TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin 30 Ocak’ta düşürülmesi üzerine MUÇEP bugün konuyla ilgili basın açıklaması yaparak, “Bu karar ile (ve önceki birçok örneği ile birlikte) Türkiye’nin anayasal bir devlet olmadığı bir kez daha TBMM tarafından tescillendi” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı 30 Ocak’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda okunmuştu.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Atalay’ın vekilliği düşürülmesi üzerine bugün (3 Şubat) konuyla ilgili basın açıklaması yaptı.
“AYM’NİN İKİNCİ KEZ VERDİĞİ ‘HAK İHLALİ’ KARARINA RAĞMEN ATALAY’IN VEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLDÜ”
Açıklamada, “Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ikinci kez verdiği ‘hak ihlali’ kararına rağmen tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliği TBMM çatısı altında, kendisini tek muktedir sayan iktidar ve destekçileri tarafından düşürüldü” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi olayının başka milletvekillerinin başına gelenlere benzediği dile getirilerek, şu sözlere yer verildi:
“Tıpkı Hak, Hukuk, Adalet, Demokrasi ve Özgürlük mücadelesi veren çok sayıda milletvekillerinin dokunulmazlıkları düzmece suçlamalarla kaldırılıp rehin alındığı ve milyonlarca seçmenin iradesinin yok sayıldığı gibi. Gene onlarca belediye başkanının düzmece gerekçelerle rehin alındığı, keyfi olarak yerlerine kayyım atandığı gibi.”
“HATAY HALKI, KENDİNİ TEMSİLEN CAN ATALAY’I SEÇTİ”
Hatay halkının vekaletinin düşürülerek, yalnız Hatay halkının değil tüm Türkiyelilerin iradesinin yok sayıldığı belirtilen açıklamada, “Hatay halkı, kendini temsilen Can Atalay’ı seçti ve Can Atalay’a milletvekili mazbatası verildi” denildi.
TBMM’de 28. Dönem Milletvekili Yemin Töreni’nde milletvekillerinin yemin etmek için kürsüye çağırıldığı hatırlatılan açıklamada, Can Atalay’ın adının ‘Hatay milletvekili’ olarak okunduğuna değinildi.
Atalay’ın TİP tarafından Meclis Başkanlığı için aday gösterildiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Hatta Meclis’teki tüm siyasi partilerin oy birliği ile TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi oldu. Tüm bunlar olmamış gibi Anayasa Mahkemesinin tahliye kararları tanınmamış, hukuksuz tutukluluğuna devam edilmiştir.
“TÜRKİYE’NİN ANAYASAL BİR DEVLET OLMADIĞI BİR KEZ DAHA TESCİLLENDİ”
Açıklamada; üst üste yapılan yargı darbeleri ve oldu-bittiler olduğu, bunun yanı sıra meclisin müdahalesinin de bulunduğu belirtilerek, “‘Vekildiyse niye hapiste, değildiyse düşürülen ne’ ikileminde hakikat ve aklın olmadığı bir durum yaşanıyor” denildi.
Ayrıca açıklamada, “Bu karar ile (ve önceki birçok örneği ile birlikte) Türkiye’nin anayasal bir devlet olmadığı ve yurttaşlarının anayasal güvenceden yoksun oldukları bir kez daha TBMM tarafından tescillendi” sözlerine yer verildi.
TBMM’nin küçük pazarlıklara alet olduğu dile getirilen açıklamada, “Meclis, varlığının tanımlandığı Anayasayı yok sayarak büyük bir kayıpla meşruluğunu dayanaksız bırakma tuzağına düştü” denildi.
“GÜÇLÜNÜN HUKUKUNUN GEÇERLİ OLDUĞU YAŞAMI BİZLERE DAYATIYORLAR”
Birçok ülkede yüzyıllar önce ‘herkesin hukuk önünde eşit olduğu’ ilkesinin hayata geçirildiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Zaman zaman diktatör özentilerinin yargı üzerinde baskı kurarak, keyfi uygulamaları yürürlüğe sokarak, halkın üzerinde karabasan gibi çöken dikta rejimlerinin bir benzeri bugün ülkemizde gerçekleştirilmeye çalışılıyor.”
Açıklamada, “Hukukun üstünlüğünün değil, güçlünün hukukunun geçerli olduğu bir yaşamı bizlere dayatıyorlar” denilerek şu sözler dile getirildi:
Can Atalay’ın da dikkat çektiği şu hususu herkesin bilmesinde yarar var;
“Anayasa yoksa anayasa uygulanmıyorsa kimsenin hukuki güvenliği yoktur! Hukuk yoksa kimsenin mal ve can güvenliği yoktur.”
“DEPREM MAĞDURU HATAY HALKININ İRADESİNİ HİÇE SAYMANIN HESABINI VERECEKSİNİZ”
Açıklamada; kararın hukuksuz olduğu belirtilip, kararın alınmasında payı olanlara ve kararın altına imza atanlara seslenilerek, şu sözlere yer verildi:
“Anayasal haklarını gasp ettiğiniz, özgürlüğünü çaldığınız, vekilliğini elinden aldığınız birçokları gibi Can Atalay’la birlikte birinci yıldönümü yaklaşan depremin mağduru olan Hatay Halkının da iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz.”
Mecliste okunarak işleme giren kararın, hukuki değil siyasi olduğu söylenen açıklamada, “Hukuku ve demokrasiyi katleden, kara bir leke olarak tarihimize geçen bu kararı kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada; TBMM’de okunan kararın yok hükmünde olduğu vurgulanarak, “Can Atalay hala halkın vekilidir. Hukuk devletine ve halkın vekiline sahip çıkıyoruz” sözlerine yer verildi.
“DEMOKRATİK HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELEDEN GERİ DURMAYACAĞIZ”
Son olarak açıklamada demokratik hakları için mücadeleden geri durmayacakları belirtilerek, şu ifadeler dile getirildi:
Soma Faciası, Ermenek Maden Katliamı, Adana Öğrenci Yurdu yangını, Çorlu tren katliamı gibi Türkiye’deki birçok toplumsal davanın avukatlığını yapmış, doğa, çevre, insan hakları savunucusu olan Can Atalay’ın karar sonrası dediği gibi; “Onlar bitti dedi diye görevimizi yapmaktan geri mi duracağız?”
Hayır!
Aynen yaşamı, yaşam alanlarımızı savunduğumuz sapasağlam irade ve bilinçle demokratik haklarımız için mücadeleden geri durmayacağız!