Ekoloji Gazetecisi Hakan Tosun, İstanbul’da saldırıya uğrayarak öldürüldü. Tosun’un ölümü sonrası Marmaris’te yurttaşlar basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Derin bir üzüntüyle, ama aynı zamanda kararlılıkla ve öfkeyle, bir kez daha soruyoruz: Hakan Tosun’a ne oldu?” denildi.
Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı mücadelesi başta olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde ekoloji haberlerini takip eden Gazeteci – Belgesel Yönetmeni Hakan Tosun, 10 Ekim’de İstanbul Esenyurt’ta saldırıya uğramıştı.
Yol kenarında bilinci kapalı halde bulunan Tosun, Başakşehir’deki Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Kimliği yanında olmayan Tosun’un kimlik tespiti yapılmamış ve 27 saat boyunca ailesine haber verilmemişti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü saldırıyla ilgili olarak 18 ve 24 yaşlarında iki zanlının tutuklandığını açıklamıştı. Tosun, 13 Ekim’de beyin ölümünün gerçekleşmesi sonrası hayatını kaybetti.
Tosun, bugün (16 Ekim) saat 13:00 Nurtepe Metro İstasyonu’nda uğurlandı. Cenaze töreninin ise 16:30’da yapılacağı aktarıldı.
Marmaris’te yurttaşlar, Tosun’u anmak için bugün Atatürk Meydanı’nda bir araya geldi. Tosun’un öldürülmesine tepki göstermek için toplanan yurttaşlar, basın açıklaması düzenledi.


“ÜZGÜNÜZ, ÖFKELİYİZ”
Marmaris Kent Politikaları Derneği Kurucu Üyesi Halime Şaman’ın okuduğu basın açıklamasında “Hakan Tosun’u susturdular, biz konuşacağız” denilirken şunlar kaydedildi:
“Gazeteci ve ekoloji aktivisti Hakan Tosun, 10 Ekim gecesi İstanbul Esenyurt’ta evine giderken uğradığı saldırı sonucu ağır yaralanmış ve komaya girmişti. Günlerdir hastanede süren yaşam mücadelesi son buldu ve Hakan’ı kaybettik. Onu bugün toprağa emanet edeceğiz. Üzgünüz, öfkeliyiz.”
Söz konusu cinayete dair yanıtlanmamış sorular olduğuna değinen açıklamada şunlar soruldu:
“Hakan’ın telefonu, cüzdanı, kimliği ve kamerası nerede? Bu eşyalar arandı mı, aranmaya devam ediliyor mu?
Basına sızan görüntüler kim veya kimler tarafından, hangi amaçla seçilip bir araya getirilerek (kurgulanarak) servis edilmiştir?
Delil niteliği taşıyan kamera kayıtlarını yasa dışı biçimde esnaftan alan kişiler hakkında herhangi bir gözaltı işlemi yapılmış mıdır?
Kamuoyunda olayın kasıtlı bir eylem olduğuna ilişkin oluşan kuvvetli şüphelerle ilgili yürütülen bir çalışma var mıdır?
Ve en önemlisi, bu saldırının arkasındaki gerçek sebep nedir?”
“SKANDAL UYGULAMALARIN KARANLIĞINDA BIRAKILMAK İSTENİYORUZ”
Basın açıklamasında, olayın gerçekleştiği tarih üzerinden altı gün geçtiği halde İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği’nden açıklama yapılmamasına tepki gösterilirken şunlar söylendi:
“Skandal uygulamaların karanlığında bırakılmak isteniyoruz. Polisin izlediği ama almadığı kamera kayıtlarını, saldırganın ailesi nasıl ve neden alıyor? Aynı kişiler olay hakkında bilgi veren esnafı, haber yapan gazeteciyi nasıl tehdit edebiliyor?
Bu kişilerle ilgili bir işlem yapılmazken sanık ailesi tarafından kamera kayıtlarına el konulan esnaf hangi nedenle gözaltına alınıyor.”
Soruşturma tüm yönleriyle açıklığa kavuşturuluncaya kadar susmayacaklarını dile getiren yurttaşlar, “Hakan Tosun, bu ülkenin ekoloji mücadelesinin belleğiydi. İkizdere’de taş ocağının gölgesinde, Akbelen’de kesilen ağaçların arasında, Samandağ’da yıkıntıların içinde, Validebağ’da, Kazdağları’nda, Munzur’da. Her yerde onun kamerası, mikrofonu ve sesi vardı” açıklamasında bulundu.


“GİDERKEN BİLE YAŞAMI SAVUNMAYA DEVAM ETTİ”
Açıklamanın devamında şunlar aktarıldı:
“O, doğayı, emeği ve insan onurunu savunanların tanığıydı; kayda alınmayanı kayda geçiren, görünmeyeni görünür kılan bir gazeteciydi. Evinin yolunda, sıradan bir akşamda, sıra dışı biçimde yaşam hakkı elinden alındı. Ailesi, onun vasiyetini yerine getirerek organlarını bağışladı. Hakan, yaşamı savunduğu gibi, ölümüyle de yaşama can verdi. Giderken bile yaşamı savunmaya devam etti.”
Tosun’un dostları, yoldaşları ve meslektaşları olarak çağrıda bulunan yurttaşlar, şunları kaydetti:
“Bu cinayet aydınlatılana kadar Hakan Tosun’un adını her yerde anacağız. Derin bir üzüntüyle, ama aynı zamanda kararlılıkla ve öfkeyle, bir kez daha soruyoruz: Hakan Tosun’a ne oldu?”
Açıklamada, “Cevap alınmadan, adalet yerini bulmadan, Hakan’ın yarım bıraktığı sözü tamamlamadan durmayacağız” denilirken son olarak şunlar söylendi:
“Çünkü onun kamerası gerçeğe dönüktü, şimdi o gerçeği açığa çıkarmak bizim boynumuzun borcu. Hakan Tosun’un anısı, adalet arayışımızda yolumuzu aydınlatmaya devam edecek.”