UNESCO Dünya Miras Listesi’nde Türkiye’den 100 alan bulunuyor. Bunların 21’i “asil listedeyken” 79’u “geçici listede” kendine yer buluyor. Muğla sınırları içinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olan yedi alan görülüyor. Bu yedi alandan sadece bir tanesi asil listedeyken, kalan altı alan ise geçici listede konumlanıyor. Peki bu alanlar yeterince korunuyor mu?
Haber: Burak Altınok
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü – United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) ve Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre Letoon Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Muğla’dan dahil olan ve asil listede bulunan tek yer konumunda. 1988 yılında asil listeye alınan alan, Fethiye Kumluova’da bulunuyor.
Geçici liste incelendiğindeyse Pınara– Tlos Antik Kenti, 2009 yılında geçici listeye alınıyor. Bu antik kentleri sırasıyla Beçin Orta çağ Kenti (2012), Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı (2012), Kaunos Antik Kenti (2014), Stratonikeia Antik Kenti (2015) ve Bodrum Kalesi (2016) takip ediyor.
Tüm bu alanların geçmişte tahrip edilmesiyle ilgili haberlere hala ulaşılabiliyor. Bu da geleceğe, geçmişten büyük bir miras olan bu alanların korunmasıyla ilgili soruları akılla getiriyor. Bu alanlar yeterince korunuyor mu? Araştırmacı Yazar Hamdi Topçuoğlu Gündem Fethiye’ye konuştu.
“ÇALIŞMALARIN YETERLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Araştırmacı yazar Hamdi Topçuoğlu, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan alanların çok değerli ve önemli olduğu belirtti. Topçuoğlu, “Letoon Antik Yerleşimi, Letoon’un doğum yaptığı yer. Artemis ve Apollon da kült olarak son derece önemli. Dahası yeterli araştırma yapılırsa Letoon ile Kâbe arasında bağlantı da vardır. Buralar böylesine farklı kültürleri barındıran yerler. Tüm bu bölgelerin korunmasıyla ilgili çok önemli çalışmalar var ama ben bu konuda çok iyimser değilim. Yapılan çalışmaların yeterli olduğunu söyleyemem” dedi.
Topçuoğlu, Eskihisar, Stratonikeia Antik Kenti’nde bulunan iki kutsal alandan biri olan Panamara’nın üstünde yüksek gerilim hattının bulunduğunu, tapınağın üzerinde bulunan gerilim hattının kaldırılamadığını da ekledi.
“250 MİLYON YAŞINDA KAYALARI PARÇALIYORLAR”
Fethiye’de bulunan İncealiler Köyü’nde epikür düşüncesinin 85 metre genişliğinde ve üç buçuk metre yüksekliğinde duvarlara işlendiğini belirten Topçuoğlu, duvarların büyük çoğunluğunun talan edildiğini veya yok edildiğini belirtti.
Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası’nın Oinoanda Antik Kenti çalışmasına ulaşmak için buraya tıklayın.
Topçuoğlu, “Bu işlemeri yapan kim? Diyojen. ‘Muğla’lı Diyojen’ diyoruz mesela. Halkın haberi bile yok bu durumdan. Talancılar fütursuzca saldırabiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Gökbel. Latmos’da Gneiss kayaları bulunuyor, başkalaşım kayaları. Bu kayaların en genci 250 milyon yaşında. Paleozoik dönemde tamamlanmış oluşumlar bunlar. Bu başkalaşım kayalarında çok farklı mineraller var. Bu kayaların bazı bölümleri çok çabuk aşınır, bazı bölümleriyse aşınmaz. Bunun dünyadaki örnekleri çok azdır. Bu kayaları feldispat için, kuvarsit için parçalıyor, sonra da ‘memleket ekonomisine para kazandırıyoruz’ diyorsunuz. Parçalanan kayaların geri dönüşü yok. Keşke bahsi geçen tüm alanlar UNESCO’ya bağlansa da gerçekten korunabilse” dedi.
