Muğla Barosu 2022 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKU) Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Muğla Barosu 2022 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı bugün (08 Ekim) gerçekleştiriliyor. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKU) Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya yeterli çoğunluk sağlanması ile birlikte başlandı.
Olağan Genel Kurul’un yönetimi için divan başkanlığı seçimi gerçekleştirilirken, Divan Başkanı’nın konuşması ile toplantıya devam edildi.
Daha sonra Muğla Barosu Başkanı Avukat Cumhur Uzun kürsüye gelerek konuşmasını gerçekleştirdi.
“ÜLKEMİZ, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR”
Konuşmasında hukuk devleti vurgusu yapan Uzun, “Halen yürürlükte olan Anayasa’mıza göre ülkemiz, sosyal bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin temel özelliği; yurttaşların önceden belirlenmiş normlar nedeniyle kendilerini hukuki güvencede ve öngörülebilir bir adalet anlayışı içinde yaşatmasıdır” dedi.
“BUGÜNE KADAR TBMM’DEN YÜRÜTMENİN TALEP ETMEDİĞİ TEK BİR YASA ÇIKAMADI”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte kuvvetler ayrılığına aykırılık oluşturulduğuna dikkat çeken Uzun, “Hepimizin bildiği gibi 16 Nisan 2017 tarihinde hükümet sistemimizi de değiştiren bir Anayasa değişikliği oldu. Bu değişiklik ile getirilen hükümlerin yürütmenin mutlak vesayeti ile sonuçlanacağını, yasamanın yürütmenin sekreteryası gibi çalışacağını, yargının ise yürütmenin etki alanında bağımsız ve tarafsız kalamayacağı ve bu halin de kuvvetler ayrılığına aykırılık oluşturacağını bildirmiştik. Bu konuda yanılmayı çok istemiş olmamıza rağmen ne yazık ki gelinen noktada tüm kaygılarımız haklı çıktı ve bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) yürütmenin isteyip, talep etmediği tek bir yasa çıkamadı” ifadelerini kullandı.
“TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN ANAYASAL GÜVENCELERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ”
Cumhurbaşkanı karar ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını ve AYM’nin bu konudaki kararının tanınmamasını eşleştiren Uzun, “Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını tanımayan ve saygı da duymadığını açıklayan yürütmenin başının bu sözlerinden sonra alt mahkeme AYM’nin kararını tanımadı ve kendisinin hukuka aykırı olduğu tespit edilen kararında ısrar ile yürütmenin sözüne kulak verdi. Çok taraflı bir uluslararası sözleşmeden, İstanbul Sözleşmesi’nden TBMM karari ile yürürlüğe girdiği halde sadece Cumhurbaşkanı kararıyla çıkma bildiriminde bulunulabildi. Temel hak ve özgürlükler, çok tehlikeli ve Anayasa’mıza aykırılık oluşturacak şekilde kısıtlanıp, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceleri görmezden gelindi” diye konuştu.
“HUKUK DEVLETİNDEN HIZLA UZAKLAŞILDI”
Hukuk devletinden gittikçe uzaklaşıldığına dikkat çeken Uzun, “Bunlar ve bunlar gibi Anayasa’mıza aykırı uygulamalar ile hukuk devletinden hızla uzaklaşıldı. Hukuk devleti tüm yurttaşlarımız için elbette ki çok değerlidir ama biz avukatlar için hukuk devleti bizim varlık sebebimizdir. Hukuk devleti olmayan bir ülkede avukatın hiçbir değer ve önemi yoktur” dedi.
“HUKUK DEVLETİNDEN KOPUŞLARA ENGEL OLUNMASI İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR”
Türkiye’nin yeniden bir hukuk devleti olması için var güçleriyle çalışılması gerektiğini vurgulayan Uzun, “Hukuk devleti yok olduğunda avukatın yaptığı görevler; siyasi ilişki kurucularına, ahbap tanıdık ilişki düzenleyicilerine kalacak ama hepsinden önemlisi de keyfilik inanılmaz boyutlara ulaşacaktır. Bu ülkede yüreğinde sevgi ve umut taşıyan her hukukçunun yani hepimizin ülkemizin hukuk devleti olması için, hukuk devletinden kopuşlara engel olunması için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“YARGI; YÜRÜTMENİN, GÜCÜN SOPASI HALİNİ ALMIŞTIR”
Yıllar geçtikçe yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının değişime uğradığını söyleyen Uzun, son 10 yılda yargının yürütmenin sopası haline geldiğini ifade ederek, “Bundan 30 yıl önce yargıya kimse talimat veremez ve telkinde bulunamazken ve hatta en küçük bir imtiyaz ricasında dahi bulunmanın ters etki ve zararını görmekteyken yargının sadece ve sadece maddi gerçekle davanın delilleriyle adaleti tesis ederken; her geçen gün aşındırılan tarafsızlık ve bağımsızlık anlayışı yüzünden son 20 yıldır önceleri yaratılmış deliller ile ikna edilmiş görünmeye ve buna dayanarak adalet tesis ettirmeye başlanmış, son 10 yılda ve bugüne kadar olan sürede ise yaratılmış delil ile inandırılmış olmasına bile gerek kalmadan tamamen yürütmenin telkin ve talimatlarına uyarak gerçek adalet yerine talep edilen adalet anlayışına aracılık eden bir anlayışla yürütmenin, gücün sopası halini almıştır. Üzülmemek ve kahrolmamak elde değildir. Ancak üzülüp küserek, kenara çekilerek, izleyerek ve yakınarak da seyredecek değiliz. Biz avukatlar, verilmeyen hakların alınmasında, haksızlığa uğrayanların savunulmasında var olduk. Burada da adaletten, doğrudan, haktan ve hukuktan yana hep var olacağız” dedi.
