Muğla Su İnisiyatifi, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (MUSKİ) 2025-2029 Stratejik Plan sürecine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Şu ana kadar yürütülen stratejik plan sürecinden Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin şeffaflık ve katılımcılık adına hiçte iyi bir sınav vermediğini düşünüyoruz” denildi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Stratejik Plan ve Performans Programı” başlıklı 41. maddesine göre, nüfusu 50 binin üstünde olan belediyelerde zorunlu olan stratejik plan çalışmalarına başladı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 Stratejik Plan süreciyle alakalı olarak Muğla Su İnisiyatifi bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, yurttaşların, sivil toplum örgütlerinin ve demokratik kitle örgütlerinin, Muğla’nın asli unsurları sürece dahil edilmeden, sermaye ve devlet kuruluşlarının işbirliği ile sürecin, yurttaşların iradesini ve kamu yararını temel almayıp, şirketlerin yararına olduğu ifade edildi. Kamu yararını savunan kesimlerin süreçten dışlandığı belirtildi.
MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN STRATEJİK PLAN SÜRECİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 Stratejik Plan süreci yetersiz duyuru ile Muğlalıların ve sivil toplum örgütlerinin haberi olmadan başlatıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin elinde daha önceki plan sürecine katılmış örgütlerin listesi olmasına karşın o örgütlere duyuru yapılmadı.
Birçok örgütün süreçten haberi olmadı. Yalnızca MSİ gibi konuyu yakından takip eden örgütler doğrudan başvurarak sürece katılmaya çalıştılar. MSİ olarak biz de stratejik plan sürecine katılma talebimizi oldukça zorlanarak, defalarca yanıt alamadığımız girişimlerimiz sonucunda nihayet kabul ettirebildik. Bu anlamda şeffaflık ve katılımcılık ilkelerinin daha en başından büyük zarar gördüğünü düşünüyoruz.
MSİ olarak Stratejik Plan sürecine katıldığımız bilgisi tarafımıza ekinde paydaş listesi bulunan bir yazı ile birlikte bildirildi. Paydaş listesi, ‘iç ve dış paydaşlar’ olarak tanımlanan, Muğla ile ilgili stratejik kararların birlikte alınacağı kurum ve örgütlerden oluşuyor.
Resmi kuruluşlardan ve kurum içi birimlerden oluşan iç paydaşlar yanında birçok ticari kuruluşun, Muğla’yı temsil etmeyen kuruluşun listede olduğunu, ancak olması gereken birçok örgütün ise olmadığı bir dış paydaş listesi. Bu genel bilgilendirme çerçevesinde Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik plan sürecine dair eleştirilerimizi sıralayalım:
YAŞAM ALANLARINI KORUMA MÜCADELESİ VERENLER NEDEN PAYDAŞ DEĞİL?
Muğla yüzölçümünün yüzde 59’unu, orman alanlarının ise yüzde 65’ini kapsayan genişlikte maden ruhsatları verilmiş ve Muğla’nın yaşam kaynakları, geleceği yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Muğla’nın birçok yerinde halk, köylüler, sivil toplum örgütleri yıllardır ormanları, zeytinlikleri, tarım alanlarını, meraları, su havzalarını koruma mücadelesi veriyor.
Üstelik Muğla Büyükşehir Belediyesi zaman zaman bu mücadelelere lojistik destek de veriyor. Yani yaşanan ekonomik, ekolojik ve sosyal yıkımın farkında. Hal böyleyken bize resmi olarak gönderilen paydaş listesine baktığımızda Tema Vakfı ve MSİ dışında tek bir çevre/ekoloji örgütü listede yer almıyor.
MSİ olarak listeye nasıl zorlayarak girebildiğimizi de yukarıda açıklamıştık. Örneğin, yıllardır termik santrallere ve o santrallere kömür sağlamak için işletilen kömür ocaklarının neden olduğu yıkımlara karşı mücadele verilen Milaslılar ve Yatağanlılar neden paydaş değiller? Bodrum’un yaşadığı susuzluğun asıl sorumlusu kapatma kararına rağmen faaliyetlerini sürdüren termik santrallere yapılan su tahsislerinin iptal edilmesi için yüzlerce dilekçe veren Bodrumlular, santrallerin kapatılması için yıllardır mücadele veren sivil toplum örgütleri neden paydaş değiller?
