Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen Muğla Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü’nde yapılan açıklamada, “Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü ve eşit bir hayatı yaratmak için alanlarda olacağız ve güzel yarınlara olan inancımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” denildi.
Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından düzenlenen Muğla Adalet ve Demokrasi Yürüyüşü bugün (3 Aralık) gerçekleştirildi.
Menteşe Akyol Pazaryeri’nden başlayan yürüyüş Muğla Adliyesi’ne kadar devam ederken, Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamayı, Muğla Emek ve Demokrasi Güçlerinden Haluk Özsoy okudu. Açıklamada, iktidarın uygulamalarından dolayı gayrimeşru olduğu ifade edilerek, “Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü ve eşit bir hayatı yaratmak için alanlarda olacağız ve güzel yarınlara olan inancımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerine yer verildi.

“ARTIK MEŞRU DEĞİLSİNİZ!”
Eşit, adil ve demokratik bir yaşam kurmak için yola çıktıkları vurgulanan açıklamada, “Her yurttaşın hakkı olan eşit, adil, demokratik ve özgür bir yaşamı kurmak için yola çıkıyoruz. Artık olmamız gereken yerde yani meydanlardayız ve hep bir ağızdan hakikati haykırıyoruz: Toplum sözleşmemizi ihlal ettiniz. Bağımsızlığımızın bir kısmından hukukun üstünlüğü güvencesiyle vazgeçiş akdimize ihanet ettiniz. Artık meşru değilsiniz! Seçilmiş iktidar olarak yasal olabilirsiniz ama siyasi, ekonomik, ekolojik, toplumsal çoklu krizin nedeni olarak gayrimeşrusunuz” denildi.
“MÜCADELE, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NİN ADIDIR”
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin mahkeme kararıyla görevden alınmasına değinilen açıklamada, “31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve merkez konseyi üyelerini görevden alma kararının halkta bir karşılığı yoktur, kabul etmiyoruz. Unutulmamalıdır ki eşitlik yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, adalet yoksa, sağlık yoksa mücadele haktır! Ve mücadele, Türk Tabipleri Birliği’nin adıdır! Kimsenin bir darbe yasasıyla, darbe yargısıyla TTB’nin başına kullanışlı kuklaları yerleştirip mücadeleden düşürme hakkı ve şansı yoktur. Emre amade yargı kararlarını kullanarak demokratik yapılara yönelttiğiniz darbe girişimlerinizle gayrimeşrusunuz” ifadelerine yer verildi.
“SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI YOK SAYDIĞINIZ İÇİN GAYRİMEŞRUSUNUZ”
Belediyelere atanan kayyumlar ve hapse giren Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri gündeme getirilen açıklamada, “Kayyımlar atayarak seçilmiş -başta eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere- HDP milletvekillerini, belediye başkan ve meclis üyelerini düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehine tutarak milyonlarca insanın en temel anayasal hakkı olan seçme ve seçilme hakkını yok saydığınız için gayrimeşrusunuz” denildi.
“ÇHD’Lİ AVUKATLARI REHİN TUTTUĞUNUZ İÇİN GAYRİMEŞRUSUNUZ”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyeleri hakkında da ifadelerde bulunulan açıklamada, “Daha iyi bir yaşam umuduyla sendikal mücadele verdikleri için işten atılan, fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda yoksun güvenlik nedeni ile katledilen emekçilerin haklarını savunan -başta Selçuk Kozağaçlı olmak üzere- ÇHD’li avukatları düzmece mahkemelerde, düzmece delillerle rehin tuttuğunuz için gayrimeşrusunuz” sözlerine yer verildi.

“CAN ATALAY’I REHİN TUTTUĞUNUZ İÇİN GAYRİMEŞRUSUNUZ”
Gezi Davası tutukluları ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’a da değinilen açıklamada, şunlar söylendi:
“Yaşam alanlarını savunmak isteyen yüzbinlerin sahip çıktığı gezi direnişini yasadışı göstererek geziyi savunan, her biri birbirinden değerli yaşam savunucularını düzmece mahkeme ve delillerle, Anayasa’yı da çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayrimeşrusunuz.
Gezi direnişinin ve ezilenlerin avukatı TİP milletvekili Can Atalay’ı milletvekili olarak seçilmesine rağmen Anayasa’yı çiğneyerek rehin tuttuğunuz için gayrimeşrusunuz.
Askeri vesayeti yok edeceğim diyerek ordu içinde size biat etmeyenleri, o zamanki ortağınızla birlikte düzmece mahkemelerde düzmece delillerle mahkum ettiğiniz, önceden planlı darbe düzenlemelerini bahane ederek yüzbinlerce insanı işinden, aşından, özgürlüğünden yasadışı biçimde yargısız mahkum ettiğiniz için gayrimeşrusunuz.”

“HEP BİRLİKTE GELECEĞE YÜRÜYELİM!”
İnançlarından ve mücadelelerinden asla vazgeçmeyecekleri vurgulanan açıklamada, şu ifadelere verildi:
“Bugün meydanlarda/sokaklarda olan, emekten, özgürlükten, demokrasiden, adaletten yana olan bizler:
En temel insan hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesini kabul etmiyoruz.
Bir avuç sermaye sahibi yandaşla ilişkiler içinde, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını rahatça talan edebilmek uğruna, emrindeki bürokrasi ve kolluk güçlerine ilaveten yasaları ve hukuku hiçe sayarak yargı güçlerinin işini, toprağını, suyunu, ormanını, şehrini korumak isteyenlere karşı silah gibi kullanılmasına seyirci kalmayacağız.
Üniversite gençlerinin yoksunluk ve yoksulluktan intihar etmelerine, evine bir lokma ekmek götürebilmek için iş arayan, asgari ücretle çalışıp yaşam mücadelesi veren emekçilerin, ürünü para etmeyen, her geçen gün yoksullaşan köylülerin, emeklilerin bu durumuna sessiz kalmayacağız.
Bu ülkenin en büyük zenginliği olan farklı dil, din, inanç sahibi insanların on yıllardır yok sayılmalarını, baskı ve zulüm ile asimile edilmeye çalışılmalarını, katledilmelerini ve buna yol açan tekçi anlayışı reddediyoruz.
Din kisvesi altında bize biat ve şükür kültürü dayatan anlayışı kabul etmiyoruz.
Yargı organları içine yerleştirdiğiniz, hukukun temel ilkelerini dahi hiçe sayan kuklalarınız aracılığı ile yargı organlarını karşı karşıya getirip buradan fırsat çıkartarak bireysel haklarımızın tamamen yok edildiği bir anayasa girişimine izin vermeyeceğiz.
Meydanlara çıkıyoruz çünkü sofradan aşın, yüreklerden umudun eksilmesini istemiyoruz! İnsanların umuduna göz konulmasına, geleceklerinin ellerinden alınmasına karşıyız.
Başka türlü bir hayatın; yani eşit, özgür, demokratik ve laik bir hayatın hem de mutlulukla yaşanan bir hayatın mümkün olduğunu biliyoruz. Muğla’dan yaktığımız çoban ateşi ile gerek ulusal gerekse yerel yönetimler elindeki erkin şirketlerin, sermayenin hizmetine sunulmasına dur diyoruz.
Ayağa kalkın!
Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü ve eşit bir hayatı yaratmak için alanlarda olacağız ve güzel yarınlara olan inancımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.
Hep birlikte Geleceğe Yürüyelim!”