Muğla’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü meydanlarda kutlandı. 1 Mayıs etkinlikleri Gündem Fethiye’den canlı yayınlandı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bugün (1 Mayıs) Muğla‘da çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Saat 11.00’de Menteşe‘deki Akyol Parkı’nda toplanan meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve yurttaşlar, 12.00’de yürüyüş yaptı.
Saat 13.00’de Muğla Büyükşehir Belediyesi Sosyo-Kültürel Alanı’nda miting düzenlendi.
Mitingde basın açıklanması yapıldı ve açıklamayı 1 Mayıs Tertip Komitesi adına Genel-İş 2 No’lu Şube üyesi Feriştah Atasever Kaçıkçı ve Tüm Bel-Sen Muğla Şube Başkanı Abidin Çelik okudu.
“ÜLKENİN DEĞERLERİNİ VE GÜZELLİKLERİNİ ÜRETENLER, EMEĞİYLE ÜLKEYİ VAR EDENLER; MERHABA”
Açıklamada, Türkiye’nin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlere, emeğiyle bu ülkeyi var edenlere selam verdikleri söylenerek, şu sözlere yer verildi:
“İşçiler, kadınlar, gençler, öğretmenler, kürsüleri ellerinden alınmış akademisyenler, mühendisler, mimarlar, giderlerse gitsinler denilerek yok sayılan sağlık emekçileri, çiftçiler, köylüler merhaba. Açlık, yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm edilenler, ‘geçinemiyoruz’ diyenler, işsizler merhaba.”
Emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, laiklik, adalet mücadelesi verenlerin selamlandığı açıklamada, “Sermayenin ve tek adam rejiminin kuşatmasına karşı demokrasiyi ve demokratik hayatı savunanlar merhaba” ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca açıklamada, “Bize dayatılan bu vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini, deresini, ormanını, tarlasını, ülkesini ve geleceğini savunanlar merhaba. Şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” diyen kadınlar merhaba” denildi.
“SELAM OLSUN FAŞİZME, GERİCİLİĞE BOYUN EĞMEYENLERE”
Savaşa karşı eşit, özgür ve bir arada kardeşçe yaşamı savunanların selamlandığı açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Buradan bir selam da cezaevlerindeki Gezi direnişçilerine gönderelim. Selam olsun Geziye, Gezinin onurunu paylaşanlara… Selam olsun faşizme, gericiliğe boyun eğmeyenlere! Selam olsun doğasına, kentlerine, ülkesine sahip çıkanlara…”
Seslerinin; mücadelenin ateşiyle, coşkusuyla hep bir ağızdan çığlığa dönüştüğü söylenen açıklamada, “İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ın ülkemizde güçlü bir tarihi vardır. Tüm engellemelere, yasaklamalara, baskılara rağmen başta Taksim olmak üzere ülkemizin meydanları dünyanın en kitlesel 1 Mayıs’larına tanık olmuştur” denildi.
Açıklamada, 1 Mayıs’ın herhangi bir miting olmadığı vurgulanarak, şu ifadeler dile getirildi:
“1 Mayıs dünyanın her tarafında, beş kıtada yüzlerce ülkede kutlanan, İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Yılın 365 günü ezilen, sömürülen, horlanan, yok sayılan milyonlar 1 Mayıs alanlarında kendilerini ifade eder, taleplerini, umutlarını, tepkilerini omuz omuza paylaşır.”
“BİZLER BİR TARİHİN TAŞIYICILARIYIZ, ONU YAŞATMAK VE BÜYÜTMEK İÇİN BURADAYIZ”
1 Mayıs’ın tüm değerlerinin üreten işçilerin- emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini beyan ettiği gün olduğu belirtilen açıklamada, “1 Mayıs alanları yüz binlerin birbirlerine ve tüm dünya İşçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır. Bizler bir tarihin taşıyıcılarıyız, onu yaşatmak ve büyütmek için buradayız” sözlerine yer verildi.
Açıklamada, “Ben de bu coşkuyla hepinizi 1 Mayıs Tertip Komitesi adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum ve Onurlu mücadelemizde hayatını kaybetmiş tüm yoldaşlarımızı sevgiyle saygıyla anıyorum. Düşen her karanfile, akan her gözyaşına, kaybettiğimiz tüm arkadaşlara sözümüz var. Bu ülkeyi yeniden kuracağız” ifadeleri kullanıldı.
Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi, yangınlar ve deprem felaketleri olduğu ve bu felaketlerle birlikte Türkiye’de insanca yaşamak bir yana hayatta kalmanın bile her gün zorlaştığı söylenen açıklamada, şu sözler dile getirildi:
“Bu düzen toplumun işini, aşını geçimini ve sağlığını koruyamıyor aksine tehdit ediyor. Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini üreten bizleri ezdirme-eziyor. Bu düzenin çarkları zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş. Bu düzenin çarkları sermayeye, sömürerek ucuz ekmek, yağmalanan doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor.”
“HALK YOKSULLUKLA MÜCADELE EDERKEN AK PARTİ İKTİDARI ÜLKENİN KAYNAKLARINI PATRONA VE AYRICALIKLI ZÜMREYE AKTARIYOR”
Halkın işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, borçlarla mücadele ettiği vurgulanan açıklamada, “AK Parti iktidarı ülkenin tüm kaynaklarını, bir avuç patrona ve ayrıcalıklı zümreye aktarıyor. Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasiye, adalete ve hukuka da aç. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor” denildi.
Açıklamada; hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkesin, hukuk dışı zorbalıklarla karşı karşıya kaldığı söylenerek, “Bu düzenin devamı için, demokrasinin son kırıntıları ortadan kaldırılması çal çalışılıyor” ifadeleri kullanıldı.
Seçme ve seçilme hakkını dahi el uzatıldığı belirtilen açıklamada, “Bu düzenin mağdur ettiği milyonları bölüp parçalayarak ayakta kalıyor. Bu düzenin kışkırttığı cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor” sözlerine yer verildi.
“EN DERİN YOKSULLUĞUN YAŞANDIĞI GÜNLERDE DUYULMAYAN TEK SES HALKIN, EMEKÇİLERİN SESİ”
Bunların yanı sıra açıklamada, “Memleketin en kritik eşiğinde, Cumhuriyet tarihinin en derin krizinin, yoksulluğunun yaşandığı günlerde duyulmayan, duyulmadığı gibi üzeri örtülmeye çalışılan tek ses halkın, emekçilerin sesi… Aslında herkes biliyor ki suretinin kaldığı bu karanlığı götürecek olan da yeni bir memleketi kuracak olan da halkın muhalefeti” denildi ve şu ifadeler dile getirildi:
“Toprağına, deresine sahip çıkan köylüler, yoğun çalışma saatlerine, şiddete, mobbinge rağmen kamu hastanelerinde hekimlik yapmaya inatla devam eden, parasız sağlık hizmetleri için mücadele eden hekim-hemşire, üniversitesine sahip çıkan öğrenci, insanca yaşam için sendika hakkı için mücadele eden işçi, yaşamına giren her çocuk ve tüm çocuklar için mesleğini, haklarını, çocukların eğitim hakkini savunan eğitimciler değiştirecek memleketi.”
Mülakatlarda elenip atanamayan öğretmeyenlerin makus talihi değiştirecekleri söylenen açıklamada, “Açlık sınırının altında maaşlarla ölüme terk edilen emekliler, yat yakıtlarının üç katı yakıt fiyatıyla traktörünü çalıştıran çiftçiler değiştirecek makus talihimizi!” denildi.
Şimdi meydanlarda olmanın zamanı olduğu aktarılan açıklamada, “Korku imparatorluğuna teslim olmayan milyonlar olduğumuzu, emeğimizin hakkını alacağımız günleri ellerimizle kuracağımızı, bugünden yarına yaşamı örgütlemenin kararlılığını haykırmanın zamanı” sözlerine yer verildi.