Muğlalıların yıllardır haykırdığı ‘Kömürsüz Muğla’ talebinin dile gelmesinden, bu talebin kent politikası olarak talep edilmesinden mi rahatsızlık duyuluyor? İkizköylüler, Karacahisarlılar, Turgutlular, Deştinliler, Köyceğizliler, Ulalılar, Fethiyeliler, Ortacalılar, Dalamanlılar, Datçalılar, Marmarisliler, Kavaklıldereliler, Seydikemerliler bu planın neresindeler?
KIYI İŞGALLERİNİN BAŞ SORUMLUSU MUÇEV STRATEJİK ORTAK, PEKİ İŞGALLERE KARŞI MÜCADELE VEREN HALK NEREDE?
Paydaş listesine baktığımızda Muğla Turizm Çevre Vakfı Turizm Ticaret Anonim Şirketi (MUÇEV) adını görmek biz Muğlalılar için oldukça ürkütücü. Her ne kadar adında ‘vakıf’ ibaresi olsa da bir anonim şirket olan MUÇEV, Muğla bölgesinde kamusal alanların ticarileştirilmesinin, kıyı yağmasının baş sorumlusudur. Üstelik Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Datça Belediyesi tarafından da dava açılmış, kıyıların bu şirkete ihalesiz olarak devredilmesinin yasaya aykırılığı Danıştay tarafından onaylanmış olmasına karşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının korumasında kıyı yağmasına devam etmektedir.
MUÇEV, Kıyı Kanununa aykırı olarak Muğla’nın birçok kıyı alanında bizzat kendisi ya da kiraya verdiği üçüncü kişiler tarafından inşa edilen yasaya aykırı yapıların ve şezlong işgallerinin sorumlusudur. Kıyılar işgal altında iken birçok yerel sivil toplum örgütü Fethiye, Datça, Dalyan, Göcek, Bodrum, Marmaris, Akyaka gibi denize, göle, akarsulara kıyısı olan ilçe ve mahallelerde bu imtiyazlı şirketin neden olduğu işgallere karşı mücadele verirken o örgütlerin hiçbirisi ‘paydaş’ olarak iletişim kurulmamış ve listeye alınmamış.
Şunu da eklemekte yarar var: 2020-2024 stratejik planında da bu örgütün ismi paydaş listesinde yer alıyordu ve o plan sürecine katılan sivil toplum örgütlerinin itirazı ile listeden çıkartılmıştı. Şimdi ne değişti de bu şirket yeniden listeye girdi, bu dayatmanın açıklaması nedir?
MUĞLA’DA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI BİR POLİTİKA OLUŞTURACAK MIYIZ?
İklim değişikliğine karşı mücadelede biyolojik çeşitliliğin ve doğal yaşam alanlarının korunması temel konudur. Bu anlamda Muğla bölgesi birçok hassas ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Bölgemizde dört tane özel çevre koruma bölgesi, orman ekosistemleri, sulak alanlar, milli parklar, kıyı ekosistemleri, önemli doğa alanları mevcut.
Ne yazık ki özenle korumamız gereken bu ekosistemlerle birlikte tarım alanları, zeytinlikler ve köyler; maden, enerji, sanayi, turizm ve kentleşme baskısı altında yok olma tehditi ile karşı karşıya. Eğer Muğla’da iklim değişikliğine karşı bir politika oluşturulacaksa, tüm bu yıkım projelerine karşı Muğla genelinde halkın verdiği mücadelelerin ortaklaştırılması, doğanın korunması ortak bir kent politikasına dönüştürülmesi zorunluluktur.
Muğla halkının, demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin, odaların, baronun, ilçe belediyelerinin ve Büyükşehir Belediyesinin birlikte sorumluluk aldığı, kentin bugünün ve geleceğinin topyekün savunulacağı bir politika.
Muğla Büyükşehir Belediyesi tam da bu konuda öncülük yapması, stratejik plan sürecini bunun için bir zemine dönüştürmesi beklenirken, Muğla Büyükşehir Belediyesi yıkımın tarafı olanları paydaş olarak kabul edip, Muğlalılara, bu yıkımın mağdurlarına, yıkımlara karşı duranlara söz hakkı, politikaların oluşturulma sürecine katılma hakkı tanımaması kabul edilemez. En azından ‘halkçı belediyecilik’ten anladığımız bu değil.
STRATEJİK PLANDA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİ KİMLER TEMSİL EDİYOR?
