MUÇEP, 31 Mart Yerel Seçimleri için yayımladığı bildirgede, doğaya ve yaşam alanlarına yok etmek isteyenlere oy vermeyeceklerini bildirerek, “Bizlere dayatılan adaylara tamah etmeyeceğiz. Bu düzene ve siyasete mecbur değiliz” dedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), 31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Genel Seçimleri için bir seçim bildirgesi yayımladı.
“Yerel seçimlere katılacak tüm partilerin dikkatine” başlığıyla yayımlanan bildirgede, doğayı ve yaşam alanlarını yok etmek isteyenlere oy vermeyecekleri belirtilerek, “Bizlere dayatılan adaylara tamah etmeyeceğiz. Bu düzene ve siyasete mecbur değiliz. Çaresiz, çözümsüz hiç değiliz” denildi.
Türkiye’nin her bölgesinde ekokırım yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Yaşam alanlarımız madenlerin geride bıraktığı ölüm çukurlarına, kıyılarımız sermayenin betonlarına, ormanlarımız kereste deposuna dönüşürken tarım arazilerimiz inşaat ve enerji sektörüne hibe ediliyor. İnsan ve diğer canlı türleri mülteci hayatlara mahkum ediliyor” ifadeleri kullanıldı.
“HAVAMIZI, SUYUMUZU VE TOPRAĞIMIZI SAVUNMAK ZORUNDA BIRAKILIYORUZ”
Türkiye’de yaşanan doğa katliamının Muğla’da yoğun olarak ortaya çıktığına dikkat çekilen açıklamada, “Biz; yaşam hakkını en temel hak sayan ve bunlar için mücadele veren gönüllü yurttaşlar, Muğlalılar olarak öyle bir alana sıkıştırıldık ki bir yanda ormanlarımız yok edilmek isteniyor bir yandan köylerimiz, zeytinliklerimiz… Bir yandan kıyı talanına dur demek için uğraşıyoruz diğer taraftan yaşamın temel kaynağı olan havamızı, suyumuzu ve toprağımızı savunmak zorunda bırakılıyoruz” denildi.
Siyasetin halktan uzak, riyakar bir yapıya dönüştüğü bildirilen açıklamada, bu riyakarlığa karşı mücadele edeceklerinin altı çizildi.
“BİZ SİZİN İÇİN ÇANTADA KEKLİK DEĞİLİZ”
Seçimlere ‘ceketimizi assak kazanırız’ yaklaşımıyla giden adaylara değinilen açıklamada, “Ne siz ne de ceketiniz bizim için bir anlam taşımıyorsunuz. Açıkça ifade edelim. Biz sizin için çantada keklik değiliz. Bu yanılgıya düşmeyin. Artık bu kadar kolay değil. Çünkü yıllardır Muğla yanıyor, biz yanıyoruz. Siz de dahil tüm saldırı ve çıkar mekanizmalarına karşı hayatta kalmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verildi.
“BU DÜZENE VE SİYASETE MECBUR DEĞİLİZ”
Kendilerine dayatılan adaylara tamah etmeyecekleri vurgulanan açıklamada, “Haklarımızı, doğamızı ve yaşam alanlarımızı yok etmek isteyenlere, bizi görmezden gelenlere iki çift sözümüz var: ‘Bizlere dayatılan adaylara tamah etmeyeceğiz. Bu düzene ve siyasete mecbur değiliz. Çaresiz, çözümsüz hiç değiliz’” denildi.
