Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı yayınladığı raporda kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarını ve kurumlar arası koordinasyonu inceleyerek bütüncül bir yaklaşımın eksikliğini ortaya koydu.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Koordinasyona İlişkin İzleme Raporu’nu yayınladı. Rapor Açelya Uçan, Aslı Yükçü, Ebrar Nefes, Gülsun Kanat, Leyla Soydinç, Selime Büyükgöze tarafından yazılırken Elif Ege, Selime Büyükgöze tarafından yayına hazırlandı.
Rapor, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), sığınaklar, kolluk, belediyeler, Alo 183 Sosyal Destek Hattı olmak üzere beş kurumu inceledi.
Rapor hazırlanırken Mor Çatı’ya başvuran kadınların paylaştığı deneyimler ve başvuru alanların tanıklıklarının kaynak oluşturduğu açıklandı. Bu kapsamda 1 Ocak 2021- 31 Ağustos 2021 tarihleri arasında Mor Çatı’nın dayanışma merkezinde 1072 kadının tanıklığının raporun kaynağını oluşturduğu söylendi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIMLA YÜRÜTÜLMÜYOR”
Odağına kadına yönelik erkek şiddetine karşı verilen destek ve hizmetlerdeki koordinasyon sorunlarını alan raporda bu konuda önemli eksikliklerin olduğu tespit edildi.
Raporun girişinde şu ifadelere yer verildi: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi 2021 Yılı Toplantısı’nda sunulan Kadına Yönelik Şiddetle Etkin Mücadele /Aşamalar şemasına bakıldığında ilk başvuru mercii olarak kolluk ve savcılığın tanımlandığı, ŞÖNİM’lerin şemadaki yerinin ikincil olduğu ve kadınların maruz kaldıkları şiddet öyküsünü dinleyerek bütüncül ve uzmanlaşmış destek verecek bir kurum olarak tanımlanmadığı görülmektedir.
Sadece bu şemaya bakarak dahi, kadına yönelik şiddetle mücadelenin bütüncül bir yaklaşımla yürütülmediği ve nitelikli sosyal hizmetlerin Bakanlığın gündeminde ve uygulamasında olmadığı görülmektedir.”
“ŞÖNİM BİLGİ İŞLEM MERKEZİ GİBİ BİR ŞEY HALİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA”
Raporda ŞÖNİM’in erkek şiddeti ile mücadelede en kapsamlı sosyal hizmeti saylayacak kurum olmasına rağmen kadınların ŞÖNİM’lere danışmanlık, rehberlik, yönlendirme, ruhsal destek, hukuki destek vs. nedenlerle başvurmadıkları, hatta çoğunlukla kurumun varlığından dahi haberdar olmadığı söylendi.
Odak grup görüşmesi katılımcısı bir sosyal çalışmacının da “ŞÖNİM’in uygulamada evrildiği hali bir bilgi işlem merkezi gibi bir şey haline dönüşmüş durumda. Kadınların dosyalarının döndüğü, yazışmaların yapıldığı, sığınak kabulü olsun diğer destekler olsun ya da gizlilik kararları olunca yazışma adresi ŞÖNİM oluyor. Doğrudan hizmet vermesi zaten hiç gerçekçi olmadı. İstanbul gibi büyük bir ile tek bir ŞÖNİM açmak zaten o hizmeti veremeyeceğinin açık bir beyanı. Ama küçük illerde de doğrudan hizmeti, desteği verecek bir adres olamadı hiçbir zaman çünkü dediğim gibi bir evrak yükü ile boğuştuklarını görüyoruz orada çalışan insanların.” dediği aktarıldı.
Muğla ili genelindeki tek ŞÖNİM Menteşe ilçesinde bulunuyor. Türkiye genelindeki tüm ŞÖNİM’lerin adres ve telefon bilgisi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sitesinden bulunabilir. Siteye ulaşmak için burayı tıklayınız.
“ŞÖNİM ÇALIŞANLARI EKSİK YA DA YANLIŞ BİLGİLENDİREBİLİYOR“
Rapora göre ŞÖNİM’lere başvuruda bulunan kadınların en sık karşılaştığı zorluklardan biri çalışanlar tarafından eksik ya da yanlış bilgilendirilmek. Raporda bu konuların başında 12 yaşından büyük oğlan çocuklarının sığınaklara alınıp alınmaması konusu geldiği belirtildi. Rapora göre 12 yaşından büyük oğlan çocuğu olan çoğu kadın sığınaklarda kalamayacağını düşünüyor. Raporda kadınların ŞÖNİM çalışanları tarafından da bu şeklide yönlendirildiği söylendi.
