Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından Cengiz İnşaat tarafından yapılmak istenen Bodrum Cennet Koyu’ndaki turizm tesisi hakkında yapılan açıklamada, şirketin yapılan işlemler için izinlerinin olmadığı belirtildi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından 3-4 Haziran’da Bodrum’da gerçekleştirdiği Genel Meclis Toplantısı’nın ikinci gününde Cengiz İnşaat tarafından Göl Mahallesi’ndeki Cennet Koyu’nda yapılan turizm tesisi ile ilgili açıklama yapıldı.
İnşaat alanına yakın bir bölgede yapılan açıklamada konuşan MUÇEP Bodrum Eş Sözcüsü Mirbahatin Demir, proje sürecinde yaşananları şu şekilde özetledi:
“2021 Haziran ayında bir vatandaştan gelen bir ihbarla, biz MUÇEP Bodrum Meclisi olarak buraya geldiğimizde iş makineleri burada yol açıyordu. Hemen ardından jandarmayı aradık, zabıtayı aradık, Bodrum Belediye zabıtasını. O sene durduruldu, jandarma makineleri çıkarttı. Bodrum Belediyesi de sembolik bir ceza keserek inşaatı durdurdu. Aradan bir sene geçtikten sonra hepimize malum olan şeyler gelişmeye başladı. Yine gelip burada inşaat faaliyetlerini başlattılar. Fakat o dönem arkeolojik sit alanın içinde kalan arkeolojik kalıntılar vardı. Burada çıkan arkeolojik kalıntıların çoğu kamyonlara yüklenerek başka bir yere saklandı. Bizim bulduğumuz o sütunlar da aslında yol açtıkları hafriyatın altında bir köşesini gördüğümüzde çıkarıp çektik. Bir sürü parça oradan çıkmıştı. Yani talanın merkezi haline gelen Bodrum’da; en büyük talan, en büyük kıyım, en büyük tahribatın gerçekleşmek üzere olduğu sonra Bodrum Belediyesi’nin bir şekilde ruhsat verdiği, tekrar yürütmeyi durdurma kararı alarak şu anda inşai faaliyetlerine başlamış bulunmaktadırlar.”
Demir’in ardından konuşan MUÇEP Bodrum Eş Sözcüsü Umay Karabaş ise, mevcut hukuki gelişmeler ile bu inşaatın durdurulabileceğini söyledi ve “Bundan sonra gerekeni yapacağız” dedi.
Bölge ile ilgili ilk gelen proje dosyasının kıyı dizaynı için olduğunu söyleyen Karabaş, “Kara tarafında hiçbir proje yoktu. Biz o zaman fark ettik ki aslında bunun kara tarafında da birtakım projeleri gelecekti” dedi.
Karabaş, daha sonra bölge için doğal sit alanı değişikliği yapıldığını hatırlatarak, “Ortada minnacık bir yeri nitelikli ikinci derece sit alanı bırakarak buranın ikinci derece olan doğal sit statüsünün üçüncüye düşürmek istiyorlardı. Böyle bir şey kabul edilebilir değil” ifadelerini kullandı.
O dönemde Bodrum Belediyesi’nin dava açmasını sağladıklarını aktaran Karabaş, “O dava kazanıldı ve çok güzel gerekçelerle ders gibi bilirkişi raporlarıyla ve gerekçeli kararla kazanıldı. Hatta şu söylendi o raporda, bu çok önemlidir: ‘Doğal yapılan değişikliklere baktığımızda, doğal yapısıyla değil 25 binlik planlardaki turizm gelişim amaçlarına göre bir doğal sit değişikliği yapıldığı anlaşılmıştır’” dedi.
“BURANIN HASSASİYETLE KORUNMASI LAZIM”
Bölgenin hassasiyetle korunması gerektiğini vurgulayan Karabaş, “Buradaki doğal sit değişikliğini durdurduk ve burası aslında yine bütün olarak ormana ve ondan sonra dağlara devam eden bir bütünlüklü bir yapı var ve artık bu kadar bütünlüklü doğal alanlar çok çok azaldı artık Bodrum’da. Bu yüzden de buranın hassasiyetle korunması lazım” ifadelerine yer verdi.
“ÇED YÖNETMELİĞİNİN ETRAFINDAN DOLAŞMAYI AMAÇLAYARAK ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ KARARI ALDILAR”
Cengiz İnşaat’ın projesiyle ilgili süreci anlatan Karabaş, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliğinin etrafından dolaşılmak istediğini belirterek, “Cengiz İnşaat’ın da ilk projesi geldiğinde burada iki tane ana parsel vardı, Gökburun üzerinde. İki parsel içinde bütün bu yarımadayı koskoca yarımadayı dümdüz edecek bir uluslararası şirket, oteller zinciriyle anlaşılmış. Yine oteller, rezidanslar, villalar. Çünkü Bodrum’un en çok villaya otele ihtiyacı var.
