Sinpaş’ın “Kızılbük Otel ve Devremülk Projesi” için ikinci kez başlattığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine dair yapılan Halkın Katılımı Toplantısı gerçekleştirilemedi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlileri toplantıyı terk etti.
Muğla’nın Marmaris ilçesinde Kızılkum mevkisinde Sinpaş Holding’in iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş’nin yapmak istediği “Kızılbük Otel ve Devremülk Projesi”ne verilen ÇED gerekli değildir kararı Muğla 3.İdare Mahkemesi tarafında iptal edilmiş, şirketin karar hakkında yürütmeyi durma talebi de Danıştay tarafından reddedilmişti.
Bunun üzerine 6 Eylül 2022 tarihinde şirket yeniden ÇED’e başvurmuş, 8 Eylül 2022 tarihinde ise ÇED sürecini başlatıp aynı gün 23 Eylül 2022 tarihinde “Halkın Katılımı Toplantısı”nın yapılacağı ilan edilmişti.
“ÇEVRESEL YIKIMI SÜRDÜRECEK ÇED SÜRECİNİN BAŞLATILMASIYLA BAKANLIK SUÇ İŞLİYOR”
İçlemeler Halit Narin Turizm ve Otelcilik Okulu’nda bugün (23 Eylül 2022) gerçekleşen Halkın Katılımı Toplantısı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı temsilcilerinin sunumuyla başladı. Polis ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi aldığı toplantıda Marmarisliler, toplantının yapılma usulüne dair itirazları olduğunu ve bu nedenle toplantının yapılamayacağı dile getirildi.
Marmarisliler, mahkeme kararına esas olan ve kararda uzun alıntılar yapılan bilirkişi raporunda çevresel yıkımın mevcut olduğunun belirtilmesine rağmen çevresel yıkımı sürdürecek ÇED sürecinin işletilmesinin Bakanlık açısından mümkün olmadığı ve Bakanlık yetkililerinin bu süreci başlatarak suç işledikleri söylendi.
Ayrıca ÇED başvuru dosyasının biçimsel açıdan da ÇED mevzuatına aykırı olmasına rağmen kabul edildiği ve bu nedenle de Halkın Katılım Toplantısı’nın suç olduğu öne sürüldü.
Bir yurttaş, yasak olmasına rağmen inşaat faaliyetlerini yürüten şirkete, “Bundan sonra iş cinayetinde ölen, yaralanan, emeği sömürülen herkesten siz sorumlusunuz” dedi.
Bir başka yurttaş ise “Marmaris’te Sinpaş konusu konuşuluyor fakat ses Bakanlığa ulaşmıyor” ifadelerini kullandı.
Toplantı sırasında yurttaşlar tarafından “Mahkeme kararın uy”, “Sinpaş işçisi yalnız değildir”, “Gizli tutanak istemiyoruz” sloganları atıldı.
Bakanlık ve şirket görevlileri gelen tepkiler üzerine toplantıyı terk etti.
Bunun üzerine, toplantı tutanağının kendilerine verilmesini talep eden Marmarisliler adına Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin ve Marmaris Kent Konseyi avukatı Arzu Alper Bakanlık görevlileri ile görüşmek istedi.
UFUK BEYTEKİN: “BURADA TOPLANTI YAPILMIŞ GİBİ İMZA TOPLADILAR FAKAT BU TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRİLEMEDİ”
Yapılan görüşme sonrası açıklama yapan Beytekin şunları söyledi: “Bu toplantı halk toplantısıydı. Fakat gördüğünüz üzere Sinpaş bindirilmiş kıtalar gibi bütün işçilerini getirdi. O garibim işçi sınıfı sömürüldüğü yetmiyormuş gibi bir de burada bu sunumun aleti yapıldı.
Kural gereği, yasa gereği burada bu toplantıyı düzenleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu toplantının yapılamadığına dair tutanağı bize vermesi gerekiyordu. Fakat apar topar buradan kalkıp arkaya gittiler. Polis burada güvenlik tedbiri aldığı için arkaya geçemedik. Arka, koridor ve oda dolu. Oradan çıkıp gitmişler.