“ALANLARI TURİZME KAZANDIRABİLECEKKEN, KÖMÜR ÇIKARTMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Hamdi Topçuoğlu, “Paganların Kabesi” olarak nitelendirdiği Hekate hakkında da açıklamalarda bulundu. Topçuoğlu, “Hekate, Anadolu’nun son kadın tanrıçasıdır. Bereket ve doğruluğun timsali olarak bilinir. Böyle felsefesi olan bir tanrıça ve inanç merkezine ev sahipliği yapıyoruz ama bununla alakalı kimsenin bir bilgisi yok. Sizin bilginiz nedir? Oradaki kömürü nasıl alabileceğiniz hakkında düşünüyorsunuz. Çünkü sizin fabrikanıza veya santralinize kömür lazım. Çevredeki insanlar da ‘ya ben kömüre gideyim, 3-5 kuruş para kazanayım’ diye düşünüyor. Orada çalışırken zehir soluduğunun farkında bile değil. Oysa siz Hekate’yi turizme kazandırsanız, dünyanın parasını kazanırsınız. Bölgedeki insanlar da çok daha sağlıklı bir hayat sürdürür. Ama bunun için öncelikle bilmek gerekiyor” dedi.
“ÖĞRENCİLER YAŞADIKLARI YERİN KARYA UYGARLIĞI OLDUĞUNU BİLMİYOR”
Tarihi zenginlikleri öğrenmenin ve değerini kavramanın eğitimle olacağını bildiren Topçuoğlu, okullarda böyle bir eğitim anlayışı olmadığını açıkladı.
Topçuoğlu, “Okullara eğitim vermeye gittiğimde ‘Karya’ dediğimde erkek öğrenci bana ‘kız arkadaşımın adı’ diyor. Yaşadığı toprakların Karya Uygarlığı olduğunu bilmiyor. Okullarda böyle bir eğitim anlayışımız yok. Dolayısıyla bilginin ilk adımlarını da atamıyoruz. Şüpheyi biliyoruz ama Marsyas’ı bilmiyoruz. Siz o çaya mermer tozu atıyorsunuz ama bilen insanlar suyun akışını izlemek için geliyor. Bu bir eğitim harekâtı gerektiriyor. İlkokuldan başlayarak, korumaya yönelik bir yapı içerisine girmesi gerekiyor” dedi.
“BAKIŞ AÇISI”
Yakın zamanda Patara’nın kumlarının kamyonlarla alınıp, başka yerlere taşındığını hatırlatan Topçuoğlu, Pedasa ve Bargilya’nın özel mülk olduğunu, bir yıl önce kaybettiğimiz Adnan Diler’in çalışma yaptığı sırada yerlilerin kazı alanına “burası bizim özel mülkümüz” diyerek, kapı koyduklarını açıkladı.
Topçuoğlu, “Biz çalışırken zorluklar yaşıyoruz. Bilgisizlikler ile uğraşıyoruz. Panamara’dan söz ettim. Panamara’ya elektrik direklerini diken kişi benim vatandaşım. O direğin dikilmesine izin veren benim vatandaşım. Bu alanlara saygı duymak bilgi ve bakış açısıyla ilgili” dedi.
“BURASI BİZDE OLSA SANTRALDEN KAZANDIĞINIZ PARANIN ON KATINI TURİZİMDEN KAZANIRIZ”
Topçuoğlu, Stratonikeia antik kentine dair ise şunları anlattı:
“Avrupa Birliği’nde Türk Eğitim Koordinatörü olarak çalışırken Belçikalı bir mermer fabrikatörü geldi. Eskihisar, Stratonikeia’nin üstlerinde bir dağda geziyorduk. ‘Bay Topçuoğlu burada bir sigara içebilir miyiz?’ dedi. Ben de yorulduğunu düşünmüştüm. Sigarasından bir nefes aldıktan sonra ‘ben burada fabrika kurmam’ dedi. Nedenini sorduğumdaysa, ‘Böylesi bir güzelliğe kıymak mümkün değil. İsviçre’yi adım adım bilirim ama böyle bir güzellik görmedim’ dedi. Bir diğer yabancı arkadaşımla Stratonikeia’yı gezerken, çeşmenin başında durdu ve bana ‘burası bizde olsa santralden kazandığınız paranın on katını turizmden kazanırız’ dedi. Bilgi sahibi olmak ve bakış açısı bu konularda çok önemlidir” dedi.
*Bu haber, bir Avrupa Birliği projesi olan Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi projesi kapsamında Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir. İçerik tamamıyla Gündem Fethiye‘nin sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir
YAZAR HAKKINDA
Burak Altınok
2021 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Gazetecilik bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Lisans eğitimi sürecinde çeşitli projelerle katıldığı TGC Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Yarışması’nda üç farklı ödül kazandı. 2022 yılında Üsküdar Üniversitesi’nde başladığı Yeni Medya ve Gazetecilik yüksek lisans programından 2024 yılında mezun olan Altınok, çeşitli medya kuruluşları için içerikler üretiyor.