Yargının ‘kapatılmalı’ dediği Muğla’daki üç termik santralin bugün hala çalıştırılmasındaki hukuksuzluk ile bu süreçte santrallerin yarattığı ekolojik ve toplumsal yıkıma dikkat çekmek amacıyla yola çıkan “Muğla Adalet Kervanı”nın dördüncü durağı Menteşe oldu. Yurttaşlar yaptıkları basın açıklamasında termik santrallerin kapatılması taleplerini tekrar etti.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için başlattıkları “Muğla Adalet Kervanı” bugün (23 Ekim 2023) Menteşe’de çalışmalarına başladı.
Datça’da 20 Ekim’de başlayan ve sırasıyla Marmaris, Gökova, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ve Ören duraklarının ardından 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda sona erecek sekiz günlük süreci izlemek ve okuyucusu ile buluşturmak için Gündem Fethiye Kervan’a katıldı.
Sınırsızlık Meydanı’nda saat 11.00’de açılan stant ve bildiri dağıtımı ile başlayan çalışmaların ardından saat 12.30’da basın açıklaması yapıldı.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ‘KÜRESEL KAYNAMA ÇAĞININ’ BAŞLADIĞINI SÖYLEDİ”
Açıklama Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan iklim krizine karşı yapılan acil önlem çağrısı hatırlatılarak başladı ve şunlar söylendi:
“Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu yılın temmuz ayında New York’ta yaptığı basın toplantısında küresel ısınma çağının sona erdiğini, bunun yerine ‘küresel kaynama çağının’ başladığını söyledi.”
Açıklamada, Guterres’in sıcaklık artışını sınırlamak ve iklim değişikliğinin zararlı sonuçlarından kaçınmak için dünyaya acil önlem çağrısında bulunduğu dile getirilerek, “Önerdiği önlemlerin başında elektrik üretiminde kömür kullanımının acilen terk edilmesi ve bunun için 2030 yılına kadar bütün ülkelerin inandırıcı planlar ortaya koyması gelmektedir” denildi.
Türkiye’nin ise iklim krizi ile mücadele konusundaki uygulamaları eleştirildi ve Muğla’daki termik santrallerin yargının kapatma kararına rağmen çalıştırılıyor olması örnek gösterildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Ülkemizde küresel ısınmanın önlenmesi noktasında inandırıcı planlar koymak yerine miadı dolmuş, mahkemelerce kapatma kararı verilmiş termik santralların yaşatılması için devlet teşvikleri verilmektedir.
Muğla’daki üç termik termik santral hakkında 27 sene önce, 1996 yılında mahkemece verilmiş kapatma kararları olmasına rağmen santrallar çalışmaya devam etmektedir. Kapatılması için öngörülmüş bir takvim de yoktur.”
“Adil Geçiş” kavramına dikkat çekilen açıklamada, Muğla’daki termik santrallerde çalışnların da mağdur edilmeden, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO – International Labour Organization) de önerdiği adil geçiş tedbirlerinin alınarak santrallerin bir an önce kapatılması gerektiği söylendi.
ADİL GEÇİŞ NEDİR?
İklim İçin 350 Derneği ve Avrupa İklim Eğlem Ağı (CAN Europe) tarafından hayata geçirilen “Kömürün Ötesinde Milas” raporunda adil geçiş kavramına ilişkin şu bilgiler veriliyor:
“Tarihsel arka plan: Adil geçiş kavramı ilk olarak 1970’lerde sanayi kaynaklı çevre ve sağlık sorunlarına dikkat çeken işçi hareketleri ile gündeme geldi. 1990’lara gelindiğinde kavram, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) çevre mevzuatı ve kontrollerinin sıkılaşması ve hükümetin kirletici sanayilere yönelik önlemleriyle, işçi sendikaları çevre korumayı desteklerken istihdamın kaybolması riskine karşılık işçilere destek programı oluşturulması talebiyle yeni bir boyut kazandı. Amaç, kirletici sektörlerde çalışan işçilerin ve toplulukların işlerinin ve gelirlerinin korunması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlıklı bir çevrede yaşama imkanlarının sağlanmasıydı. Aynı dönemde ABD’de sendikal hareketin çevre adaleti hareketleriyle bağlantıları, somut işbirliklerine dönüştü, sendikalar ve çevre hareketinden gruplar Adil Geçiş İttifakı’nı (Just Transition Alliance, JTA) kurdu. ABD’de gündeme gelen adil geçiş konusu, küresel ölçekte yayılmaya başladı ve uluslararası müzakerelerin konusuna haline geldi.”
Raporu okuma için buraya tıklayın.
“TERMİK SANTRALLAR VE KÖMÜR OCAKLARI NEDENİYLE 23 KÖYÜMÜZÜN YOK EDİLDİ, 37 KÖYÜMÜZ DAHA YOK EDİLME TEHDİDİ ALTINDA”
Termik santraller ve kömür ocakları nedeniyle Muğla’da bugüne kadar 23 köyün yok edildiği, sekiz köyün tamamen 15 köyün ise önemli bir kısmının artık var olmadığı, maden ruhsatları yüzenden ise 37 köyün yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu hatırlatıldı. Köylülerin ise göz etmeye sefalete zorlandığına vurgu yapıldı.
“AKBELEN İÇİN DE İŞ İŞTEN GEÇMİŞ DEĞİL, AKBELEN’İ KURTARABİLİRİZ”
Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu hatırlatılarak, “Sadece Akbelen değil Çamköy, Karacahisar, Turgut ve ruhsat sahası içinde kalan bütün köy, mera ve ormanlarımız yok edilecektir. Akbelen için de iş işten geçmiş değildir, ağaçlar kesilmiş olabilir ama Akbelen orman vasfını korumaktadır. Bütün Muğlalılar olarak hep birlikte mücadele edersek, Akbelen’i kurtarabiliriz” dendi.
Açıklamada son olarak “Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, Akbelen’i, ormanlarımızı, su kaynaklarımızı, köylerimizi, zeytinlerimizi, arıcılığımızı, sağlığımızı korumak istiyorsak, fosil yakıtlı termik santrallar kapatılmalıdır. Termik santrallar kapatılmalı, Muğla cennet kalmalıdır!” talebi yinelendi.
Kervanın örgütleyicileri “Muğla’daki Termik Santraller Neden Kapatılmalı?” sorusuna 10 maddede şöyle yanıt veriyor:
- Hukuk devleti ilkesi yargı kararlarının uygulanmasını gerektirir. Mahkemelerin verdiği kapatma kararı uygulanmıyor
- Türkiye’nin Muğla’daki santrallerin ürettiği elektriğe ihtiyacı yok
- Kamu kaynakları termik santrallere aktarılıyor
- Termik santraller usulsüz çevre izinleri ile çalıştırılıyor
- Termik santraller aşırı hava kirliliğine yol açıyor
- Termik santraller aşırı su tüketiyor
- Kömür sahaları köylerimizi yok ediyor, insanları göçe zorluyor
- Kömür sahaları ormanlarımızı yok ediyor
- Kömür sahaları zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı yok ediyor
- Termik santraller Muğla’da 68.000’den fazla insanın erken ölümüne neden oldu
Diğer yandan, MUÇEP’in Muğla’daki termik santrallerin kapatılması için 23 Ağustos 2023 tarihinde Change.org üzerinden başlattığı imza kampanyası hala aktif.
Kampanyaya imza vermek için buraya tıklayın