Yaklaşık 50 bin öğrencisi ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine ev sahipliği yapan Muğla’nın rahatlıkla bir öğrenci kenti olduğu söylenebililir. Ancak paydaş listesine bakıldığında hiçbir öğrenci temsilcisi örgütün listede olmadığı görülüyor. Buna karşılık Muğlalı öğrencilerin temsilcisi olarak kabul edilemeyecek olan İlim Yayma Cemiyeti paydaş olarak listede yer alıyor. Bu örgütün kendi isteği ile mi yoksa Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin özel daveti ile mi, yoksa Muğla Büyükşehir Belediyesi dışından dayatılarak mı listeye alındığı açıklanması gereken bir durumdur.
MEVSİMLİK İŞÇİLER BU KENTİN ASLİ UNSURLARI DEĞİL MİDİR?
Muğla’da turizm, tarım, maden ve inşaat sektöründe taşeron işçi olarak binlerce emekçi çalışmaktadır. Paydaş listesine baktığımızda, çoğu mevsimsel işçi olan ve sendikasız çalışan bu emekçilerin stratejik planda temsiliyetinin sağlanmadığı görülüyor. Öğrenciler gibi onların da yaşadıkları sorunların, taleplerinin dile getirilmesinin önemsenmediğini anlıyoruz. Muğla’da her yıl iş cinayetlerinde birçok işçinin yaşamını yitirdiği dikkate alındığında bu da kabul edilemez bir eksiklik olarak dikkat çekiyor.
ANKETLE KATILIMCILIK OLUR MU?
MSİ olarak nihayet katılma talebimizin onaylandığını bildiren resmi yazıyı aldığımızda çok şaşırdık. Zira, politikaların oluşturulduğu sürece etkin katılarak diğer sivil toplum örgütleri ve halkın temsilcileri ile birlikte paylaşmak üzere önerilerimizi hazırlamaya başlamışken gelen yazıda bize yalnızca bir anketin web adresi gönderilmişti. Yani bize ‘hak’ görülen yalnızca bir anket doldurmaktan öteye gitmiyordu. Üstelik bu anketin linki yalnızca Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin paydaş listesine kattığı örgütlere gönderiliyordu. Ankete baktığımızda ise çok seçmeli sorularla sunulan seçeneklerden birinin işaretlemesi isteniyor, oldukça daraltılmış bir alanda sivil toplum örgütlerinin fikir belirtmesi bekleniyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Stratejik Plan yöneticilerine telefonla ulaşarak yüz yüze toplantıların olup olmayacağını sorduğumuzda eğer ‘zaman kalırsa’ bir toplantı yapılabileceği yanıtını aldık. MSİ olarak durumu değerlendirdiğimizde, Muğla genelinde birçok örgütün bileşeni olan bir örgüt olarak böylesine kısıtlanmış, doğrudan söz hakkı tanınmayan bir stratejik plan sürecinin ne katılımcılığından, ne de şeffaflığından söz edilemeyeceği; sermaye odakları ile birlikte hazırlanacak bir stratejik planın paydaşı olamayacağımız değerlendirmesinde bulunduk.
Muğla Büyükşehir Belediyesi yönetimine soruyoruz:
- ⦁ Muğla genelinde yüzlerce doğa koruma ve kent hakkı mücadelesi veren örgüt varken neden bu örgütler sürece davet edilmedi? 2020-2024 stratejik plan sürecinde katılımcı bir süreçte gerçekleşen paydaş analizi sonucunda oluşturulan 268 demokratik kitle ve sivil toplum örgütünün yer aldığı, üstelik hiçbir şirketin yer almadığı bir paydaş listesi arşivinizde mevcut iken neden o listenin güncellenerek genişletilmesi yoluna gidilmedi? Oluşturduğunuz paydaş listesine önceki plan sürecinde sivil toplum örgütlerinin itirazı ile çıkartılan şirketler, örgütler neden yeniden listeye alındı?
- ⦁ Kentin doğasını, yaşam kaynaklarını, sağlığını, huzurunu, sosyal barışı tehdit eden birçok unsur varken bu sorunların analizi yapılmaksızın yalnızca anketle kent vizyonu, stratejik plan hazırlanması demokratik midir? Sınırlı sayıda seçilmiş sivil toplum örgütünün katılmasına izin vererek yaptığınız anket çalışması sonucunda oluşturacağınız stratejik planı katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir belediyecilik anlayışınız ile nasıl bağdaştırabiliyorsunuz?