Av. Cumhur Uzun’un konuşmasının ardından Muğla Barosu faaliyet raporu hazırlanan video ile sunulurken, Bilanço ve denetleme raporları da okundu.
“BELKİ DE TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK SANSÜR YASASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Toplantıda söz alan CHP Muğla Milletvekili Avukat Burak Erbay ise; konuşmasının başında TBMM’de görüşülen Dezenformasyon Yasası’na değinerek, “Öyle bir iktidar, öyle bir yönetim anlayışı var ki; bütün görüşleri kısıtlayan, o görüşlerin ifade edilmesi ile mücadele eden, bu doğrultuda tavır geliştiren bir iktidar ile karşı karşıyayız. Şu anda gündemde olan, interneti kısıtlayan, yarın bir gün sosyal medyada paylaşım yaptığınız için hapis cezası alabilmenizin önünü açan, belki de Türkiye tarihinin en büyük sansür yasası ile karşı karşıyayız. Buna karşı komisyonlarda, Meclis’te mücadele ediyoruz. Daha önce de avukatlık yasası gündeme geldiğinde meslekte 20 yılını tamamlamış avukat ve baro başkanlarımızın Meclis’e girmesi engellenmişti. Onların görüşlerini ifade etmesi engellenmişti. Buna karşı kapıda çok büyük mücadele verdik. Başaramayınca onlarla birlikte sabaha kadar bankların üstünde yatarak en azından o sesi Türkiye gündemine getirmeye çalıştık. Böyle bir mücadele veriyoruz” dedi.
“BEN BAŞARILI ÇIKACAĞIMIZA İNANIYORUM”
Çağdaş muasır medeniyet seviyesine ulaşan bir Türkiye için önümüzdeki günlerde bir sınav vereceklerini söyleyen Erbay, “Önümüzdeki günlerde, Türkiye’nin önemli bir yol ayrımında olduğunu ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet’in kurumlarının erozyona uğratıldığı, yok edilmeye çalışıldığı bir süreç, bir sınav vereceğiz. Bu sınavdan en iyi şekilde, demokrasi anlamında; Cumhuriyet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği ve hedef gösterdiği çağdaş muasır medeniyet seviyesine ulaşan, bu doğrultuda giden bir Türkiye yaratmak adına önemli bir sınav vereceğimize ve başarılı çıkacağımıza ben inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“MUĞLA BAROSU’NA MUĞLA’NIN YAŞANABİLİR KENT OLMAYA DEVAM ETMESİ ADINA BÜYÜK GÖREV DÜŞTÜĞÜNE İNANIYORUM”
Muğla’nın yaşanabilir kent olmaya devam etmesi adına Muğla Barosu’na büyük görev düştüğünü ifade eden Erbay, “Muğla ilimiz gerçekten dünya cenneti bir yerimiz. Tarım ve turizmle öne çıkan bir ilimiz ama çok kirli oyunlar oynanıyor Muğla’mızda. Buna karşı özellikle avukat meslektaşlarımıza ve tabi ki Muğla Barosu’na gelecek arkadaşlara çok büyük görev düşecek. Ben bu konuda parti fark etmeksizin Muğla sevdasıyla bakan bir kardeşinizim. Muğla’nın yaşanabilir kent olması, çocuklarımızın da bu güzelliklere aynı şekilde yaşaması adına büyük mücadele veriyoruz. Bu noktada, bunu özellikle vurgulamak için söz aldım. Muğla Barosu’na, Muğla’nın yaşanabilir kent olmaya devam etmesi, elmas gibi parlamaya devam etmesi adına büyük görev düştüğüne inanıyorum” diye konuştu.