Sonra ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alan proje ise bir parseli çıkartmışlar, hani aslında projeyi küçülttüklerini iddia ediyorlar ama bir parseli çıkartınca kapasiteyi küçültmüş. ÇED yönetmeliğinin etrafından dolaşmayı amaçlayarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararı aldılar” dedi.
“’BİZ BUNU KÜÇÜLTTÜK’ DEDİLER VE BAKANLIK DA BUNA İNANMIŞ”
İki projenin içeriğinde bir farklılık olmadığına dikkat çeken Karabaş, “’ÇED gerekli değildir’ kararına karşı dava davayı açtık. Bilirkişi keşfi yapıldı ve rapor bekliyoruz şu an. Yani çocuk kandırır gibi. Aslında proje içeriğine baktığımızda hiçbir farklılık yok ama bir parseli çıkarttıklarında ‘Biz bunu küçülttük’ dediler ve Bakanlık da buna inanmış” dedi.
“TAPULARDA ŞERH VAR”
Bodrum Belediyesi tarafından projeye verilen ruhsat hakkında da konuşan Karabaş, “Ruhsatın iptalinin ana gerekçesi, burada aynı zamanda Osmanlı tapusu konusundan doğru devam eden bir davanın sürüyor olması ve aslında tapularda şerh var. Fakat parselizasyonlar yapılırken güncellenirken her nedense o şerhler geçmemiş yeni tapulara. Neden geçmiyor?” dedi ve şirketin tapuların kendisine ait olduğu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Karabaş, Belediye’nin ruhsatı iptal etmesi sonrası yaşananları şu şekilde anlattı: “Belediye ruhsatı iptal ettiğinde şirket de ona karşı bir dava açtı ve kendi lehlerine bir yürütmeyi durdurma kararı geldi ve şimdi burada tabii inşaat devam edebiliyorlar.”
“KÜDÜR GİBİ KORUNMASI GEREKEN BİR YER”
Gökburun yarımadasının doğasının yanı sıra jeolojik tarih açısından da önemine dikkat çeken Karabaş, “Biz keşif için alana girdiğimizde başka pek çok yerde olduğu gibi katlanılması çok zor manzaralarla karşılaştık. Burası Türkiye genelinde çok nadir denebilecek şekilde bir Finike ardıcı mesiresiydi. Topluluk olarak bu ağaçların var olabilmesi kolay bir şey değil. Finike ardıçları, kayalar mahvolmuş. Jeolojik tarih açısından da çok kıymetli bir yer burası. Hatta bilim insanlarının daha önce arkolojik açıdan araştırma yapmış hocalarımızın en az Küdür gibi korunması gereken bir yer diye tarif ettikleri bir yer Gökburun yarımadası” dedi.
“RAPORLAR NEDEN RAFLARDA BEKLİYOR?”
Yerel yönetimlerin bu bölgeyi daha sıkı korumaları gerektiğini söyleyen Karabaş, “Burada şöyle acı bir taraf da var: Bizler yurttaşlar olarak, konuyla ilgilenen kişiler olarak eğer bunları biliyorsak bu bilgiye ulaşabiliyorsak. Bu bilgiler yerel yönetimde de var. Bütün bu dosyalar, raporlar hepsi var ama neden raflarda bekliyor bunlar? Yani bunlarla biz uğraşmak ve biz bunları söylemek zorunda mıyız?” diye sordu.
“YAPTIKLARI İŞLEMLER İÇİN HİÇBİR İZİNLERİ YOK”
Bölgede inşaatın durdurulması halinde doğanın kendisini yenileyeceğini ifade eden Karabaş, “Biz 12 Aralık’ta yine bir ihbar alıp buraya geldiğimizde bu alanın çevrildiğini fark ettik ve aslında çevrilen alan ne ÇED alanı ne de sonrasında ruhsat aldıkları alan. Burada şu anda yaptıkları işlemler için hiçbir izinleri yok. Ruhsat aldıkları parsele gidebilmek için yapılacak işlemler için izinleri olması gerekiyor. Hiçbir izinleri yok” dedi.
“YAPILAN İZİNSİZ İŞLEMLERİN VE BUNA GÖZ YUMANLARIN DA SUÇ İŞLEDİKLERİNİN FARKINDAYIZ”
İnşaat alanı içinde kalan arkeolojik sit alanında tahribatlar tespit ettiklerini belirten Karabaş, “Fotoğraflar ve bunların dilekçelerini verdik ve yerel yönetimin de bundan haberi var. Kendileri drone uçurup burada nerede ne yapıldığını test etmiş durumdalar. Yöneticilerin de haberi var yani. Birinci derece arkeolojik sit alanına bu müdahaleler ağır ceza konusu veya mühürleme konusu. Bu yapılan işlemlerin izinsizliğinin ve buna göz yumanların da aslında suç işlediklerinin farkındayız” ifadelerine yer verdi.