Burada imza topladılar toplantı yapılmış gibi. Bunları hepsi kayıt altında. Bu toplantı gerçekleştirilemedi. Bu şirket kendi gücünü veya siyasi gücünü kullanarak bir şey yapmaya çalışıyor. Bunu ister Kaymakamlığa ister Belediyeye dayanarak yapsın ister Valiliğe dayanarak yapsın. Biz Marmaris Kent Konseyi ve Ekolojik Mücadele Komitesi olarak bu işi sonuna kadar takip edeceğiz.”
Diğer yandan hazırlanan tutanağa yalnızca toplantıya şirketin talimatıyla katıldığı öne sürülen projede çalışan işçilerin imza attırıldığı söylendi.


GÜNGÖR ERÇİL: “KENDİ BAŞLARINA DÜZENLEDİKLERİ TUTANAK BİZİM TUTANAĞIMIZ DEĞİLDİR”
Toplantıya katılan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gönüllüsü Hukukçu Güngör Erçil ise tutanağın tutulmasının zorunlu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Tutanağın tutulması zorunluydu ve bu tutanağın toplantının neden yapılamayacağına dair açıklamaları zorunluydu. Toplantıyı yapmadılar. Ama neden yapılamayacağını, suça dayalı bir ÇED sürecinin işletilemeyeceği, ben söyledim, tutanağa geçirilmek zorundaydılar.
Tutanak, kim ne söylediyse onu içerir. Tutanağın anlamı budur. Ne olduğunu görmediğim tutanağı benim için düzenleyemezsiniz. Tutanak o değildir. Tutanak burada olanı, ne söylendiyse kayda geçiren bir şeydir. Kameralar her şeyi kayada aldı. Bunlar resmi de sayılır, kayıttır ama tutanak resmi kayıt altında Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ilgilerinin, diyelim Kent Konseyi Başkanı, diyelim toplantının yapılamayacağına dair itirazları ve gerekçeleri söyleyen benim itirazlarımı içermeliydi.
Bunları içeren bir tutanak düzenlenmedi. Kendi başlarına düzenledikleri tutanak bizim tutanağımız değildir.”
TOPLANTI TUTANAĞINI YURTTAŞLAR TUTTU
Toplantının ardından Marmarisliler kendileri bir tutanak hazırlayarak, bir basın açıklaması yaptı.
Düzenlenen tutanakta şu ifadelere yer verildi:
“Kızılbük GYO tarafında sunulan ÇED Başvuru Dosyası’na dayanarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Muğla İl Müdürlüğü yönetiminde düzenlenen (23.09.2022 – İçmeler – Marmaris) Halkın Katılımı Toplantısı’nın yapılmasına itiraz edilmiş, ÇŞİD İl Müdürlüğü yetkilileri toplantı başlangıcında toplantı tutanağını vereceklerini belirtmesine rağmen toplantı yapılamadan ve tamamlanamadan tutanağı talep edenlere vermeden toplantı salonunu terk etmişlerdir.
Toplantının düzenlenmesinin aşağıda belirtilen nedenlerle mümkün olmadığı toplantıda dile getirilmiştir.
1- ÇED süreci Muğla 3. İdare Mahkemesi’nin kararına aykırı olması nedeniyle Anayasal ve yasal suç oluşturmaktadır.
2- Projenin sahibi ÇED Başvuru Dosyası’nda belge ile kanıtlanarak belirtilmemiştir.
3- Projeye ait ÇED Başvuru Dosyası ÇED Yönetmeliği ve UEU’lere aykırı biçimde düzenlenmiştir.
4- Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çevreyi, ekolojik varlıkları, doğayı korumakla görevlidir. Bu göreve sahip Bakanlığın Mahkeme kararında çevreye ve kıyıya önemli zararlar verildiği belirtilmesine rağmen görevlerini yerine getirmediği, suç işleyerek ÇED sürecini başlatmıştır.