Fakat Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik’te konukevi hizmetlerinden yararlananları düzenleyen 13’üncü maddede, “On iki yaşından büyük erkek çocuğu olan kadınlar ile engelli çocuğu bulunan kadınlar ise, can güvenliği riski olmamak kaydıyla, talep edilmesi ve gerekli olduğuna dair sosyal inceleme raporuna istinaden, ŞÖNİM tarafından uygun görülmesi halinde, kira ve iaşesi karşılanmak üzere bağımsız bir ev kiralanmak suretiyle barındırılması yoluna gidilir.” dendiği belirtildi.
“SIĞINAKLAR YETERSİZ“
Raporda “Bakanlığın paylaştığı verilere göre 112’si Bakanlığa, 33’ü belediyelere, 3’ü Göç İdaresi’ne, 1’i sivil toplum kurumlarına bağlı olmak üzere toplam 149 kadın sığınağı vardır. Sığınakların sayısı Türkiye nüfusuna kıyaslandığında yetersizdir.” dendi.
Diğer yandan rapor, ŞÖNİM sığınaklarının sadece nicelik olarak değil nitelik bakımında da yetersiz olduğunu ortaya koydu: “Mor Çatı’nın kısıtlı kapasitesi olan tek bir sığınağı bulunduğu halde başvuruda bulunan çok sayıda kadın özellikle Mor Çatı sığınağında kalmak istediklerini ifade etmiştir. Bu ısrarın ŞÖNİM’e bağlı sığınaklarla ilgili aldıkları duyumlardan yahut kendilerinin yaşamış olduğu deneyimlerden kaynaklandığı anlaşılmıştır.”
“KADINLAR SIĞINAK DENEYİMİNİ HAPİSHANE DENEYİMİNE BENZETTİ”
Raporda sığınakların çocukları ve engelli ya da yaşlı kadınları düşünmeksizin oluşturulduğu söylendi. Rapora göre sığınak koşulları da kurallara bağı olarak kadınların güçlenmesinin önünde engeller teşkil ediyor: “Çok sayıda kadının sığınak deneyimini hapishane deneyimine benzettiğine tanık olunmuştur. Kadınlar sığınakta kaldıkları süre boyunca dışarı çıkma saatlerinin kısıtlılığı, telefonlarına el konması ve iletişim araçlarının kısıtlı kullandırılması, çalışmalarına izin verilmemesi, yeme-içme saatleri gibi günlük hayata ilişkin katı kurallar konusunda zorluk yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Kuralların kadınların biricik ihtiyaçları ve güvenliğe ilişkin durumları dikkate alınmaksızın konduğu ifade edilmiştir.”
“EN KÖTÜ UYGULAMA KOLLUĞA BAĞLI KURUMLARDA YAŞANIYOR”
Raporda Mor Çatı’ya başvuran kadınların kolluk görevlilerinin caydırıcı, yargılayıcı, suçlayıcı, cinsiyetçi tutum ve davranışlarına dair çok sayıda deneyim paylaştığı ifade edildi. En sık başvurulan fakat en kötü uygulamanın yaşandığı kurumun kolluğa bağlı kurumlar olduğu dile getirildi: “Kadınların kollukla ilgili en sık bildirdikleri kötü uygulama eksik ya da yanlış bilgilendirme yapılması olmuştur. Bazı kadınlar ise kolluğa yaptıkları başvuruda hiçbir bilgilendirme yapılmadığını ifade etmiştir.
Yanlış ve eksik bilgilendirilen konulardan biri sığınağa yerleşmedir. Çocuklarıyla sığınağa gidemeyeceği ya da sığınağa giderse çocuklarının elinden alınacağı, sığınak başvurusunu kolluktan yapamayacağı, gece saatlerinde sığınağa yerleştirme yapılamayacağı, sığınakların güvenli olmayacağı, göçmense sığınağa gidemeyeceği gibi yanlış ya da eksik bilgilendirmeler olduğu görülmüştür.
Bir diğer konu ise 6284 sayılı Kanun kapsamında alınabilecek desteklerdir. En fazla 1 aylık koruma kararı verilebileceğinin söylenmesi, ihlal karşısında bildirimde bulunmasının işlevli olmayacağının söylenmesi, rutin takip yapmadan yapmış gibi göstermeye zorlama, karar tebliğ edilmediğinde hiçbir şey yapılamayacağını bildirme paylaşılan kötü uygulamalar arasındadır. Ayrıca şikayetçi olma konusunda da sıklıkla eksik ya da yanlış bilgilendirme yapıldığı görülmüştür.”