Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Karacasöğüt Koyu’nda kapasite artırmak isteyen iki marinaya karşı açıklama yapan Marmaris Kent Konseyi, bölgede arkeolojik buluntuların tespit edildiğini söyleyerek iki projeye dair süreçlerinin durdurulmasını istedi.
Marmaris Kent Konseyi bir açıklama yaparak, “Önemli Doğa Alanı, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Orman Alanı, Doğal Sit Alanı” içinde kalan Karacasöğüt Koyu’nda önemli arkeolojik kalıntıların bulunup raporlanmasına rağmen, iki marinanın kapasite artırmak istediği söylendi.
Yapılan açıklamada yaşam alanlarını korumak için dayanışma içinde çalışan Marmaris Kent Konseyi ve Sualtı Araştırmaları Derneği’nin (SAD), Karacasöğüt Koyu’nda Muğla Turizm Çevre Vakfı (MUÇEV) ve Global Marin’nin yat limanlarındaki kapasite artırım taleplerine karşı yürütülen çalışmalar şöyle özetlendi:
“2021 yılından itibaren Karacasöğüt’te MUÇEV ve Global Marin’nin yat limanlarındaki kapasiteyi arttırmak istemeleri, dolayısı ile denizel alanda doğanın yıkıma uğrama tehdidi ile karşı karşıya kalmış, yasal süreçleri başlatmıştık. Bilimsel bağlamda ise 2021 yılı sonunda SAD ile iletişime geçerek Karacasöğüt Koyu’nun doğal varlıkları, peyzaj ve kültürel-tarihi değerlerinin belirlenmesi, görüntülenmesi, elde edilen bulguların da bir rapora dönüşmesini talep ettik. 28 Eylül 2022 tarihinde Karacasöğüt Koyu’nda SAD üyelerince yapılan dalış sonucunda hepimizi heyecanlandıran, çok önemli arkeolojik buluntulara rastlandı. SAD, dalış sonuçlarını bir rapora dönüştürür dönüştürmez yasal süreçleri başlattık.”
Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın.
“ARKEOLOJİK BULUNTULARA DAİR RAPOR 27 OCAK’TA MUĞLA TABİAT VARLIKLARI MÜDÜRLÜĞÜ’NE BİLDİRİLDİ”
Açıklamada Bodrum Sualtı Müze Müdürlüğü ve Muğla Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne bir dilekçe ile raporun sunulduğu ve arkeolojik buluntuların tespit, tescil işlemlerinin başlatılmasının ve koruma amaçlı önlemlerin alınmasının talep edildiği belirtildi.
Bunun üzerine Bodrum Sualtı Müzesi’nin bölgede dalış yaptığı ve elde edilen görüntüler ile bulgular eşliğinde tescilin yapılması ve limanın korunması için hazırlanan raporun 27 Ocak 2023 tarihinde Muğla Tabiat Varlıkları Müdürlüğü’ne bildirdiği söylendi.
Fakat Muğla Valiliği sunulan rapora rağmen 3 Şubat 2023 tarihinde Karacasöğüt limanındaki Global Marin şirketinin yat yanaşma projesine “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi. MUÇEV’in yat yanaşma projesinin devam eden ÇED sürecinde, son aşama olan İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısın tarihi 25 Nisan 2023 olarak belirlendi.
“ORTAK MİRASIMIZIN TAHRİP EDİLMESİNE VEYA YOK EDİLMESİNE SEBEP OLUNMASI AFFEDİLİR BİR İHMAL SAYILMAYACAKTIR”
Yapılan açıklamada iki karar eleştirilerek şunlar söylendi: “Karacasöğüt Koyu’nun arkeolojik niteliklerinin zarar görmemesi için, ilgili bölümünün her türlü deniz üstü faaliyet, demirleme ve dalışı yasaklayarak böylesi önemli bir tarihi mirası koruması gerekirken; bürokrasinin arkasına sığınarak ortak mirasımız olan değerlerin tahrip edilmesine veya yok edilmesine sebep olunması affedilir bir ihmal sayılmayacaktır.”
Karacasöğüt halkı tarafından arkeolojik değerlerin tescilinin yapılması için dava açıldığı belirtilerek, “Doğal ve arkeolojik sit değerlerinin zarar görmesinden endişe duyan yerel halk, Marmaris Kent Konseyi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP); MUÇEV ile GLOBAL Marin’in kapasite artırımları karşısında hukuki mücadeleyi dayanışma içerisinde sürdürmektedir. Önlem alınmadığı takdirde hukuki sorumlulukları doğacak idari makamlar, tescil kararını bir an evvel çıkarmalı ve marina adı altında yapılacak kapasite artırımları ile ilgili süreçler de durdurulmalıdır” dendi.
SAD tarafından hazırlanan raporda ise Gökova Körfezinin içinde yer alan Karacasöğüt Koyu’nun kapalı bir koy olduğundan su sirkülasyonunun çok düşük olacağına vurgu yapılarak, “Karacasöğüt gibi ÖÇK bölgesi olan kapalı koylarda teknelerden veya deniz vasıtalarından gelecek kirlilik yükünün etkileri çok yıkıcı sonuçlara neden olabilecektir. Bu nedenle tüm hassas bölgelerin öncelikle taşıma kapasitesi hesaplanmalıdır. Teorik taşıma kapasitesi uygun olsa bile doğal dengesi kritik olan doğa alanlarında kıyı yapılaşmalarına izin verilmemesi gerektiği düşünülmektedir” dendi.
Saha çalışmasının ardından bölgede deniz çayırları ve arkeolojik buluntuların tespit edildiği belirtilerek müsilaj tehlikesine karşı uyarıda bulunuldu ve şunlar söylendi:
Yarı kapalı olan bu koyda müsilaj başlangıcı görülmüş ve görüntülenerek belgelenmiştir. Karacasöğüt Koyu’na yapılacak bir kapasite artırımı veya marina deniz kirliliğinin artışını hızlandırıcı etkisi olacağı ve ek kirlilik yükü oluşturacağı değerlendirilmektedir.
Üstelik Karacasöğüt Koyunda yapılacak herhangi bir betonlaşma sadece Karacasöğüt mevkiini olumsuz etkilemeyecek, aynı zamanda Karacasöğüt ile Akyaka arasındaki kıyı şeridi boyunca süreç içinde ciddi bir insan etkinlikleri artışına ve daha fazla talebe ve dolayısıyla ranta yol açacaktır. Sonucunda ise, kısa süre sonra doğallığını koruyan Karaca-Akyaka arası sözü edilen bu kıyı şeridi zamanla imara açılma riskine daha fazla maruz kalacak ve ardından Gökova iç körfezi, yol yapımları, yazlıklar ve otellerle dolacaktır. Karaca’nın yakın etki alanındaki Boncuk Koyunda ise ülkemizin en nadir canlılarından ikisi Kum köpekbalığı ve Akdeniz foku belgelenmiştir (Bkz Ek-2 Fotoğraflar). İşte yapılaşma baskısı altına girmesi öngörülen eşsiz Boncuk Koyu, Karacasöğüt-Akyaka arasında kalmaktadır.
Bir yerde yapılacak bir kıyı projesinin ileride nelere yol açacağını öngörmek ve projeksiyon yapmak gerekir. Aksi takdirde atılan bir adımın sadece proje sahası ile sınırlı kalmayacağı aşikardır.