Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, Türkiye’de kadınların seçme seçilme hakkını kazandığı 5 Aralık 1934’ün yıldönümünde yaptığı açıklamada, Meclis’teki kadın milletvekili oranlarının düşüklüğüne vurgu yaparak eşitliğin yalnızca kağıt üzerinde kaldığını, bu durumun değişmesi için ise mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandığı 5 Aralık Kadın Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı.
Açıklamada, Türkiye’de kadın hareketinin eşit yurttaşlık hakkı için verdiği mücadele ve geliştirdiği politikalar sonucunda öncelikle 1930 yılında 1580 sayılı yasa ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındığı belirtildi. İzleyen sürece ilişkin ise şu belgiler verildi:
“1933 yılında Köy Kanunu’nun 20. ve 25. maddelerinde yapılan değişiklikle kadınlara muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
5 Aralık 1934‘te ise, 1924 Anayasası’nın 10. ve 11. maddelerinin değiştirilmesi için verilen yasa teklifi, oylamaya katılan 258 milletvekili tarafından oybirliği ile kabul edilerek 2598 sayılı yasa ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Hemen akabinde yapılan 8 Şubat 1935 seçimlerinde 17 kadın TBMM’ye milletvekili seçilmiştir.”
“BUGÜN KÂĞIT ÜZERİNDE EŞİT OLAN KADINLARIN FİİLİ OLARAK ‘EŞİT YURTTAŞ’ OLAMADIKLARI AÇIKTIR”
Açıklamada, Anayasa’da ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşması sonucu, 5 Aralık tarihinin “Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmaya başladığı belirtilerek, “Bugün ise nüfusumuzun yarısı kadınlardan oluşmasına rağmen kâğıt üzerinde eşit olan kadınların fiili olarak ‘eşit yurttaş’ olamadıkları açıktır” dendi.
Erkek egemen sistem tarafından kadınlara fırsat eşitliğinin sağlanmaması, kadın istihdamının artırılmaması, siyasi karar alma mekanizmalarında kadınlara yer verilmemesine yönelik politikaların devam ettirildiği vurgulandı.
“KADININ SEÇİLME HAKKI FİİLEN ASKIYA ALINMAKTADIR”
Meclis’te 2023 yılındaki milletvekilleri sandalye dağılımında kadın vekillerin oranının yalnızca yüzde 19,83 olduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye’nin o dönemde parlamentodaki kadın sayısı oranıyla dünyada ikinci sırada yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, kadınların kazanılmış haklarına yönelik artan sistematik saldırıya işaret edilerek bu saldırının sonuçlarına ilişkin şunlar söylendi:
“Kadınların siyasete katılım hakkının sağlanmasından uzaklaşılmakta, kadın politikalarını öncelemek yerine kadın aleyhine politikalar yürütülmekte, seçimlerde kadınları seçilemeyecek şekilde son sıralara yerleştirerek kadının seçilme hakkı fiilen askıya alınmaktadır.”
“81 İLİN 30’UNDA HİÇ KADIN MİLLETVEKİLİ YOK”
14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonuçlarının bu politikanın ispatı niteliğinde olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu veriler sıralandı:
“2023 yılında yapılan son genel seçim sonuçlarına göre TBMM’nde yalnızca 119 kadın milletvekiline karşılık tam 481 erkek milletvekili olduğu gibi, 81 ilin 30’unda hiç kadın milletvekili yoktur. Siyasi katılımda eşitlik bir yana yüzde 20’ye bile erişemeyen bu istatistikle Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde dünyada 133. sırada yer almaktadır.”
2024 yılındaki yerel seçimlere işaret edilen açıklamada, kadınların siyasete katılımı ve gerçek eşitliğin sağlanması için belediye başkan adaylığı, belediye meclis üyeliğinde ve muhtar seçimlerinde eşitliğin önemsenmesi istendi.
Ayrıca, “Kazanılmış hakları doğrultusunda kadının eşit şekilde seçilme sürecine dahil edilmesini ve Cumhuriyet tarihi boyunca sadece yazıda kalan eşitliğin gerçek eşitliğe ulaşmasını talep ediyoruz.” dendi.
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Açıklamada son olarak, Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nda yer alan avukatların eşitlik mücadelesini sürdüreceği şu ifadelerle vurgulandı:
“Her türlü toplumsal geri adımın karşısında durmaya, kadınların haklarını ve kazanımlarını yok sayan politikalara karşı çıkmaya, kadının insan haklarının önündeki engellerin kalkması ve kadın erkek eşitliğini sağlayacak toplumsal dönüşümün sağlanması için gerekli adımları atmaya, mahkemelerde cinsiyetçi yargıya, mevzuat çalışmalarında kadınlar aleyhine yapılması planlanan düzenlemelere karşı dün olduğu gibi bugün de çalışmalarımızı ve mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”