Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesinin ve Muğla Valiliği’nin emri ile kesime karşı çıkan yurttaşlara uygulanana şiddetin karşısında duran bir açıklama yaparak tahrip edilen ekosistemin iyileştirilmesini, sorumlu olan Vali Orhan Tavlı’nın ise görevden alınmasını istedi.
Muğla Çevre Platformu, 24 Temmuz 2023 tarihinden itibaren Akbelen Ormanı’nın kesilmesine karşı basın açıklaması yaparak “Akbelen Ormanı’nın yok edilmesine derhal son verilmeli, sorumlu Orhan Tavlı görevden alınmalıdır” dedi.
Muğla Valiliği’nden alınan emirle jandarma koruması altında Akbelen Ormanı’nın kesildiğine dikkat çekilen açıklamada, “İklim krizini iliklerimize kadar yaşadığımız bu dönemde iklimin değişikliğinin baş sorumlusu kömür yakılarak işletilen termik santrallerin neden olduğu karbon salınımı olduğu bilinmesine rağmen, enerji şirketlerinin devletle iş birliği içinde santrallere daha fazla kömür sağlamak için linyit ocakları sürekli genişletiliyor, bunun için orman ekosistemleri, tarım alanları, su havzaları, köyler yok ediliyor, yörede yaşayanların deyimi ile ‘ölüm çukuru’na dönüştürülüyor. Yaşam alanları yok ediliyor, hava, su, toprak zehirleniyor, yörede yaşayan insanlar başta kanser olmaz üzere birçok sağlık sorunu ile karşı karşıya bırakılıyor, ölüme terk ediliyor” dendi.
Açıklamada, şirketlerin doğayı, ortak yaşam alanlarını ve insan emeğini sömürerek daha fazla zenginleşmesine devletin hukuku yok sayarak ortak olduğu dile getirildi.
Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın da yaptığı basın açıklamasında Akbelen Ormanın’nda yürütülen ekokırım faaliyetinin yasaya uygun olduğunu söylediği bir kez daha hatırlatıldı. “MUÇEP olarak Orhan Tavlı’ya, hükümet yetkililerine ve kamuoyuna bu ekokırım faaliyeti ile işlenen hukuksuzlukları bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” denen açıklamada şunlar sıralandı:
- Muğla Bölgesinde faaliyetine devam eden Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santralleri hakkında bölgede yaşayan köylülerin açtığı dava sonunda 1997 yılında Danıştay tarafından ve 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından onaylanmış bir KAPATMA KARARI vardır. T.C Devleti ne kendi hukukunu ne de uluslararası hukuku tanımayarak kapatma kararını uygulamadığı gibi bu santrallerin neden olduğu ekolojik kırıma destek vermektedir. Durum böyleyken Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu iddia edilemez !
- Türkiye 2050 yılında “sıfır karbon” hedefi ile yapılan Paris İklim Anlaşmasını imzalayarak taraf olmuştur. Bu anlaşma gereği hızla karbondan çıkış için eylem planları yapmak, uygulamak zorunda iken aksine karbon salınımını arttırmak üzere gaza basmaktadır. Yani uluslararası sözleşmelerin umursanmadığını ortaya koymaktadır.
- Anayasa’nın 56. maddesi: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmünü içermektedir. Akbelen’de başta İkizköylüler olmak üzere ülkenin her yanından anayasal hakkına sahip çıkmak isteyen ve vatandaşlık görevi gereği ormanı korumak isteyen yurttaşlar, yasaların işletilmesinden sorumlu Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın denetimindeki kolluk kuvvetlerinin uyguladığı orantısız güç ve gözaltılarla karşılaşmaktadır. Orhan Tavlı açıkça görev suçu işlemektedir.
- Anayasa’nın 169. maddesindeki “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.” hiçbir istisnası olmayan açık hükmüne rağmen Akbelen ormanı yok edilerek anayasal suç işlenmektedir. Bu suçun işlenmesine izin veren hükümet yetkilileri ve Muğla Valisi Orhan Tavlı suçludur.
- Akbelen ormanının kesimi için geçerli bir kesim izninin dahi olmadığı ortaya çıkmıştır. Kesim izninin geçerliliğini kontrol etmeyen, ya da geçersiz olduğuna aldırış etmeyen kolluk kuvvetlerinin yetkilileri de görev suçu işlemiştir. Muğla Valisi Orhan Tavlı kesim işleminin tamamlandığını söylemesine rağmen alanda hala kesilen ağaçların kütük haline getirilerek alandan taşınma işlemleri, iş makineleri ile alanın doğal peyzajının tahrip edilmesi devam etmektedir. Yapılan suç duyuruları ve şikayetlere rağmen devam eden bu işlemler delillerin karartılmaya çalışılması anlamına da gelmektedir.
MUÇEP taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri hukuk devleti ilkelerinin gereklerini yerine getirerek Akbelen’deki ekolojik kırım faaliyetlerini derhal durdurmalı, kolluk kuvvetleri anayasal görevleri gereği ormanı savunmaya çalışan yurttaşlara uyguladığı zulüm ve baskıya son vermelidir.
- Muğla’da göreve geldiğinden beri birçok hukuksuz faaliyete izin vererek ya da bizzat yürütücüsü olarak ekokırıma yol açan, hakkında birçok suç duyurusu bulunan Muğla Valisi Orhan Tavlı görevden alınmalıdır.
- AIHM kararı uygulanarak Muğla’daki üç termik santral kapatılmalıdır.
