Muğla’daki termik santrallerin yargı kararlarına rağmen çalıştırılmaya devam etmenine karşı, bu santrallerin kapatılması talebiyle, “Muğla Adalet Kervanı” başlatıldı. Kervana katılan yurttaşlardan hukukçu Güngör Erçil, taleplerini ve katılma gerekçelerini Gündem Fethiye’ye anlattı.
Haber: Burak Necip Başar
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için “Muğla Adalet Kervanı”nı başlattı.
Datça’dan 20 Ekim 2023 tarihinde yapılan basın açıklaması ile başlayacak Kervan’ın; sırasıyla Marmaris, Gökova, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ve Ören duraklarının ardından 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması ile sonlanması planlandı.
Yurttaşlar taleplerini ve etkinliklerini, süreci izlemek ve okuyucularına aktarmak için Kervan’a katılan Gündem Fethiye’ye anlattı.
MUÇEP Datça Meclisi Gönüllüsü Güngör Erçil, konuşmasında, Aydın İdare Mahkemesi’nin Muğla’daki termik santrallerin kapatılmasına karar verdiğini fakat Türkiye’nin elektriğe ihtiyacı var denilerek bu kararın tanınmadığını dile getirdi.
Aydın İdare Mahkemesi’nin Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için 1997 yılında verdiği karar Danıştay tarafından onaylanmıştı. Türkiye, Danıştay kararını uygulamadığı için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmişti.
Kararın uygulanmamasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidildiğini belirten Erçil; AİHM’in 2005’te Türkiye’yi mahkûm ettiği, santrallerin kapatılmasına dair ‘mahkeme kararlarını uygulayın’ dediğini belirtti.
“ARADAN 13 YIL GEÇTİĞİ HALDE YARGI KARARLARI UYGULANMIYOR, TERMİK SANTRALLER ÇALIŞTIRILIYOR”
Ayrıca Erçil, aradan 13 yıl geçmesine rağmen mahkeme kararının uygulanmadığını söyledi. Erçil; AİHM’in durumu idari organlara bildirdiğini, Avrupa Komisyonu’nun bu kararın gereğinin yerine getirilip getirilmediğini hala denetlemeye devam ettiğini söyledi.
Erçil, “Türkiye bir hukuk devleti ise anayasasında öyle yazıyor, Mahkeme kararlarının uygulanması gerekir” ifadelerini kullandı.
“SANTRALLER DATÇA’YA DA ZARAR VERİYOR”
Erçil, Kervan’ın ilk gününde, Datça’da iki ekip oluşturularak köylere gidildiğini anlattı. Kendisinin de bir ekipte olduğunu ve o ekiple birlikte Yazıköy’e ile Palamutbükü’ne gittiklerini dile getirdi ve Yazıköy’de konuşulanlara ilişkin şunları söyledi:
“Yazıköy’de şu ifade edildi: Aslında santraller buraya da rüzgar dolayısıyla zarar veriyorlar. Buradaki tarımsal ürünlere de zarar veriyorlar. Yaşam alanlarını yok ediyor aslında. Akbelen Ormanı’nın, ağaçlarının kesilmesi bunun açık göstergesi. Şunu söyleyebilirim; tam rakam olmasa da 7 bin hektar civarında, yani 70 bin dönüm orman alanı yok edildi. Santrallere kömür sağlamak için, kömür madeni çukurları nedeniyle. Yaşam alanları bu şekilde yok ediliyor.”
“DOĞA İÇİN ADALET, TÜM EKOLOJİK VARLIKLAR İÇİN ADALET, AYNI ZAMANDA İNSAN İÇİN ADALET”
Adalet kavramını açıklayan Erçil; “Adalet aslında doğa için adalet, tüm ekolojik varlıklar için adalet aynı zamanda insan için adalet. Bu çeşitli şekillerde gündeme geldi. Bu 30-35 yıllık bir mesele, çeşitli şekillerde dediğim gibi bilimsel araştırmalara konu oldu ama temel şeyimiz mahkeme kararları uygulansın, Kervan’ın amacı bu” ifadelerini kullandı.
Dört ekoloji grubunun mahkeme kararları uygulanması için birlikte çalıştığını dile getiren Erçil, “Mahkeme kararlarına uyulmasını istiyoruz, temel sorun bu. Change.org’tan bir imza kampanyası başlatıldı, şu anda 10 bini aşkın sayıda imza atılmış halde; 12 bin civarında. Foruma katılamayan, Kervan’a katılamayan yurttaşların bu kampanyaya katılarak imza atmaları mümkün” dedi.
Uluslararası düzeyde neler yapıldığına değinen Erçil, Avrupa Birliği’nin çeşitli organlarına mektupların yazıldığını belirterek faaliyetlere dair şu bilgileri verdi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme gelmesi söz konusu olacak bu kervan etkinliğinin ve mahkeme kararlarının uygulanması etkinliğinin. Yani Kervan, kampanyanın tek etkinliği değil imza kampanyası da dahil olmak üzere. Avrupa Birliği organlarına, Avrupa Parlamentosu’na ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme getirilmesi söz konusu olacak.”
Kervanın örgütleyicileri “Muğla’daki Termik Santraller Neden Kapatılmalı?” sorusuna 10 maddede şöyle yanıt veriyor:
- Hukuk devleti ilkesi yargı kararlarının uygulanmasını gerektirir. Mahkemelerin verdiği kapatma kararı uygulanmıyor
- Türkiye’nin Muğla’daki santrallerin ürettiği elektriğe ihtiyacı yok
- Kamu kaynakları termik santrallere aktarılıyor
- Termik santraller usulsüz çevre izinleri ile çalıştırılıyor
- Termik santraller aşırı hava kirliliğine yol açıyor
- Termik santraller aşırı su tüketiyor
- Kömür sahaları köylerimizi yok ediyor, insanları göçe zorluyor
- Kömür sahaları ormanlarımızı yok ediyor
- Kömür sahaları zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı yok ediyor
- Termik santraller Muğla’da 68.000’den fazla insanın erken ölümüne neden oldu
Diğer yandan, MUÇEP’in Muğla’daki termik santrallerin kapatılması için 23 Ağustos 2023 tarihinde Change.org üzerinden başlattığı imza kampanyası hala aktif.
Kampanyaya imza vermek için buraya tıklayın