“ÜLKEMİZDE YAŞANAN YIKIMIN SORUMLULARI, MEMLEKETİ TARİKATLAR VE CEMAATLERLE KUŞATANLARDIR”
Açıklamada; Türkiye’de tüm alanlarda yıkım yaşandığı ve yıkımın sorumlusunun laikliği, bilimi yok sayanlar, memleketi tarikatlar ve cemaatlerle kuşatanlar olduğu söylenerek, şu ifadelere yer verildi:
“Kamusal eğitimden sağlığa, barınma hakkına kadar halkın haklarını gasp edenlerdir. Memleketin derelerini, dağlarını, topraklarını, emeğin ve emekçilerin haklarını emperyalist, kapitalist güçlere peşkeş çekenlerdir. Yaşanan süreçlerde gördük ve bugünlerde görüyoruz ki devletin kurumları çökmüştür.”
İşçiden alıp patronlara verdiği, fakirden çalınıp zenginin kasasının doldurulduğu vurgulanan açıklamada, “Dar gelirlerden alıp rantiyeye kaynak aktardılar; rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, doğal afetleri felakete çevirdiler” denildi.
Açıklamada; Türkiye’yi bir şirket gibi yönettikleri söylenerek, “Tarihteki tüm kazanımlar sınıflar mücadelesinin, toplumsal mücadelenin eseridir. Tarihin en karanlık dönemlerinde, karanlıkla baş etmenin tek yolu halkın, emekçilerin örgütlü gücüdür” sözlerine yer verildi.
“MEMLEKETTE RÜZGAR EMEKTEN, SINIFTAN, KAMUCULUKTAN, LAİKLİKTEN YANA ESİYOR”
Türkiye’de rüzgarın her dönemden daha güçlü şekilde; emekten, sınıftan, kamuculuktan, laiklikten yana estiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler dile getirildi:
“Doğanın, yasam alanlarımızın, emeğin bir avuç sermaye tarafından fütursuzca sömürülüp, yaşamın yok edildiği günümüzde kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine, yaşam alanlarını yok etmesine karşı doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarını Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, Akkuyu’dan Deştin’e, Cerattepe’den Kızılcabük’e Munzur’dan Köyceğiz’e savunuyoruz.”
1 Mayıs’ın; iklim krizini derinleştiren sömürü düzenine karşı dünyanın dört bir yanında harekete geçen gençlerin, yoksulların, emekçi halkın sesine ses katma günü olduğu söylenen açıklamada, “Bugün doğayı, insanlığı, yaşamı ve geleceği işgaliyle yok eden her türlü zorbalığa, zalimliği karşı direnerek, doğayı ve yaşamı yeniden kazanma günü” denildi.
Ayrıca açıklamada, “Havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirleten, sağlığımızı bozan, iklim krizinin, iklim felaketine dönüşmesine sebep olan fosil yakıtlardan adil bir geçişle, emekçileri hak kaybına uğratmadan kurtulma günü” sözlerine yer verildi.
“86 MİLYONUN İNSANCA YAŞAYACAĞI BİR ÜLKEYİ İNŞA ETME GÜCÜMÜZ VAR”
Açıklamada, “Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm sömürülenler, yoksullaşanlar ve ezilenler olarak bu düzeni değiştirme 86 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var” denilerek şu ifadeler dile getirildi:
Bizler;
• Emeğin sömürülmediği
• Yüzde birin değil yüzde 99’un mutlu yaşadığı
• Sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu
• Grev hakkının engellenmesini men
• Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu
• KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği
• Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere kesilmediği
• Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı 2.sinif yurttaş muamelesi görmediği
• Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı
• Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu
• Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı
• Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan
• Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz.
Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür.
Geleceğe ve umuda birlikte sahip çıkabiliriz. Birleşirsek, örgütlenirsek, değiştirebiliriz!
Sözlerimizi bitirirken…
Bugün burada bulunamayıp tarlasında, fabrikasında, iş yerinde olan emekçilere Selam olsun!
Evlerine hapsedilen, ücretsiz köle gibi çalıştırılan ev işçisi kadınlara selam olsun!
Emek mücadelesi veren Türkiye işçi sınıfına selam olsun!
Bu meydanlardan bir kez daha haykırıyoruz: Tüm değerleri üreten biziz, yöneten de biz olacağız!
Sizleri 1 Mayıs Tertip Komitesi adına bir kez daha selamlıyor, saygılar sunuyorum.
Meydan Bizim, Bayram Bizim!
Söylenecek Söz Bizim!
Yaşasın işçinin, emekçinin bayramı!
Yaşasın işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışması!
Yaşasın 1 Mayıs!