Muğla’da yurttaşlar; suyun ticarileştirilmesine ve su kaynaklarına zarar verilmesine karşı ‘Muğla Su İnisiyatifi’nin kurulduğunu duyurarak, “Su, insan dahil tüm canlıların yaşam unsuru ve doğanın hakkıdır” dedi.
Muğla’da yurttaşlar; su ile su havzalarının ticarileştirilemeyeceğini, suya el konulamayacağını ve zarar verilemeyeceğini belirterek, tüm canlıların su hakkını savunmak amacıyla ‘Muğla Su İnisiyatifi’ni kurduğunu duyurdu.
Muğla Su İnisiyatifi’yle ilgili yapılan açıklamada, “Çok değil, henüz su kaynaklarının sonsuz olduğuna inanıldığı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin imzalandığı 1948 yılında, suyu insan hakkı olarak tanımak kimsenin aklından bile geçmemişti” ifadeleri dile getirildi.
“2010’DA, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SU HAKKINI İNSAN HAKKI OLARAK TANIDI”
Açıklamada; aradan geçen 60 yıllık sürede, su varlıklarının sermaye tarafından kuşatıldığı, su kaynaklarının hızla yok edilmeye ve kirletilmeye başlandığı belirtilerek, şu sözlere yer verildi:
“Tüm canlıların yaşamı için gerekli olan suyun azalmasından en çok etkilenen halklar ayağa kalktılar ve suyun insan hakkı olarak tanınması için büyük bir mücadele başlattılar. 2010 yılına gelindiğinde, Birleşmiş Milletler nihayet su hakkını insan hakkı olarak tanıdı.”
Yasal kazanımının bir değişiklik sağlayamadığı belirtilen açıklamada, “Ancak bu yasal kazanım, su kaynakları etrafında devlet sermaye işbirliğinde yürütülen kuşatmanın önüne geçmek için yeterli olmadı. Bu kuşatma kaldırılamadığı sürece, gelecekte dünyayı çok daha kötü günlerin beklediği de ortada. Su savaşları çoktan başlamış durumda” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada; adaletsiz su yönetiminin sonuçlarını yurttaşların her yıl daha derinden hissettikleri belirtildi.
“DSİ TARAFINDAN SULARIN TERMİK SANTRALLERE TAHSİS EDİLMESİ NEDENİYLE SUSUZLUK YAŞANDI”
Milas ile Bodrum bölgesinde 2023 yılının yazında yaşanan susuzluğun sebebinin, yeraltı ve baraj sularının Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından termik santrallere tahsis edilmesi olduğu söylenen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Muğla’nın birçok ilçesinden sivil toplum örgütleri ve doğa dostları bu haksızlığa karşı çıkmak üzere bir araya geldik. 8 Kasım 2023 tarihinde yaptığımız basın açıklamasında, Muğla’nın su bütçesinden bu şirketlere bedava kullandırılan suyun, öncelikle insanların ve tüm canlıların hakkı olduğunu söyledik ve DSİ’yi protesto ettik.”
Açıklamada; İnisiyatifin ve yurttaşların, DSİ’den termik santralleri işleten şirketlerle yaptıkları su tahsisi protokollerinin iptal edilmesini istedikleri belirtilerek, bunun için DSİ’ye dilekçeler verdikleri aktarıldı.
“SU HAKKIMIZA EL KONULMASI, YALNIZCA TERMİK SANTRALLERE SU TAHSİSLERİYLE SINIRLI DEĞİL”
Açıklamada, su hakkına el konulmasının, yalnızca termik santrallere su tahsisleriyle sınırlı olmadığı vurgulandı. Kamusal varlık olan suyun özelleştirilerek metaya dönüştürülmesinin başka birçok boyutu olduğuna değinilen açıklamada, şu ifadeler dile getirildi:
“Su kaynaklarının suyu şişeleyerek satmak üzere özelleştirilmesi, maden şirketlerine sınır tanımaksızın verilen ruhsatlarla akiferlerin, onları koruyan ormanların, akarsuların yok edilmesi, endüstriyel kullanımla suyun kirletilerek doğaya geri bırakılması gibi birçok sorunu bir arada yaşıyoruz.”