- Orman alanları içerisinde verilen tüm maden ruhsatları ve tahsisler iptal edilmelidir.
- Akbelen’de tahrip edilen orman ekosisteminin iyileştirilmesi için derhal çalışma başlatılmalıdır.
Açıklamanı sonunda ise MUÇEP, Akbelen Ormanı’nda yaşanan ve yeryüzündeki tüm canlıların söz hakkı olduğu ekolojik yıkım karşısında tüm dünya kamuoyunu takipçi olmaya çağırdı.
Muğla Valiliği Tarafından 30 Temmuz 2023’te yapılan basın açıklaması şu şeklide:
İlimiz Milas ilçesinde bulunan; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınmış ruhsat, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED belgesi, mevzuat gereği alınması gereken diğer kurum görüşleri doğrultusunda; Yeniköy-Kemerköy Termik santralleri için şirketin uhdesinde bulunan sahaya elektrik üretiminde kullanılmak üzere ilave kömür madeni işletme izni verilmiştir.
Bu kapsamda yapılması gereken işlemler için 24 Temmuz 2023’te Orman Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar bugün itibariyle sona ermiştir.
Bu işlemden sonra, maden çıkacak sahalar tıpkı diğer maden sahalarında olduğu gibi izin sahibi tarafından rehabilitasyon projesine uygun olarak rehabilite edilecek ve mevcut alanda benzer özelliklerde 130 bin fidan dikimi gerçekleştirecektir.
Bu süreç boyunca, çeşitli provokasyonlar sonucu, tarihi şan ve şerefle dolu jandarmamız ve polisimize yapılan tahrik edici, çirkin ve maksatlı saldırılara karşı gerekli adli ve idari çalışmalar başlatılmıştır.
Oradaki süreç sona ermesine rağmen bölgede görevini ifa eden kamu çalışanlarına müdahalede bulunmaya davet edenlere, provokasyon ortamı oluşturamaya yönelik söylem oluşturanlara karşı vatandaşlarımızı uyarıyoruz.
NE OLMUŞTU?
Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’de, bölge halkı YK Enerji’nin termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasını Akbelen Ormanı’na doğru genişletilmesine karşı çıkmıştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020 tarihinde şirkete verdiği maden açık işletme iznine istinaden, Orman Genel Müdürlüğü de YK Enerji’ye Akbelen Ormanı’nda ağaç kesme izni vermişti. Köylüler 29 Nisan 2021 tarihinde bu karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
17 Temmuz 2021’de Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim ekibi, mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmiş ve karşılık olarak İkizköylüler ağaç kesimine karşı ormanda 24 saatlik bir nöbete başlamıştı.
8 Ağustos 2021’de şirket yangın sıçrama ihtimali olduğu gerekçesiyle yeniden kesime gelmiş ve 100’ün üzerinde ağaç kesmişti fakat İkizköylüler daha fazla ağacın kesilmesine yeniden engel olmuştu.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos 2021 gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olmasına rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
11 Ağustos 2021 tarihinde ise Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat karar itiraz edilmişti. 1 Aralık 2022 tarihinde ise, dava kapsamında düzenlenen üçüncü bilirkişi keşfine dayanılarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmişti. 24 Temmuz 2023‘tarihinde Akbelen Ormanı’na yeniden ağaç kesimi için girilmesi üzerine davanın esası hakkında yürütmenin durdurulması için karar verilmesi için İkizköylüler tarafından tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi mahkemeye iletilmişti.
Davanın ikinci duruşmasında hazır bulunmasına rağmen İkizköylülerin tanıklarının dinlenmemesi, savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılmaması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi gibi taleplerin reddedilmesi üzerine reddi hakim talebinde bulunulmuştu.
Davanın 27 Mart 2023 tarihinde görülen altıncı duruşmasında ise İkizköylülerin avukatları duruşmanın uluslararası arenada takip edildiğini belirtmiş, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Özel Raportörü Mary Lawlor’un süreci izleyeceğine dair attığı tweeti mahkeme ile paylaşmıştı.
Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada ise mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede keşif gerçekleştirmişti. Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.
1 Mart 2022’deki ikinci bilirkişi inceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.
Mayıs 2022’de hazırlanan bilirkişi raporunda madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edilmiş ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunulmuştu.
8 Ağustos 2022’de ise üçüncü bilirkişi keşfi yapılmıştı. İkizköylüler 23 Ekim 2022 tarihinde Milas’ta bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirerek, bilirkişilerin üzerindeki baskılara son verilmesini istemişti. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı, İkizköylü Nejla Işık, “Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak! Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz” demişti.
Üçüncü bilirkişi raporu ise Akbelen Ormanı’ndan kömür madencilik yapılabileceğini söylemişti.
16 Temmuz 2023’te İkizköylüler ve yaşam savunucuları, çadırlı nöbetin ikinci yılını doldurması solayısıyla bir ayara gelmiş, “Akbelen Ormanı’na dokunmayın” demişti.
24 Temmuz 2023’te Jandarma ve TOMA’larla kesim ekipleri ormana girerek kesime başlamış; jandarma, Akbelen Ormanı’nın kesimini engellemek adına ormana girmek isteyen yurttaşlara müdahale etmişti. Avukat İsmail Hakkı Atal, Fidan Eroğlu, Hasan Yorulmaz, Osman Asal, Volkan Çetin ve Ege Tok gözaltına alınmıştı.