“GEREKENİ YAPACAĞIZ”
Bundan sonra gerekeni yapacaklarını belirten Karabaş, “Daha fazla göz yumma gibi bir niyetimiz de yok. Çünkü bu haliyle dahi buradaki işlemlerin tamamı durdurulabilir. Bütün hukuki gerekçeler mevcut. Biz bunları söylemekten yazmaktan sıkıldık ama onlar durdurmamaktan sıkılmadılar. Biz artık bundan sonra gerekeni yapacağız” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
“AÇIKÇA KANUNU DOLANMAK ANLAMINA GELEN BİR ŞEY”
Sayıştay’ın raporlarına dikkat çeken MUÇEP Gönüllüsü, hukukçu Güngör Erçil, “Bitişik parsellere ayrı ayrı ÇED dosyaları gerekirse ayrı şirket kurularak bitişik parsellere ayrı ayrı ‘ÇED gerekli değildir’ kararları veriyordu. Bu açıkça kanunu dolanmak anlamına gelen bir şey” dedi.
“İKİNCİ KEZ BİR YERİN KADASTROSU YAPILAMAZ”
Alanın ikinci kez kadastrosunun yapılamayacağını belirten Erçil, “Buranın kadastrosu yapılmış halde, Muğla’da kadastrosu yapılmayan yer kalmadı. Şimdi kadastro yenileme adı altında mülkiyet ve tapuda yazılı haklara dokunamazlar. Kadastro yenileme sadece ölçüyü daha düzgün hale getirir, sınırları fotogrametrik hale getirir, teknolojik gelişmelere uygun. Ama ikinci kez bir yerin kadastrosu yapılamaz. Sadece mahkemede dava açılarak yapılabilir” ifadelerini kullandı.
“BUNU BİZZAT DEVLETİN ORGANLARI YAPIYOR”
Tapu müdürlükleri tarafından bilirkişilere baskı yapıldığını öne süren Erçil, “Mülkiyet değiştirilemez, kadastro yapılmış bir yerde. Tapuda yazılı kayıtlar da değiştirilemez. Bunu yapıyor kadastro müdürlükleri, tapu müdürlükleri. Buna izin veriyorlar. Bizzat uygulayıcısılar. Yani devletin organları bizzat bunu yapıyor” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Cengiz İnşaat, Bodrum Cennet Koyu’nda yer alan 678 bin metrekarelik araziyi Özelleştirme İdaresi’nden satın almıştı.
Özelleştirme sonrası 19 Temmuz 2022’de MUÇEP tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında; bölgedeki jeolojik tarihe dikkat çekilirken, Finike ardıçları ve Akdeniz foklarının da yaşamının tehlikeye atıldığına dikkat çekilmişti.
Cengiz İnşaat, 13 Ekim 2022‘de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunduğu ÇED dosyası sonrası 6 Aralık 2022’de Muğla Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilmişti.
12 Aralık 2022’de Bodrum Belediyesi tarafından projeye ruhsat verilmiş, 14 Aralık 2022’de bölgede sondaj ve yol çalışmalarına başlanmıştı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından 15 Aralık 2022’de Bodrum Belediyesi’nin Ortakent Mahallesi’ndeki Fen ve İmar İşleri Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında; ruhsatın iptal edilmesi talep edilerek, “Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi hukuksuzluğa başvururlarsa başvursunlar. Bodrum’da doğa kazanacak” denilmişti.
Bodrum Belediyesi, gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, “İlgilinin Temmuz 2022 imar durum belgesi ve ruhsat durum belgesi talep etmesi üzerine yapı ruhsatı talebi, yine Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun uygun görüşleri ve onayları, ilgili kurumlarca düzenlenen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararı ve Turizm Yatırım Belgeleri ile Belediye’mizce mimari projesinin yürürlükte bulunan imar planı ile ilgili mevzuat hükümlerine uygunluğu tespit edilmek sureti ile onaylanmıştır” ifadeleri kullanılmıştı.
Bodrum Belediyesi’nin 5 Ocak 2023 tarihinde gerçekleşen 2023 yılı Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda Belediye Başkanı Ahmet Aras, Cengiz İnşaat’ın ruhsatlarının tekrar değerlendirileceği ifade etmişti.
8 Ocak 2023 tarihinde Aras, 12 Aralık 2022 tarihinde verilen 60 yapı ruhsatının iptal edildiğini açıklamıştı. Karar gereğince 9 Ocak 2023‘te ilgili Bakanlığın Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) sistemine girilerek ruhsatların iptal işlemi gerçekleştirilmişti.
Ruhsatların iptal edilmesi sonrası Cengiz İnşaat’tan yapılan açıklamada, “Bodrum Belediye Başkanı, aldığı bu karar ile mevzuata açıkça aykırı davranmış olup bu hukuka aykırı işleme karşı derhal yasal yollara başvurulacak ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır” denilmişti.
Cengiz İnşaat’ın ruhsat iptalini yargıya taşıması üzerine Muğla 1. Bölge İdare Mahkemesi, 14 Mart 2023’te ruhsat iptaline ilişkin yürütmeyi durdurma kararı vermişti.