“AMACIMIZ; SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE, SUYA EL KONULMASINA VE ZARAR VERİLMESİNE KARŞI MÜCADELE ETMEK, YAŞAMI SAVUNMAKTIR”
Termik santrallerin suyu kullanması üzerine yurttaşların bir araya geldikleri belirtilen açıklamada, “Bu çok boyutlu el koymaya karşı güçlü bir mücadelenin gerekliliğini değerlendirerek, birlikteliğimizi örgütlü bir mücadeleye dönüştürmek üzere çalışmalarımızı sürdürdük” ifadeleri kullanıldı.
Kuruluş çalışmalarını tamamladıklarını duyurdukları açıklamada, “Muğla, Türkiye ve dünya genelinde suyun ticarileştirilmesine, sulara, sucul sistemlere el konulmasına, zarar verilmesine karşı, politik bir perspektifle mücadele etmek, yaşamı savunmaktır” denilerek, talepleriyle ilgili şu sözlere yer verildi:
Talebimiz, bir parçası olduğumuz doğanın, canlıların somut yaşam içindeki karşılığı Muğlalılar olarak, Muğla’nın suyunun bugünü ve geleceği hakkında, yörede yaşayanlarla birlikte karar vermektir.
Bu amaçla yürüteceğimiz mücadelemizde şu ilkeleri temel alıyoruz:
Su, insan dahil tüm canlıların yaşam unsuru ve doğanın hakkıdır; satılamaz, su ve su havzası ticarileştirilemez, el konulamaz, su kaynaklarına zarar verici faaliyetlere izin verilemez.
Ekosistemleri besleyen su havzalarının suyu, ekosistemlerin dengesini bozacak şekilde başka yere taşınamaz.
Suyun yönetimi politiktir. Su eylemliliğinin politik yönünü insanların ve ekosistemlerin ihtiyaçlan belirler; hiçbir siyasi parti, oluşum, gerçek veya tüzel kişi belirleyici değildir. Suyun nasıl yönetileceğine halkın karar vermesi esastır.
Muğla Su Inisiyatifi, işleyişinde katılımcılığı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alır, katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda kararları birlikte üretir, çoğulcu anlayışla çalışmalarını yürütür.
“SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNİN, SU KAYNAKLARINA EL KONULMASININ YALNIZCA MUĞLA’NIN SORUNU OLMADIĞININ FARKINDAYIZ”
Açıklamada; suyun ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla’da ya da Türkiye’de değil dünyanın her yerinde yapılmaya çalışıldığının farkında oldukları belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Devletin sermaye ile el ele belirlediği politikalarla, müştereklerimiz sermayenin kullanımına sunuluyor. Kamusal varlık olan su kaynaklarının ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla’nın değil ülkemizin, dünyanın sorunu olduğunun farkındayız.”
“‘YERYÜZÜNÜN TÜM CANLILARIN ORTAK YAŞAM ALANI OLARAK KALMASI İÇİN’ YÜRÜTÜLEN MÜCADELELERDEN AYRI DURMAMIZ SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Açıklamada; İnisiyatifin ve yurttaşların, su için verilen mücadelen geri durmayacakları belirtilerek, “Bu anlamda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde ‘yeryüzünün tüm canlıların ortak yaşam alanı olarak kalması için’ yürütülen mücadelelerden ayrı durmamız da söz konusu olamaz” sözleri dile getirildi.
Ayrıca açıklamada, son olarak şu ifadelere yer verildi: “Muğla’daki tüm sivil toplum örgütlerini ve yurttaşları ortak su hakkı mücadelemizi büyüterek bir ‘kent savunması’na dönüştürmek üzere omuz vermeye davet ediyoruz. Su hakkımızı birlikte savunacağız!”