“İÇİMİZE SİNMEYEN ADAYLARA EMANET OY VERMEYECEĞİZ”
Muğla’da geçtiğimiz dönemde yaşanan olaylara atıfta bulunan açıklamada; “İçimize sinmeyen adaylara emanet oy vermeyeceğiz” denilerek, maddeler halinde şu kriterler sıralandı:
● Bir emlakçı tavrıyla kentin varlıklarını pazarlayan, halkı küçük gören, “köylü milletin efendisidir” mottosunu lafta eden, “mış gibi” yapan, samimiyetsiz yerel yöneticileri,
● Akbelen’de bizler biber gazı, cop yerken konteynerimize Vali emri ile ceza yazanları;
● On binlerce ağacı kesen, içme suyumuzu zehirleyip, tüketen, onlarca köyü yok eden santrallerin sponsorluğu ile “Zeytin Hasadı Festivali” düzenleyenleri;
● Çevreciliği vitrin olarak kullananları;
● Sulak alanların önemini bilemeyecek kadar cahil, bu kıymetli arazileri ülkenin varlıklarını yağmalayanlara pazarlayacak kadar açgözlü olanları;
● ÇED sürecinin bitmesine iki gün kala verdiği ruhsatla çimentoculara “durmak yok, talana-yıkıma devam” diyenleri,
● Milli parkın göbeğine, soğuk savaş döneminden kalma beton yığınının kondurulması için yasa, mevzuat tanımadan ruhsat vermek için kendini şirketlere siper edenleri,
● Halkın, haklı taleplerine sırt çevirip, belediye meclisinde utanmadan kamu yararının aksine el kaldıranları;
● Yaşam alanlarımızı korumak için açtığımız her davada, karşımıza oy verdiğimiz belediyelerce düzenlenmiş ruhsatların çıkmasını, üstüne verdiği ruhsata dava açma rezilliğini sergileyenleri;
● Sözde katılımcı belediyecilik adına Kent Konseyini halka açıp, itiraz eden Kent Konseyine darbe düzenleyenleri unutmuyoruz, affetmiyoruz! Tercih etmiyoruz!
“KATILIMCI BELEDİYECİLİĞİ AMAÇ EDİNMİŞ İRADEDİR TERCİHİMİZ”
Açıklamada, yaşama ve doğaya değer veren bir adayı tercih edecekleri belirtilerek, “Önümüzdeki yerel seçim bizim için sıradan bir oylamadan çıkmış; bir hayatta kalma iradesine dönmüştür. Öncelikle yaşam hakkına değer veren, her canlının bu dünya üzerinde var olma hakkını savunan, demokratik-katılımcı belediyeciliği amaç edinmiş iradedir tercihimiz” ifadeleri kullanıldı.
Son olarak açıklamada, Muğla oy tercihini kullanacağı adayların altı madde ile aktarıldı:
1. Katılımcı ve Şeffaf: Belediyenin karar alma, politika oluşturma ve uygulama süreçlerine toplumun geniş kesimlerinin katılımını teşvik eden, halkçı belediyecilik anlayışıyla meclisler kurarak her kesimin karar mekanizmasına aktif katılımını sağlayan, tüm işleyişte şeffaflık ve hesap verebilirliği gerçekleştirebilen,
2. Toplumun Çeşitliliğini Yansıtma: Belediyecilik hizmetlerini, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçlarını göz önünde tutarak, özellikle dezavantajlıları kapsayacak şekilde planlayan ve onların ihtiyaçlarını önceleyen;
3. Eşitlik ve Adalet: Belediye hizmetlerini adaletli bir şekilde dağıtan, sosyal adalet, gelir eşitsizliğinin azaltılması için akılcı programlar hazırlayıp uygulayan, toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetsizlik ve iklim adaleti konularında tavizsiz duruş ve tutumlarıyla, eylem söylem birliği içinde olan;
4. Kamucu ve Sosyal: Kamu yararını gözeten politikalar oluşturan, kaynakları bu doğrultuda kullanan, hizmetlerde kar amacı gütmeyen, toplumsal refahı hedefleyen,
5. Ekolojik Bilinç: Belediye hizmetlerinin planlanmasında çevreye duyarlı, biyoçeşitliliğin devamlılığını esas alan, işleyişinde doğanın hakları olduğu bilinciyle, doğal kaynakları koruyan, iklim değişikliğiyle mücadele edecek belediye politikaları oluşturan, planlı ekolojik kentler oluşturulmasını ilke edinen,
6. Yerel Ekonomiyi Destekleme: Yerel işletmelerin ve toplulukların ekonomik kalkınmasını destekleyen, yerel üretimi teşvik eden, “Kömür karasını değil, zeytin yeşilini” önceleyen, adil ticaret ve paylaşımcı ekonomi modellerini geliştiren aday oylarımızı ve takdirimizi hak edecektir. Bizler sizleri bizi yönetmeniz için değil; bize nitelikli hizmet verecek kurumları yönetmeniz için geçici olarak seçiyoruz. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Bizler yaşamak için mücadele verirken bir yandan da geleceğin sorumluluğunu omuzlarında hisseden gönüllü yurttaşlarız. Bu yüzdendir ki çabamız aynı zamanda yarınlar içindir. Tercihlerimiz halkın söz sahibi olduğu, ayağını ahlakla yere basan bir siyasetten yana olacaktır.