Muğla Su İnisiyatifi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde gözaltına alınan çalışanların Kanal İstanbul için gözaltına alındığı yönündeki açıklamalara ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, “Kanal İstanbul nedeniyle binlerce insan yerinden olma, ekolojik yaşam yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır” denildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik ikinci dalga operasyon düzenlendi. 26 Nisan 2025’te gerçekleştirilen operasyonda 52 kişi gözaltına alınmıştı; bunlardan 48’i, emniyetteki işlemlerin ardından 29 Nisan adliyeye sevk edilmişti.
Savcılık, gözaltına alınan şüphelilerden 30’u hakkında tutuklama talebinde bulundu. Nöbetçi sulh ceza hâkimliği, bu kişilerden 18’inin tutuklanmasına, dördünün ev hapsine alınmasına ve 26 şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar vermişti.
İkinci operasyon dalgasına yönelik CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Daha üç gün önce büyük bir depremle sarsıldık. İşi gücü bırakıp başkanını zindana attıkları İBB’yi karalamaya kalkıştılar. Bir yandan İstanbul’a ihanet projesi olan Kanal İstanbul için harekete geçtiler. Bugün yapılan operasyon bir tesadüf değildir. İSKİ, Kanal İstanbul hattındaki Sazlıdere Barajı havzasına dikilen TOKİ konutları için dün kaçak yapı ve yıkım kararı verdi. Operasyon geldi” ifadelerini kullanmıştı.
Konuya ilişkin Muğla Su İnisiyatifi, “Kanal İstanbul nedeniyle operasyon kabul edilemez” başlıklı bir açıklama yayımladı.
İstanbul Belediyesi’nde gözaltına alınanların Kanal İstanbul için yıkım kararı nedeniyle gözaltına alındığı belirtildiği söylenen açıklamada, “İstanbul’da 23 Nisan’da yaşanan deprem Kanal İstanbul’u yeniden gündeme getirmiştir. Bilim insanları projenin yapılmasının İstanbul açısından bir felaket olduğunu dile getirmektedir” denildi.
“BİLİM İNSANLARI PROJENİN YAPILMASININ İSTANBUL AÇISINDAN BİR FELAKET OLDUĞUNU DİLE GETİRMEKTEDİR”
Bilirkişi raporuna dayanan ve Aralık 2024’te verilen mahkeme kararında İstanbul Çevre Düzeni Planı değişikliği iptal edildiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu kararla Kanal İstanbul‘da TOKİ tarafından yapılmak istenen ve Sazlıdere’de inşaatına başlanan yapının ruhsatsız olduğu ortadadır. Sazlıdere Barajı İstanbul’un su kaynaklarından biridir. Milyonlarca insanın suyuyla böyle oynanamaz. Sulak alan olan Kanal İstanbul nedeniyle binlerce insan yerinden olma, ekolojik yaşam yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yaşam alanları ne siyasi ne de hukuki kararlarla yok edilemez”
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinde açılan davalarda Danıştay bilirkişi incelemesine karar verdiği belirtilen açıklamada, “Kasım 2024 ayında yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenecek bilirkişi raporu umarız davacılar lehine olacak, Kanal İstanbul’un yapılamayacağını belirtecektir. Bunun Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptaline karar verilen mahkeme kararı ile uyumlu olacağı açıktır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Çevre Kanunu ve bu kanun kapsamında çıkarılan ÇED Yönetmeliği’nin 6. maddesi uyarınca, “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunmayan projelere teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyeceği; bu projelere yönelik yatırıma başlanamayacağı ve ihaleye çıkılamayacağı hatırlatıldı.
Bu hüküm uyarınca ÇED olumlu kararının iptali için açılan davada bilirkişilerin raporunun davacılar lehine olmasını beklendiği vurgulanan açıklamada, “Mahkemelerce de buna göre karar verileceği açıktır. Muğla Su İnisiyatifi olarak, merkezi iktidarı Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptaline karar verilen mahkeme kararına, Anayasa ve yasalara uymaya davet ediyoruz” sözleri kullanıldı.