Muğla Su İnisiyatifi, İliç Çöpler Maden Sahası’ndaki toprak kaymasıyla ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu: “Bu felaketin önde gelen sorumluları, gözü kapalı ‘ÇED gerekli değildir’ kararları veren devlet görevlileridir.”
Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010 yılından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası’nda istiflenen toprağın kayması sonucu dokuz işçi kaybolmuştu.
Muğla Su İnisiyatifi, bugün (19 Şubat) maden sahasındaki toprak kaymasıyla ilgili Muğla Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı İnisiyatif adına Serdar Denktaş okudu.
İliç’te yaşanan toprak kaymasının iş cinayeti olmasının yanı sıra ekokırım suçu da olduğunun altını çizen Denktaş, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
İliç köylüleri, çevre örgütlerinin, bilim insanlarının ve hukukçuların tüm girişim, uyarı ve raporlarına rağmen aşırı para kazanma hırsı sonucu bu suçların işlendiğini belirten Denktaş, şunları söyledi: “Doğanın ve insanların yaşamını yok etmeyi göze alanlar, resmi rakamlara göre dokuz, ama gerçek sayılarını bilemediğimiz sayıda insanın atık yığınları altında kalmasına sebep olmuştur.”
“İŞLENEN SUÇUN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZ, HAFİFLETEMEZ”
Yaşanan toprak kaymasının işçilerin yaşamının yanı sıra Fırat Nehri’ne, yeraltı sularına, ekolojik varlıklara verdiği zarara dikkat çeken Denktaş, şöyle devam etti:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın felaket yaşandıktan sonra aldığı lisans ve çevre izni iptali kararı da işlenen suçun artık üstünün örtülemediğini ve sorumlu kurumun da kendisi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak yapılan tüm uyarıları dikkate almayıp faaliyete izin vererek insanların ve doğanın katledilmesinden sonra verilen bu karar işlenen suçun üstünü örtemez, hafifletemez.”
“BU FELAKETİN ÖNDE GELEN SORUMLULARI ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ KARARLARI VEREN DEVLET GÖREVLİLERİDİR”
Bakanlık tarafından İliç’teki madene verilen “ÇED gerekli değildir” kararını hatırlatan Denktaş, “İliç’te yaşanan bu felaketin önde gelen sorumluları, doğayı rant alanı olarak gören anlayışla hareket eden ve gözü kapalı ‘ÇED gerekli değildir’ kararları veren devlet görevlileridir. Bu kez insan yaşamına da mal olan bu çok büyük doğa katliamının benzerleri ülke genelinde birçok yerde yaşanmaktadır” dedi.


“HER YERDE AYNI TALANCI, EKOKIRIM SUÇ MAKİNESİNİN İŞLEDİĞİNİ GÖRMEKTEYİZ”
Yüzölçümünün yüzde 65’ine maden ruhsatı verilen Muğla’da, benzer doğa katliamları yaşandığını belirten Denktaş, şu ifadelere yer verdi:
“Ormanları, kıyıları, sulak alanları, zeytinlikleri, tarım alanlarını, köylülerin yaşam alanlarını yok etmesi pahasına verilen maden, enerji, beton, turizm işletme ruhsatları ile her yanımız adeta yangın yerine dönüştürümektedir.
Akbelen’e, Milas’a, Deştin’e, Gökova’ya, Ula’ya, Marmaris’e, Datça’ya, Bodrum’a, Fethiye’ye, Köyceğiz’e, Dalaman’a, Ortaca’ya, Yatağan’a baktığımızda her yerde aynı talancı, ekokırım suç makinesinin işlediğini görmekteyiz.”
“EKOLOJİK VE İNSANİ YIKIM GETİREN KALKINMA POLİTİKALARI DERHAL TERK EDİLMELİ”
İliç’teki iş cinayeti ve ekolojik tahribatın sorumlularının en kısa sürede cezalandırılması çağrısı yapan Denktaş, şöyle konuştu:
“Anagold’un çevre izninin ve lisansının iptali yeterli değildir, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından ruhsatının da iptal edilmesi gerekir. Suçluluk bilinci ile TBMM’den geri çekilen, bu felaketlerin katlanarak artmasına yol açacak olan Maden Kanunu değişikliği tasarısı tamamen iptal edilmelidir.
Doğayı ve emeği sömürerek ekolojik ve insani yıkım getiren kalkınma politikaları derhal terk edilmeli; tüm madencilik, enerji, orman, sanayi, ulaşım ve turizm sektörleri doğayla uyumlu hale getirilmelidir.”