5- Suç işlenerek başlatılan ÇED sürdürülemez. Bir ÇED süreci suça dayanarak yürütülemez.
6- Mahkeme kararına göre yürütülemeyecek olan projenin projeye ait mahkeme kararı Danıştay tarafından bozulduğu taktirde başlatılan ÇED süreci tümüyle gereksiz olacaktır. Toplantı mahkeme kararına müdahale niteliğinde olduğunda yapılamaz.
Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle bu tutanak imzalanmıştır.
Not: Ekli 4 (Dört) sayfada toplantıya katılan ve yukarıdaki tutanağı imzalarıyla teyit edenler TCKN, isim ve telefon numarası belirtilerek yer almaktadır.”




UFUK BEYTEKİN: “YAPILAN ÇED BAŞVURUSU HUKUKA AYKIRI”
Basın açıklamasında Marmarisliler adına konuşan Ufuk Beytekin, toplantının talepleri ve hukuki dayanaklar göstererek yaptıkları itirazlar sonucunda yapılamadığını dile getirdi ve şunları belirtti: “Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden gelen görevli arkadaşlar apar topar kalkarak gittiler. Bize bir tutanak bırakmadılar. Bunu özellikle vurguluyorum. Bu tutanağı bize teslim etmeleri gerekiyordu. Toplantının yapılamadığına, hukuksuz olduğuna avukatlarımız tarafından yapılan itirazların tutanağa geçip, o tutanağın bize verilmesi gerekiyordu.”
Yapılan ÇED başvurusunun hukuka aykırı ve Proje Tanıtım Dosyası’nın gerçek olmayan bilgilerle dolu olduğunu belirten Beytekin, Bakanlığın şirkete Milli Park’ta dinamit kullandığı için ve kıyıları doldurduğu için ceza kestiğini hatırlattı.
Beytekin, “Bu devletin bilirkişi raporları var bu Milli Parkı 25 dönüm tahrip ettiğine dair. Marmaris Belediyesi’nin veya Kaymakamlığın, ilgili makamların tutanakları var inşaat yasağında çalıştığına dair. Mahkeme kararında sonra güya mühürlenen inşaatın hala çalıştığına dair daha iki gün önce yat yarışmalarında çekilen kayıtlar var. Bakın bizim çektiğimiz kayıtlar değil. Halkın çektiği kayıtlar var. Takır takır inşaat çalışıyor. Yat yarışmasına katılan insanlar kayıt altına almışlar. Buna rağmen bu bakanlık apar topar bir şey yapmaya çalışıyor hukuksuz olarak” dedi.
Yaşananlara müsaade etmediklerini ve itirazlarını dile getirerek toplantının gerçekleşmemesini sağladıklarını dile getiren Beytekin, “Halk katılım toplantısı zaten komediydi. Burada aslında Marmaris halkı olmak zorunda. Marmaris’teki projeyi Marmaris halkının bilgilendirilmesi için yapılır fakat Sinpaş buraya çalışan bütün emekçi arkadaşlarımızı yığmış. Çünkü garibanlar maaşa çalışıyor mecbur gelecekler. Şirket zorunlu tutmuş, buraya getirilmişler sabahtan bindirilmiş kıtalar gibi. Bununla bir kar elde edemeyeceklerini hala anlayamıyorlar. Bu şirket ‘Ben yaparım, ceza mı kesiyorsunuz iptal ettiririm, iptal ettiremezsem öderim, gidin polis çağırın, gidin kime şikâyet ediyorsanız edin’ küstahlığıyla ve mantığıyla hala aynı kafayla bu işleri yapabileceğini zannediyor. Biz bunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“MARMARİSLİLERE SESLENİYORUM BU KENTE, YAŞADIĞINIZ YERE SAHİP ÇIKIN”
Gerçekleştirilemeyen toplantı ile ilgili gerekli hukuki girişimlerde bulunacaklarını belirten Beytekin, Marmaris’te yaşayanlara seslendi. Toplantıda Marmarislilerden çok ilçe dışından gelenlerin olduğunu söyleyen Beytekin şunları ifade etti: “Marmarisliler nerede? Marmarisliden çok yabancı insan vardı. Marmarisliler nerede? Sezon bitti artık bir şey de bahane edemezsiniz. Tamam Belediye bu işin tarafı olabilir. Aralarında şirketle duygusal bir bağ olabilir ama vatandaş olarak sen neredesin. Sen niye boyun büküyorsun. Niçin itiraz etmiyorsun. Niçin yaşadığın yeri savunmuyorsun? Biz burada itiraz etmesek, bu davalar açılmasa bu inşaat belki kanunsuz olarak bitmiş bile olabilirdi.”
