadınların mücadelesi hepimizin mücadelesidir.
Biz Kadınlar her yerde eşit ve özgür bir yaşam için haklarımız ve yaşamlarımız için mücadeleye devam edeceğiz, laiklikten vazgeçmeyeceğiz. İslami faşist rejimler gidecek biz kazanacağız.
İran’da rejime karşı direnen, ahlak polislerine karşı siyah örtülerini yakan, saçlarını kesen kadınların söylediği gibi ‘bizi zorla kendi cennetinize götüremeyeceksiniz.
İran’da Türkiye’de ve tüm dünyada… Mahsa için, özgürlüğümüz için, hayatlarımız için isyan!”

DİLEK BULUT: “DİRENEN İRANLI KADINLARA SELAM OLSUN”
Menteşe Kadın Platformu’nda Muğla Karya Kadın Derneği Başkanı Dilek Bulut basın açıklamasının ardından yaptığı açıklamada, İranlı kadınların mesajı olduğunu belirterek şunları söyledi: “İranlı kadınlar sosyal medyayı kullanamıyorlar. Şu anda ülke abluka altında. Ne yaşandığını bilmiyoruz. O nedenle onlardan gelen her mesaj bizim için çok kıymetli. Türkiye’de ve dünyada kadınlar, İranlı kadınların direniş sesine destek vermek için bir aradalar. Biz de bugün Sınırsızlık Meydanı’nda onların direnişlerini selamlıyoruz ve onların sesini Türkiye’ye ve tüm dünyaya duyurmak için çaba gösteriyoruz. Direnen İranlı kadınlara tekrara selam olsun.”
“İRAN REJİMİ DÖKTÜĞÜ BUNCA KAN İÇİN YIKILMAYA MAHKUMDUR”
40 yılı aşkın bir süredir İran İslam Cumhuriyeti’nin kadınlara zorunlu örtünmeyi dayatarak ideolojik temellerini güçlendiremeye ve kadınların bedenlerini, kimliklerini kontrol etmeye ve bastırmaya çalıştığını ifade eden Bulut, “Zorunlu başörtüsüne karşı mücadele her zaman İran rejiminin baskılarına ve varlığına meydan okumak anlamına geldi. Zorunlu örtünme ile mücadelede kadınların İslam Cumhuriyeti’nin zorbalığına karşı çıkışının en önemli meydan savaşıydı ve hala öyle.
Bugün İran’da kadınlar cesurca sokaklarda zorunlu başörtülerini yakıyorlar. Fabrika işçilerinden esnafa, öğrencilerden öğretmenlere kadar herkes kadın mücadelesi etrafında birleşiyor. Bu birliği beraber selamlıyoruz. İran rejimi döktüğü bunca kan için yıkılmaya mahkumdur. Mücadelelerini selamlıyor kazanacaklarına inanıyoruz. Yaşasın kızkardeşliğimiz.”
“İRAN’DAKİ KADINLARI, BÜTÜN DÜNYADA DİRENEN KADINLARI KADIN MÜCADELESİ ADINA MUĞLA’DAN SELAMLIYORUZ”
“Şeriat değil laik yaşam” sloganının atıldığı konuşmada Bulut, son olarak şunları ifade etti: “İran’daki meselenin sadece kadınların saçı olmadığını biliyoruz. Kadınların özgür yaşamalarına karşı istedikleri insanla birlikte olmalarına karşı, istedikleri mesleği seçmelerine karşı, müzik dinlemelerine karşı, dans etmelerine karşı olduğunu biliyoruz. İnsanlara cehennemi dayatıyorlar cenneti göstererek. Hiç kimse zorla onların cehennemine ya da cennetine gitmeyecek. Tekrar İran’daki kadınları bütün dünyada direnen kadınları kadın mücadelesi adına Muğla’dan selamlıyoruz.”
“İRAN’DA DİRENEN VE MÜCADELE EDEN KADINLARA DESTEK OLMAK, GÜÇ VERMEK AMACIYLA TOPLANDIK VE DİRENİŞE BİR SELAM GÖNDERDİK”
Açıklamanın ardından Bulut, konu ile ilgili Gündem Fethiye’ye konuştu. Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardında İran’da en büyük protestoların gerçekleştiğini belirten Bulut şunları söyledi:
“Hepinizin bildiği gibi İran İslami faşist rejimi genç bir kadının başörtüsünü düzgün takmadığı nedeniyle katletti. Önce gözaltına aldı sonra gözaltında darp edilerek katledildi. O günden beri İran’da bu zamana kadar görülmüş en büyük protestolar yapılıyor çünkü kadınların gerçekten yaşam haklarına ve yaşama haklarına büyük bir müdahale var. İlk günden beri sosyal medya aracılığıyla bizden bütün dünyadan seslerinin duyurulmasını istiyorlar çünkü rejim aynı zamanda onların dünyaya açılabilecekleri bütün pencereleri kapatmış durumda. Olaylara çok sert müdahale diyorlar. 7 kadın öldürüldü bu zamana kadar sayı da artıyor. Şu anda son aldığımız haberlere göre İran’ın 40 iline yayılmış durumda ve dalga dalga artıyor.”
Türkiye’de İranlı kadınların mücadelesini desteklemek amacıyla Türkiye’de gerçekleştirilen eylemlere değinene Bulut, “Türkiye’deki bütün kadın örgütleri Kadın Koalisyonu başta olmak üzere olayı çok yakında takip ediyoruz. Oradan mümkün olduğu kadar telefonla haber almaya çalışıyoruz. Dünyadan gelecek desteğin onlar için çok kıymetli olduğunu biliyoruz. O nedenle Türkiye’de Çarşamba gününden beri İran’a destek eylemeleri başlatıldı. Biz de bugün buradan İran’da direnen ve mücadele eden kadınlara destek amacıyla onlara güç vermek amacıyla toplandık ve direnişe bir selam gönderdik” dedi.