Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Bodrum’un su sorununu çözmek amacıyla 8 Ocak 2024 tarihinde Geyik Barajı’nı satın aldığını açıklaması üzerine Muğla Su İnisiyatifi açıklama yaparak, “Geyik Barajı zaten kamunundur. Halk adına böyle bir kirli ticarete girmenize onay vermiyoruz!” dedi.
Muğla Büyük Şehir Belediyesi, 8 Ocak 2024 tarihinde Bodrum’un su sorununu çözmek amacıyla Geyik Barajı’nı satın alınmasının planlandığını açıklamıştı. Bunun üzerine, Muğla Su İnisiyatifi konuyla ilgili açıklama yaparak, Geyik Barajı’nın kamuya ait olduğunu ve bedelsiz olarak kamuya iade edilmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, Geyik Barajı’nın Sarıçay üzerinde içme suyu temin etmek amacıyla 1986-1988 yılları arasında devlet tarafından inşa edildiği belirtilerek, “Ancak barajda toplanan sular Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Yeniköy Termik Santrali’ne (Yeniköy TSE) türbinlerini soğutması için tahsis edilmiştir” denildi.
“YASAYA AYKIRI OLARAK İŞLETİLEN TERMİK SANTRALE SU SAĞLANMASI NEDENİYLE SUSUZLUK YAŞIYORUZ”
Yeniköy Termik Santrali ile Kemerköy ve Yatağan termik santrallerine 1996 yılında İdare Mahkemesi tarafından kapatma kararı verildiğini, bu kararın 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AIHM) tarafından da onaylandığını hatırlatılan açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Yani 28 yıldır yasaya aykırı olarak işletilen bir termik santrale su sağlanması nedeni ile yaşadığımız susuzluktan söz ediyoruz. Su Tahsisleri Hakkındaki Yönetmeliğin 7. Maddesi, suyun kullanımında halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacını en başa koymuştur.”
MADDE 7 – (1) Suyun miktarı, kalitesi, havzanın özelliği, zorunlu ihtiyaçlar ve şartlar başka türlü bir çözüm yolu gerektirmedikçe, su kaynaklarının kullanım amaçlarında aşağıdaki öncelik sırası uygulanır:
a) İçme ve kullanma suyu ihtiyacı.
b) Çevresel su ihtiyacı.
c) Tarımsal sulama ve su ürünleri yetiştiriciliği.
ç) Enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçları.
d) Ticari, turizm, rekreasyon, madencilik, taşıma, ulaşım ile sair su ihtiyaçları.
(2) Su kaynağının yeterli olması halinde, havza planları çerçevesinde kaynağın birden fazla amaçla kullanımına öncelik sırası gözetilerek izin verilebilir.
Su Tahsisleri Hakkındaki Yönetmelik Madde 7 – Suyun kullanımında öncelik sırası
“DSİ SUYU YÖNETMELİĞE AYKIRI OLARAK YENİKÖY TSE’YE VERMEKTEDİR”
Açıklamada, yurttaşların su ihtiyacının öncelikli karşılanması gerektiğinin mevzuatta açık bir şekilde belirtildiği aktarılarak, “DSİ suyu yönetmeliğe aykırı olarak Yeniköy TSE’ye vermektedir. Yasadışı işletilen bir termik santrale yine yasaya aykırı olarak su tahsisi yapılıyor” ifadeleri kullanıldı.
Anayasa’nın ayaklar altına alındığı bir süreçten geçildiği dile getirilen açıklamada, “Bu hukuksuzlukları adeta ‘normal’ kabul etmemiz isteniyor. Doğanın, insanların yaşam hakkı olan su hukuksuz bir şekilde özel şirketlere verilirken, halkın temsilcisi olarak seçtiğimiz Muğla Büyükşehir Belediyesi yönetimi bu sorunun neresinde durmaktadır?” denildi.
Açıklamada, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Bodrum’un su sorununu çözmek amacıyla Geyik Barajı’nı satın aldığını açıklamasına değinilerek, şu sözlere yer verildi:
“Peki, kimin parası ile? Elbette ki Muğlalıların… Suyun on yıllardır bölge halkını susuzluğa mahkum ederek hukuksuzca çalıştırılan termik santrallere peşkeş çekilmesine ses çıkarmayan Belediye Yönetimi davacı olmak yerine adaletsizlik kervanına katılarak bizlere yeni bir bedel ödetmeye hazırlanıyor.”
“SU YAŞAM HAKKIMIZDIR, TİCARET KONUSU OLAMAZ”
Muğla Su İnisiyatifi olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne seslenilen açıklamada, “Su yaşam hakkımızdır, ticaret konusu olamaz. Geyik Barajı zaten kamunundur ve daha fazla bedel ödemek istemiyoruz. Paramızın nereye harcanacağına biz karar veririz, halk adına böyle bir kirli ticarete girmenize onay vermiyoruz!” denildi.
Açıklamada “Suyun ticarileşmesine hayır diyelim” ifadelerine yer verilen açıklamada, son olarak şu sözler dile getirildi:
“Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni ve tüm Muğla ilçe belediyelerini Muğla halkı ile birlikte ortak tavır almaya çağırıyoruz. Gelin hep birlikte suyun ticarileştirilmesine hayır diyelim. Suyun tüm canlıların yaşam hakkı olduğu ilkesi temelinde halktan ve yaşamdan yana yer alın; Anayasayı, yasayı yok sayanlarla aynı safta yer almayın!”
