MUÇEP bir seçim bildirgesi yayımlayarak, “Yaklaşan seçimde ekolojik yıkıma yol açanlara oy vermeyeceğimizi duyuruyoruz” dedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), üç gün sonra gerçekleşecek 14 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi hakkında bildirge yayımladı. Bildirgede ekolojik kırımlara karşı Muğla genelinde yaygın mücadeleler verildiğini belirten MUÇEP, “Yerelde deneyimlediğimiz bu ekolojik yıkımların, dünyanın yaşamakta olduğu ekolojik krize katkı yaptığının ve uygarlığın sonunu getirebilecek bir tehdit olduğunun bilincindeyiz” ifadelerini kullandı.
Parçası oldukları mücadelelerini ve taleplerini kamuoyuyla paylaşmak istediklerini belirten MUÇEP, “Genel seçim sürecinde halkımızın temsilcisi olmaya aday olan siyasi partilerin, ittifakların ve milletvekili adaylarının dikkatine sunmak istiyoruz. Girilen seçim sürecinin ülkemizin geleceği açısından taşıdığı önemin farkındayız, ancak sorunu yalnızca bir seçim sorunu olarak görmüyoruz” dedi.
Yaşadıkları doğal felaketlerle her geçen gün iklim krizinin yıkıcı sonuçlarının daha çok farkına vardıklarını belirten MUÇEP, “Yaşamı savunan bizler, uygarlığın devam edebilmesi için doğayı tahrip eden politikaların derhal değiştirilmesi ve ekolojik odaklı bir sistem değişikliği gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda, çok sayıda ekoloji örgütüyle birlikte MUÇEP’in de katıldığı Ekoloji Hareketleri Konferansı’nda kabul edildiği gibi politik bir özne olduğumuzu biliyor; yaklaşan seçimde ekolojik yıkıma yol açanlara oy vermeyeceğimizi duyuruyoruz” açıklaması yaptı.
Bildirgenin devamında, “MUÇEP olarak aşağıda önemli gördüğümüz örneklerini dile getirdiğimiz ekolojik sorunların ve taleplerimizin genel seçime katılan tüm taraflarca ne ölçüde dikkate alındığının, verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğinin takipçisi olacağız; doğayı, yaşam alanlarını yok eden politikalara ve uygulamalara karşı mücadelemize devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
MUÇEP’in ekolojik yıkıma yol açan politikalara ve uygulamalara karşı verdiği mücadeleler şöyle sıralandı:
Doğal sit alanlarının yeniden değerlendirilerek koruma statülerinin düşürülmesi,
Siyasi iktidarın sermaye kesimleri ile el ele yürüttüğü Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçleri; Halkın Katılımı Toplantıları’na sunulan başvuru dosyalarının ve proje tanıtım dosyalarının gerçek dışı verilerle düzenlenmesine karşı koyma,
Kömürle işletilen termik santrallerin yol açtığı ekolojik yıkımlar ve iklim değişikliği,
Kıyı alanlarının ve plajların özelleştirilerek halkın ücretsiz kullanımına kapatılması,
Mesire alanlarının özelleştirilerek halkın ücretsiz kullanımına kapatılması,
Yörede yaşayan insanların iradesine rağmen verilen maden ocağı işletme ruhsatları ile ormanların yok edilmesi,
Kıyıların, sulak alanların, tarım arazilerinin ve ormanların yapılaşmaya ve yatırıma açılması,
İmar planı değişiklikleri ile doğal varlıkların hızla yok edilmesine yol açan yoğun yapılaşma tehditleri,
Orman yangınları, Yerel yönetimlerin halkın taleplerini göz ardı ederek kamusal alanların rant alanına dönüştürülmesine izin vermeleri, ekolojik yıkımlara ortak olmaları.
MUÇEP taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
Ismarlama hazırlatılan sözde ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporları’na dayanılarak yapılan rant odaklı tüm doğal sit değişiklikleri iptal edilsin. Doğal sit alanları gerçekten ekolojik temelde, halkın katılımı ile şeffaf yürütülen süreçlerde yeniden değerlendirilsin.
ÇED süreçlerinin yürütülmesinin siyasi erkten bağımsız hale getirilmesi ve bilimsel temelde yürütülmesini sağlamak için yasal değişiklik yapılsın.
Mahkeme kararları uygulansın; Muğla bölgesindeki tüm termik santraller derhal kapatılsın.
Orman alanlarında verilen tüm maden ruhsatları, sanayi, enerji ve turizm projeleri iptal edilsin.
Doğal orman varlıklarını yok eden endüstriyel plantasyon uygulamalarına son verilsin.
Kıyı alanlarının, plajların, mesire alanlarının ve diğer tüm alanların özelleştirilmesine son verilsin.
İmar planı değişiklikleri, doğanın korunmasını temel alarak halkın katılımı ile yapılsın.
Tüm sulak alanlar mutlak korunacak alan statüsüne alınsın, sulak alanlara yapılmak istenen Millet Bahçesi projeleri ve turizm projeleri iptal edilsin.
Orman alanlarında yangın riskini arttıran, ormanların ekolojik bütünlüğünü bozan tüm enerji, sanayi, turizm, altyapı projeleri durdurulsun.
İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi ekonomik bakış açısından, ekolojik bakış açısına dönüştürülsün, mümkün olmazsa pilot uygulaması yürütülen proje tümüyle uygulamadan kaldırılsın.
Suyun halkın ulaşamayacağı bir doğal varlık olmaktan çıkarılıp, ticaret nesnesine dönüştürülmesine son verilsin.
Yöremizde ve bütün ülkede sürmekte olan kaçak yapılaşmaya son verilsin.
Ekolojik bir anayasa tüm tarafların katılımıyla tartışılarak yürürlüğe konulsun. Belediyeler halkın kabul etmediği plan değişiklikleri yapmaya son versin.