Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda, zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına yönelik kanun teklifine karşı ekoloji örgütleri ve STK’lar basın açıklaması yaptı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 13 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.
Zeytinlik alanlarda, ormanlarda ve meralarda madencilik faaliyetlerinin yapılmasını, enerji yatırımları izinlerinin kolaylaştırılmasını ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin hızlandırılmasını öngören kanun teklifine karşı Muğla başta olmak üzere Türkiye’nin farklı yerlerindeki ekoloji örgütler ve sivil toplum kuruluşları (STK) koordinasyon grubu kurdu.
Ardından, 19 Haziran’da TBMM’de Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kanun teklifi görüşüldü. Görüşmelere, Türkiye’nin farklı noktalarından gelerek katılmak isteyen yurttaşların alınamaması üzerine AK Parti ve muhalefet partileri arasında arbede yaşandı.


“BU YASA, HALKTAN DEĞİL; SERMAYEDEN YANA YAZILMIŞTIR”
Diğer yandan Deştin Çevre Platformu, Kamu Emekçileri Sendikası, TMMOB, MUÇEP ve KESK Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda “Zeytinime dokunma” diyerek basın açıklaması yaptı. Dün (23 Haziran) saat 18.00’de İklim Adaleti Koolasiyonu’ndan Demet Parlar’ın okuduğu açıklamada, “Bu yasa, halktan değil; sermayeden yana yazılmıştır” ifadelerine yer verilirken şunlar kaydedildi:
“İktidar, Meclis’in işleyişini bile hiçe sayarak bu kapsamlı düzenlemeyi yalnızca üç gün içinde, 19 Haziran’da komisyon gündemine almıştır. Üstelik komisyon toplantısı, 26 saat boyunca aralıksız sürdürülerek, tasarının kamuoyundan kaçırılması ve jet hızıyla yasalaştırılması için adeta bir dayatma maratonuna dönüştürülmüştür.”
“BU MÜCADELE, TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAKİ TÜM YAŞAM ALANLARININ MÜCADELESİDİR”
Yasa tasarısından doğrudan etkilenecek köylü, üretici ve emekçilerin komisyon görüşmelerine alınmadığı vurgulanan açıklamada, “Tam dört saat süren bir direnişin ardından, bir avuç köylü ve üretici, Meclis Komisyonu’na girmeyi başardı. Bu mücadele, yalnızca bir bölgenin değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm yaşam alanlarının, tüm halkın, tüm emekçilerin mücadelesidir” denildi.
“Yüzeyde ‘yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açmak’ amacıyla hazırlandığı söylenen bu yasa teklifi, gerçekte doğanın, tarımın ve kırsal yaşamın topyekûn tasfiyesini hedefleyen bir yağma planıdır” ifadesinin yer aldığı açıklamada yasa teklifinin neler getireceği de maddeler halinde açıklandı:
- “Zeytinlikler ‘taşınabilir’ sayılarak maden ve enerji projelerine açılmak istenmektedir.
- Mera alanlarının ‘kamu yararı’ bahanesiyle özel yatırımlara tahsisi kolaylaştırılmaktadır.
- ÇED süreçleri işlevsizleştirilmekte, kurumların sessizliği ‘olumlu görüş’ sayılmaktadır.
- Kaçak tesislere af getirilmekte, izinsiz yatırımlar yasallaştırılmaktadır.
- MAPEG’e (Maden ve Petrol işleri Genel Müdürlüğü) olağanüstü yetkiler tanınmakta, bürokratik denetim mekanizmaları by-pass edilmektedir.
- Kurulacak yeni bir ‘Üst Kurul’ eliyle, Cumhurbaşkanlığı nezdinde tüm süreçler merkezileştirilmektedir.
- Maden sahalarındaki rehabilitasyon zorunluğunun şirketler üzerindeki baskısı azaltılıyor.”
“ŞİRKETLERE TESLİM EDİLECEK OLAN 24 BİN HEKTAR ALANIN YAKLAŞIK 4 BİN HEKTARI ZEYTİNLİK”
Basın açıklamasında ayrıca, yasa tasarısındaki geçici maddeyle, yaklaşık 36 bin hektarlık bir doğal alanın maden şirketlerine kolaylık sağlayacak şekilde düzenlendiği öne sürülüyor. Düzenleme, zeytinliklerin taşınmasına ya da başka alanlarda eşdeğer zeytinlik kurulması koşuluyla mevcut alanların yok edilmesine olanak tanıyacağı ifade edilirken şunlar kaydedildi:
“Tasarının gerekçe metinlerinde bu bölgede taşınacak zeytin ağacını sadece 85 bin adet olduğu şeklindeki gerçek dışı bir rakamla yaşanacak tahribat hafifletilmeye çalışılıyor.
Oysa sadece Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerine kömür sağlamak için şirketlere teslim edilecek olan 24 bin hektar alanın yaklaşık 4 bin hektarı zeytinlik. Sadece bu alanda 800-900 bin zeytin ağacından bahsetmek mümkün.”
“DÜNÜN MİRASINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ“
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Gizem Özcan da açıklamalarda bulundu. Zeytinliklerin yalnızca bir geçim kaynağı değil, geçmişin ve geleceğin simgesi olduğunu vurgulayan CHP Muğla Milletvekili Özcan, doğaya yönelik tüm tehditlerin aynı zamanda yaşam alanlarına ve ortak geleceğe yönelik bir saldırı olduğuna dikkat çekti. Özcan şunları kaydetti:
“Geleceğe ve bugüne sahip çıkmak, dünün mirasına sahip çıkmak için buradayız. Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarıyız 1929’da bir ağaç zarar görmesin diye, zeytin ağacının kökleri geldi diye bir köşkü raylara alan zihniyetin evlatlarıyız ve onun devamıyız. Çevre bilinci, doğaya olan sevgiyi bir devlet aklına büründürenlerle, bugün hangi akılla nasıl hizmet ettiklerini çok daha iyi ayırt ediyoruz. Ama hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu yasanın geçmemesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.”
Muğla’dan seslenen Özcan, “Kömürden yana madenden yana olanlar, geçmişin bütün izleri ve geleceği yok etmeye çalışanlarla bir ağaca sarılanların arasında geçecek bir seçim olacak. Onları bir kez daha çevreden yana, doğadan yana insandan yana oy kullanmaya davet ediyoruz. Hep birlikte mücadele vermeye devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.
Meralar, tarım alanları ve sit alanlarının da yasaya dahil edildiğini belirten Özcan, “Diyorlar ki zeytin taşınır. Zeytinin hangi koordinatlardan alınacağı belli, bu yasanın hangi adrese teslim edileceği belli ama nereye taşınacağı dahi belli değil. O yüzden hiç kimsenin aklımızla alay etmesine izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar bu yasanın karşısında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.