- ⦁ Belediye Başkanı’mız Sayın Ahmet Aras’ın seçim öncesinde termik santrallerin ve kömür ocaklarının kapatılması, termik santrallere su tahsislerinin iptal edilmesi için idari/hukuki mücadele etme, kapatılacak işletmelerde çalışan işçiler için doğayla dost alternatif iş imkanlarının oluşturulması konusunda verdiği sözlerin karşılığının stratejik planda yer almaması Muğlalılar için büyük bir düş kırıklığı olmuştur. Zira konunun asli unsurlarının davet edilmediği bir stratejik plan sürecinden bu yönde eylem planlarının oluşturulmasını beklemek mümkün değil. Verilen sözlerin yerine getirilmesi için somut adım atıldığını ne zaman görebileceğiz? Muğlalılara reva görülen, katılımcı ve şeffaf olmayan, sermaye odaklarıyla ve Muğlalıları temsil etmeyen örgütlerle birlikte kotarılmaya çalışılan bu süreç sonucunda ortaya çıkacak olan stratejik planı meşru bulmayacağımızı, Muğla Büyükşehir Belediye yönetimine ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 Stratejik Plan sürecine alakalı önerilerini ise Muğla Su İnisiyatifi şu şekilde sıraladı:
AMAÇ 1: Muğla’yı doğayla uyumlu, ekosistemlerin korunduğu bir kente dönüştürerek iklim değişikliğine dayanıklı, doğal yaşamın sürdürülebilirliğinin sağlandığı bir kent oluşturmak
1.1 Tarım, orman ve kıyı ekosistemlerinin korunması için imar planlarının yeniden düzenlenmesi
1.2 Su havzalarının korunması için imar planlarının yeniden düzenlenmesi, yönetim planlarının oluşturulması
1.3 Özel Çevre Koruma Bölgeleri için yönetim planlarının oluşturulması
AMAÇ 2: Kamusal Yaşamın Güçlendirilmesi
2.1 Deniz, akarsu ve göl kıyı alanlarının, plajların ticarileştirilmesinin önüne geçilmesi, halkın kıyı alanlarından ücretsiz ve serbest yararlanmasının sağlanması
2.2 Hazineye ve Belediyeye ait taşınmazların satışına son verilmesi
2.3 Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının özelleştirilmesine son verilmesi
AMAÇ 3: Muğlalıların yaşamlarını ilgilendiren kentsel politikaların oluşturulmasına, kararların alınmasına katılabildiği demokratik bir belediyecilik kültürünün oluşturulması
3.1 Muğlalıların yerel yönetim politikalarının oluşturma ve karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması
3.2 Belediye yönetiminin şeffaflığının sağlanması
3.3 Belediye yönetiminin hesap verebilirliğinin sağlanması
MUSKİ’nin 2025-2029 Stratejik Plan sürecine alakalı önerilerini ise Muğla Su İnisiyatifi şu şekilde sıraladı:
AMAÇ 1: Yaşam Hakkı Olan Suyun Ticarileştirilmesinin Durdurulması
1.1: Temel insan hakkı olan suyun Muğla genelinde her haneye yeterli miktarda, içilebilir kalitede, ücretsiz veya çok düşük ücretle sağlanması
1.2: Muğla genelinde yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kiralanmasının, satılmasının önüne geçilmesi
1.3: Muğla bölgesinde atıksu hizmetlerinin özel şirketler tarafından verilmesinin durdurulması
AMAÇ 2: Su Havzalarının Ekosistemini Korumak
2.1 Su havzalarında kentsel, enerji, maden, sanayi ve turizm amaçlı yapılaşmalara izin verilmemesi
2.2 Su havzaları arasında ekosistemi olumsuz etkileyecek su transferlerine izin verilmemesi
2.3 Su Havzalarını kirleten faaliyetlere izin verilmemesi (Kapatma kararına rağmen faaliyetlerine devam eden; insanların ve doğanın yaşam hakkı olan suyu tüketen, su havzalarını kirleten, doğayı tahrip eden termik santrallere su tahsisinin iptali, santrallerin kapatılması için idari ve yasal girişimde bulunmak)
2.4 Su havzalarının daha iyi korunabilmesi için yönetim planlarının oluşturulması
AMAÇ 3: Suyun Yönetiminde Muğlalıların Söz Sahibi Olmasının Sağlanması
3.1 Su bütçesinin ve politikalarının oluşturulmasına, karar alma süreçlerine Muğlalıların etkin katılımının sağlanması
3.2 MUSKİ yönetiminin şeffaflığının sağlanması
3.3 MUSKİ yönetiminin hesap verebilirliğinin sağlanması