Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Fethiye Meclisi Faralya Mahallesi’ne bağlı Sümbeke Burnu’nda kesilen ağaçlara yönelik bir açıklama yaparak “Orman Genel Müdürlüğü’nde bu usulsüzlüğe göz yumanların acilen devletimiz tarafından denetlenmesini, halkımızın vicdanını sızlatan bu uygulamalara son vermesini ve kesilen ağaçların yerine yenilerini dikerek tahrip edilen alanın tekrar orman vasfına dönüştürülmesini talep ediyoruz” dedi.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Faralya Mahallesi’ndeki Sümbeki Burnu A Tipi Mesire Yeri’nin işletme hakkı, Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 5 Temmuz 2022 tarihinde 20 yıllığına Kırtur Turizm İnşaat Taahhüt Elektrik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmiş, tesis için planlanan alanda yaklaşık üç hafta önce ağaç kesimine başlanmıştı.
MUÇEP Fethiye Meclisi konuya ilişkin yaptığı açıklamada ağaç kesimini eleştirerek şunları söyledi: “Kiralanan alan, üç hafta önceye kadar deniz kenarında ve tamamen çam ağaçları ile kaplı 98 dönümlük bir devlet ormanıydı. Ancak yaklaşık iki hafta önce Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü kepçeleri, yangın söndürme araçları ve görevlileri kontrolünde ve Kırtur’un kiraladığı iş makineleri ile yüzlerce ağaç kesildi. Hepimize ait olan orman arazisi hiçbir kamu yararı gözetilmeksizin adeta bir tatil köyüne çevrilecek.”
“OGM FARALYA’DA DEVLET ORMANINDA KENDİ DENETİMİ VE GÖZETİMİ ALTINDA AĞAÇ KATLİAMINA MAALESEF GÖZ YUMMUŞTUR”
Açıklamada Sümbeke Burnu’nun tarihi Likya Yolu’nun alternatif yol rotası üzerinde olduğu, aynı zamanda batısında Kabak Koyu, doğusunda Faralya ve Kelebekler Vadisi, kuzey doğusunda ise Faralya Mahallesi’nde ikamet eden yurttaşların bulunduğu belirtilerek, “Sümbeke Burnu’ndan öncelikle Faralya halkı olmak üzere, Fethiye’de yaşayan yurttaşlar ve bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler faydalanmaktadır. Ancak en büyük yararlanma oranı bölge halkı olan Faralya halkına aittir. Ancak Orman İşletme Müdürlüğü söz konusu alanı mesire yeri olarak tahsis etmekle, kanunen halkın olan yeri halka ancak para karşılığı kullanmasını zorunlu kılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Orman genel Müdürlüğü’nün (OGM) kendi internet sayfasında asli görevini “Orman ve orman kaynaklarını korumak, doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde sürdürülebilir ve topluma çok yönlü faydalar sağlayacak şekilde yönetmek” olarak belirtildiğine dikkat çekilen açıklamada, “OGM Faralya’da devlet ormanında kendi denetimi ve gözetimi altında ağaç katliamına maalesef göz yummuştur” dendi.
“ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ ORMAN EKOSİSTEMİNİ KORUMAKTAN ZİYADE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ VASFINA MI BÜRÜNMÜŞTÜR?”
Likya Yolu’nun Türkiye’ye her yıl on binlerce turist getirdiği ve Dünya’nın en uzun ikinci uzun yürüyüş yolu olduğu belirtilen açıklamada “Likya Yolu’nun el değmemiş doğası söz konusu mesire yeri ile bozulacağı aşikardır” denerek, OGM’ye şu sorula soruldu:
“Bölgenin ekosistemine zarar verecek büyüklükte A Tipi mesire alanı olarak tahsis edilmesindeki kamu yararı gerekçesini merak etmekteyiz. Söz konusu el değmemiş bölgenin içine amfi tiyatro, alışveriş ünitesi, duş, gölet, kır evi, kır lokantası, karavan, moto-karavan gibi gecelemeye de müsaade edilen yapıların yapılmasına gerçekten gerek var mıdır? Tüm mesire alanının hijyen adı altında temizlenmesi için harcanacak kimyasalların denize ve ekosisteme vereceği zarar Orman İşletme Müdürlüğü tarafından gözetilmiş midir? Bölge halkının sakin ve huzurlu şekilde olduğu halde faydalanması dururken müzik, kalabalık ve karmaşa içinde bir ortamın oluşturulmaya çalışılması nasıl bir kamu yararı oluşturmaktadır? Tüm bu gürültü karmaşa, oluşacak çöp ve atık, su ve gürültü, ışık kirliliği bölgenin habitatına nasıl bir zarar verecektir, müdürlüğünüzce bu konu hangi oranda gözetilmiştir? Yoksa Orman Müdürlüğü orman ekosistemini korumaktan ziyade işletme müdürlüğü vasfına mı bürünmüştür?”
Açıklamanın devamında Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü ile firma arasında imzalanan anlaşmadaki “Önerilecek olan yol, yapı ve tesisler için; mevcut topografyanın ve bitki örtüsünün en az zarar göreceği alanlar seçilecektir” ifadeleri yer alan 20.16 numaralı maddesine işaret edilerek, “Sümbeke Burnu’nun son haline baktığımızda Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü’nün yüzlerce ağacın kesilmesini bitki örtüsüne bir zarar olarak kabul etmediği ortaya çıkmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Aynı sözleşmede, firmanın 6381 sayılı Orman Kanunu’na uyma zorunluluğu belirtilen 16.8 numaralı maddesine değinilerek, “Ne OGM’nin de tabi olduğu bu kanunda ne de OGM’nin görevleri arasında orman vasfını taşıyan bir alanda kiracı işletmeye rant sağlamak için ağaç kesilebilir ibaresi yoktur. Aksine hangi hallerde ağaç kesimi yapılabileceği net kanunlarla belirlenmiştir. Sözleşmede de yazdığı gibi OGM sadece ilgili mesire alanına orman yolu açmakla mesuldür” dendi.
“KESİLEN AĞAÇLARIN YERİNE YENİLERİNİ DİKEREK TAHRİP EDİLEN ALANIN TEKRAR ORMAN VASFINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Açıklamanın devamında ise şu sorular soruldu: “Tüm bu sorularımızla beraber öncelikle bölge halkının ve akabinde Fethiye halkının bu konuda fikri sorulmuş mudur? Kanunlar ve kararlar ile işletmeciler geçer gider ancak bölge halkı baki kalır. Başta Anayasa olmak üzere kanunlarla bizim olan alanlar hakkında sözde kamu yararı gözetilerek karar alınması ne derece geçerlidir?”
Açılamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “Kaçak yapılarla, yangınlarla hızla doğasını, ormanını kaybeden Fethiye’mizin devletimizce korunmasını beklerken, direkt Orman Genel Müdürlüğü eli ile rant uğruna feda edilmesi bizlerin devlet kurumlarına olan güvenine ciddi zarar vermiştir. Orman Genel Müdürlüğü’nde bu usulsüzlüğe göz yumanların acilen devletimiz tarafından denetlenmesini, halkımızın vicdanını sızlatan bu uygulamalara son vermesini ve kesilen ağaçların yerine yenilerini dikerek tahrip edilen alanın tekrar orman vasfına dönüştürülmesini talep ediyoruz.”