Beytekin, inşaata dair raporlarda projede 6 bin kişinin yaşayacağının belirtildiğini ifade etti ve durumun yaratacağı sorunlara değinerek şunları söyledi: “İçmeler’in nüfusu 6 bin kişi arkadaşlar. Yani bu ne demek? Zaten yetersiz olan üstyapı yani trafik keşmekeşi yaşanacak. 6 bin tane araba gelecek buraya belki. 6 bin insanın foseptiği nereye gidecek arkadaşlar. Bir seneyi geçkindir orada çalışan işçilerin tuvaleti, elini yüzünü yıkadığı su nereye gidiyor?”
İçmeler denizinin kapalı bir deniz olduğunu ve kirlendiğini belirten Beytekin, “Bu yolun başlangıcı arkadaşlar. Bunu baştan söyledik. Bu itirazları dile getirdik diye, emniyet kayıtlarında da var, bir haftadır vidanjör giriyor. Böyle bir komedi olabilir mi? Kimi kandıracağınızı zannediyorsunuz siz? Bu insanlar aptal mı? Her şey kayıtlar altında. Marmarislilere tekrara sesleniyorum bu kente, yaşadığınız yere sahip çıkın. Eğer Marmaris bir cennetse, buraya dünyanın incisi deyip heykel koymayı biliyorsanız buraya sahip çıkın. Belediyenin ne yaptığı bu halkı ilgilendirmez. Belediye, Kaymakamlık taraf olabilir. Onlar destekliyor olabilir ama biz halk olarak desteklemiyoruz arkadaşlar” dedi.
“NEYİN ETKİSİNİ DEĞERLENDİRECEĞİZ, ZATEN ÇEVRE BIRAKMADINIZ ORTALIKTA”
İnşaat sürecinde çevrenin tahrip edildiğini vurgulayan Beytekin, “Dinamit attınız, kayayı toz haline getirdiniz. Reklamlarına bakın Sinpaş’ın, bu arada cayır cayır reklamı dönüyor, kadınlar plajı dedikleri yer, iki tane kepçenin, ekskavatörün durduğu kayalığı gösteriyorlar yıkılmamış haliyle. Bunun reklamını yapıyorlar, bunu satıyorlar. Hepinizin önüne geliyordur.
Buna nasıl göz yumarsınız. Neyin etkisini değerlendireceğiz, zaten çevre bırakmadınız ortalıkta. Çevre kalmadı. Turizm sezonunda 20-30 tane kamyonu doldurdunuz, inşaat yasağında çalıştınız. Milli Park’ı talan ettiniz. Geçen milletvekilleri ile girdik içler acısı. Milli parkın içine otoyol gibi yol açmışlar. Bunu bir vatandaş yaptığı zaman ağır cezada çok ağır cezalarla mahkûm olacak. Buna yetkililer, halk nasıl göz umar. Hepimiz burada yaşıyoruz. Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Birbirimizin yüzüne bakacak yüzümüz olsun. İki gün sonra her şey biter, herkes gider ama biz buradayız. Birbirimizin yüzüne bakacak yüzümüz olsun diyorum. O yüzden bütün Marmarislileri bu Sinpaş eylemlerine bekliyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi tekrara beyan ediyoruz. Milli parkımızı Sinpaş’a vermeyeceğiz diyoruz.”